28 Nisan 2011

Selin torunumuz bir başka bizim için!

Selin bebek. Ailemizin üç erkek torundan sonra gelen kız torunu.
Sakin. Çok büyük derdi olmazsa huysuzlanmayan, hep gülen,
Etrafını fıldır fıldır gözlemleyen bir kız.
Mete’nin yanında sevemediğimiz, yüz vermediğimiz ama içten içe
kalbimizi çalan ailemizin prensesi.
Kız babası, kız dedesi dostlarım hep derlerdi;
Kız çocukları bir başka oluyor diye.
Gerçekten öyleymiş.
Selin torun bambaşka bizim için.

23 Nisan 2011

“Test usülü yerine metin sorulmalı”

Emekliler bir araya gelince ne yapar, biraz siyaset, biraz spor, biraz çocuklarını, torunlarını konuşur. Laf dönüp dolaşıp eski günlerde yaşananlara gelir. Yine böyle bir emekli laflamasında bir arkadaş orta öğretim yıllarındaki öğretmenlerden bahsederken” Köy Enstitü mezunu bir öğretmenimiz vardı. Her şeyi ondan öğrendim. Sadece kendi branşındaki bilgileri değil, her şeyi. Bilmediği şey yoktu. Becerilerini hayranlıkla izlerdik” dedi.
Bu aralar pek televizyon izlemiyorum. Olaylara objektif bakan ve kamu yararını ön plana alan bir konuşmacıya rastlamadım bugüne kadar. Her konuşmacı sorunlara kendi penceresinden bakıyor, yanlış da olsa dayatıyor. İnsanı yeter artık dedirtme noktasına getiriyor.
Sizin anlayacağınız particilik takım tutma gibi olmuş.
Aday listelerine bakarsanız en hızlı savunucuların liderlerinin gözüne girdiği, seçilecek yerlere konmalarından belli.
Dedim ya izlemiyorum bu programları. Kanal kanal doğru dürüst bir program ararken geçenlerde Teke Tek’e takıldım. Başından beri izleyemedim ama konuşmacı eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz olunca kanalda kaldım.
Sayın Gürüz’ün şu cümleleri dikkatimi çekti:
“Benimle ilgili iddiaları konuşmak yerine sınav sistemini tartışmak çok daha yerinde olur. Bakın elimde çok önemli raporlar var. Bu raporlarda Batılı ülkeler ve Amerika, bizim yaptığımız sınav sistemini terk ediyorlar. Çocukların bilgisini yarıştırmıyorlar. Orta öğretim başarı oranını esas alıyorlar. Öğretmenlerimize güvenelim. Orta öğretimden yüksek öğretime geçişte orta öğretim başarı oranı yüzde yetmiş olsun. Dershaneleri ortadan kaldıralım. Batıda sınav sisteminde en son gelinen nokta bu. Çocuklarımızın bilgisini daha doğrusu dershane yüklemelerini yarıştırmayalım. Öğretmenlerimizin öğrettiklerini ön plana çıkaralım”.
Altmış yıl önce terk edilmiş 17 Nisan'da kuruluşu kutlanan köy enstitülerinin eğitim sisteminde de öğreti ezbere dayanmıyordu. Görerek, yaparak öğreniyordu çocuklar bir çok şeyi. Ve o bilgileri hayatları boyu unutmuyorlar, öğretmen olarak gittikleri okullarda öğrencilere de öğretiyorlardı.
Kemal Gürüz bir şeyin daha altını çiziyor. Sınavlar test usulü olmasın. Metin halinde olsun. Öğrenci kompozisyon yazmasını öğrensin. Bugünün çocukları iki satır yazamıyor.
Sistemlere ideolojik bakarsanız, ben yaptım oldu derseniz, ezberciliğe yöneltirseniz, bugün yaşanan kaoslardan kurtulamazsınız.
Bu sistemlerle geleceğimizi bu gençlere nasıl bırakırız?
Öldüğümüzde aklımız kesin geride kalacak.
..................................................
Not:
Bir kaç kendini bilmezin sanal hırsızlığı nedeniyle tüm blogları kapatanlar, umarım artık bloglarımıza dokunmazlar.