Demir Elma Festivali, 1-2-3 Kasım’da Borçka’da
gerçekleşti.
Bir varmış, bir yokmuş Borçka diye bir yerde
Maradit diye bir köy varmış. Borçka’da
ve köyde bir sürü ‘Demir Elma’ ağacı varmış. Demir Elma’nın bir adı da Laz
Elması’ymış.
Demir Elma da elmaymış hani. Her derde devaymış.
Anneler, çocuklar hastalanınca fırında ‘Demir Elma’ pişirip onlara yedirir
çocuklar da hemencecik iyileşirmiş. Çiçeğinden şifa niyetine çay yapılırmış. Hasta
ziyaretine giderken Demir Elma götürülürmüş. Akşam komşular geldiğinde kuzinenin
üzerinde pişer, mis gibi kokusu yayılır, onun tadına doyum olmazmış. Her kılığa
girermiş Demir Elma. Kah hoşaf olurmuş, kah pekmez, kah sirke. Tencerede pişen
Demir Elmalar’ın üzerine kızgın tereyağını döktün mü al sana nefis bir yemek
oluverirmiş. Üzerine bir de ceviz
serptin mi yemeyip, yanında yatsan olurmuş.
Maradit Köyü’ndeki Halvaşi Konağı bahçesinde bizim
ekip...
Komşular birbirine
“Bizde bir hasta var elmaya kaçtı aklı
Şimdi elma olur mu a Hemşinli’nin aklı
Yenisi çiçek açar eskisi olur saklı” diye maniler
söylermiş.
Sahiden de Demir Elma, demir gibi dayanıklıymış. Serenderlere
serilen mısırın kurutulmuş dış yapraklarının üzerinde bir yıl uyuyabilirmiş. Bazıları da sandıklarda saklanır, sandığın
kapağı açılınca mis gibi bir koku odayı dolduruverirmiş. Sandıkta fındıkla
kardeş, kardeş uyudukları da olurmuş çoğu zaman.
Demir Elma...
Kadınların el emeği afiş, yürüyüş boyunca taşındı
Bahçelerde çay, fındık ağacı, Demir Elma ağacı
kardeşçe yaşamış uzun yıllar. Gel zaman, git zaman çay ve fındık ağaçlarına
gölge yapıyor diye kesmeye başlamış köylüler Demir Elma ağaçlarını. Çay ve
fındık para getiriyor Demir Elma o kadar da para kazandırmıyormuş. Gövdecikleri
kesilmiş odun olmuş. O güzelim ağaçların sayısı gün günden azalmış.
Bakmışlar olacak gibi değil. Elele vermiş Demir
Elma masalının ileri gelenleri. Ne yapsak, ne etsek de ailelerimizi bir araya
getiren, nesilden, nesile aktarılan bu lezzeti uzun yıllar yaşatsak diye
düşünmeye başlamışlar ve kolları sıvamışlar.
Borçka Belediyesi demiş ki, “Biz, Demir Elmamız’a
Coğrafi İşaret alalım” Peki neymiş bu Coğrafi İşaret. O, ürünün bulunduğu
yöreyle özdeşleşmiş olmasının, geleneksel yöntemlerle yapılmasının ve iyi bir
üne sahip olmasının göstergesi. Tam da Demir Elma’ya göre. Ve başlamış
yolculuk. Ne bulmuşlar biliyor musunuz?. Taaa 100 yıl önce yazılmış bir kitapta
“Borçka’nın Çxala Köyü’nde Demir Elma’nın meşhur olduğu yazısını. Çalışmalarına
bu yazıyı da ekleyip Türk Patent Enstitüsü’nün kapısını çalmışlar. Ve böylece Demir
Elma’nın boynuna çok değerli bir madalya asmışlar. Bundan sonra Demir Elma’nın
adı “Borçka Demir Elması” olmuş. Bu madalya, Demir Elma’nın, tanınırlığını artıracak,
ticari yönünü güçlendirecek, kültürünü yaşatacakmış.
Eee bu güzel haberi herkes duymalıymış öyleyse.
