İstanbul'da yaşanmış olayların
konu olduğu deyimlerin anlamlarını ve ortaya çıkış hikayelerini içeren bir kitap yayımlandı.
'İstanbul'un 100 Deyimi' isimli kitabı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Öğretim Görevlisi Çilem Tercüman kaleme aldı:
II. Mahmud devrinde önce askerler, ardından memurlar için resmi başlık
olarak kabul edilen fes, kısa sürede halk tarafından da kullanılmaya başlanır.
Fesin yaygınlaşmasının ardından değişik renk ve biçimleri, püsküllü ve
püskülsüz olanları, hatta püsküllerin de envai çeşidi sokaklarda görünür.
Yağmur ve kardan kalıbı bozulan, rüzgarda püskülleri sürekli karışan fesin
kullanımı zahmetli ve masraflı bir iştir. Başlığın bu durumuna binaen doğan ve
elinden kurtulması güç, zarara ve sıkıntıya yol açan kimse yahut şeyler için
söylenen "püsküllü bela" deyimi, bugün dahi sıkça
kullanılmaktadır.
Üsküdar'da sabah oldu
Üsküdar'da deniz kıyısındaki Valide Sultan ve Mihrimah Sultan camilerinin
müezzinleri, karşı tarafta yaşayan padişaha seslerini duyurabilmek ve ondan
ihsan alabilmek, belki saray müezzinliğine yükselebilmek ümidiyle sabah
ezanlarını mutlaka Beşiktaş'taki cami müezzinlerinden önce okurlarmış. Bir
şeyin zamanını geçirmek, geç kalmak anlamında bugün dahi kullanılmakta olan
"Üsküdar'da sabah oldu" deyimi, vaktiyle aynı hat üzerinde olmalarına
rağmen Üsküdar'ın Beşiktaş'tan önce okunan sabah ezanlarından kaynaklanmıştır.
Yarın: Yelkenleri
suya indirmek ve zıvanadan çıkmak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder