İstanbul'da yaşanmış olayların
konu olduğu deyimlerin anlamlarını ve ortaya çıkış hikayelerini içeren bir kitap yayımlandı.
'İstanbul'un 100 Deyimi' isimli kitabı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Öğretim Görevlisi Çilem Tercüman kaleme aldı:
İlk zamanlarda yükseklerde uçan kimselerin
daha sonra durumlarının farkına vararak eski hallerinden vazgeçtiklerini
anlatmak için kullanılan bir deyimdir. Eskiden gemiler, rüzgârlı havalarda
yelkenle yürütülürdü ve geleneğe göre bir gemi, yabancı bir ülkenin sınırlarına
girdiğinde saygı gereği yelkenlerini indirmek zorundaydı. Bir gün Fatih , Rumelihisarı'nda gezerken bir Ceneviz gemisi hisara yaklaşır ancak
yelkenleri indirilmez. Kaptana yelkenleri indirmesi hatırlatılmasına rağmen
geminin yelkenleri indirilmeyince Fatih'in emriyle gemi topa tutularak
batırılır ve böylece bu deyim dilimize geçer.
Zıvanadan çıkmak
Zıvana, eskiden sigaranın veya tütün çubuğunun ağza gelen kısmına konulan
kağıttan yapılmış boruya verilen addır. Ayrıca pek çok kısımdan meydana gelen
eşyalarda parçaların birbirine geçmesini sağlayan girinti ve çıkıntılara da
zıvana denir. Zıvana yahut zıvanaların olması gereken yerden ayrılması, umulan
amaca hizmet etmeyecektir. Dolayısıyla eski İstanbul'da gündelik hayatta bir olay
karşısında "çok öfkelenmek", "delirmek" manasında zıvanadan
çıkmak tabiri kullanılmıştır.