Demir Elma artık bir şenliği hak etmiş.
Kollar sıvanmış. Borçka Belediyesi, Gola Kültür Sanat ve Ekoloji
Derneği, İKSV ve Marmara Belediyeler Birliği bir festival düzenlemiş. Üç gün,
üç gece sürmüş festival. Ülkenin dört bir yanından gelen doğaseverler, şairler,
yazarlar, sanatçılar, turistler, yaşlılar, gençler Demir Elma’nın bu güzel
yolculuğunda, onun sevincine ortak olmaktan çok mutlu olmuşlar.
Fındık Ocağı’ndan Seyyare Sungur, Demir Elmalı
Çikolata yapımını gösterdi...
Bir çeşit tahtadan çengel olan sagrep ile toplanan
Demir Elmalar’ın gideli denen ince, uzun sepetlere konulması anlatılırken, festivale
katkı sağlayanlardan Güneşin Aydemir’den de simge ağacın altında yıldız
masalını dinledik.
Bir varmış, bir yokmuş uzak diyarlarda çeşit, çeşit
ağaçları olan bir bahçe varmış. İnsanlar geceleri bu ağaçların altında
yıldızları seyre dalarlarmış. Ulu çınarlar, kestaneler, ıhlamurlar, armutlar…
Bu bahçedeki elma ağacı hariç tüm ağaçların, kuşların, insanların gökyüzünde
bir yıldızı varmış. Geceleri dünya uykuya daldığında yıldızını bilen onunla
konuşurmuş. Herkes yıldızıyla sohbet ederken, küçük elma ağacı dallarını yere
eğer, sessiz, sessiz ağlarmış. Günlerden bir gün bahçeye gelen köyün bilgesi,
üzülmeyip sabırla beklemesini, sonbaharda ona bir sır vereceğini söylemiş.
Ve sonbahar gelmiş. Bilge, elma ağacından izin
isteyip bir elma koparmış dalından ve ortasından bıçağı yan tutarak bölmüş
elmayı ikiye. Ve “Bak” demiş, “Herkesin yıldızı gökyüzünde senin yıldızın
kalbinde saklı”
İşte demiş Demir Elma, “Benim yıldızım da kalbimde.
Artık rahatladım ve mutluyum.”
Borçka Belediye Başkanı Ercan Orhan akerdeonuyla halayı coşturdu. Başkan Ercan Orhan ve Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği Başkanı Sevilay Refika Kadıoğlu, festivalin yükünü omuzlayan iki güzel insan. Tabii arkalarındaki destek çok büyük.
Demir Elma’dan pekmez yapımı...
Çocuklar, rengarenk oyunlar oynadı...
Gökten 3 elma düşmüş, üçü de Demir Elma’ymış.
Ve masalımız gerçek olmuş.
Yüreğinize ve kaleminize sağlık Suzan PEKER 🙏❤️
YanıtlaSil“Demir Elma” yı masalsı anlatımınız ile oradaymış ve yaşamışım gibi okudum. Bir ağaçtan vazgeçip başka ağaçları korumaya çalışmak ve bunu sadece maddiyat olarak yapmak çok acıydı. Neyseki gelen işaret ile “DEMİR ELMA” kurtuldu. Ve belki de hem maddi hem de manevi olarak bizlere çok güzel dersler vermek için. Bir başka festivalde orada olmak ve “Demir Elma” ile yapılan lezzetli ürünleri tatmak dileğiyle 🍏🍎 Teşekkürler 🙏
Çok mutlu oldum. Demir Elma kültürünün bir parçası olmak güzeldi. Yüreğinizdeki dileklerin gerçek olması ve Demir Elma festivalini yaşamanız dileğiyle. Çok teşekkürler 🙏
YanıtlaSilSuzan Peker yazdı:
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, Sevgili Ü.Ð.Ö. Umarım Demir Elma bu güzel festivalin de desteğiyle yine eski güzel günlerine döner. Korunması gereken ürünlerimizin ve değerlerimizin yitip gitmemesi dileğiyle...