Suzan PEKER yazdı
Tokat’a geldik ya, Tokatlı gibi konuşmadan olmaz.
Evet biz de Tokat’tayız heri.
Bu sözcüğü Tokatlılar, “ya”, “yahu”, “artık“
anlamında kullanmayı seviyor. Kısaca he yerine de geçiyor. Gezerken gördüğümüz
yeni vizyona giren filmin adı da Tokatlıyız heri idi. Heri’yi sevdik, sevimli
bir sözcük. Tokat’ın daha birçok sevimli sözcüğü var.
“Tokat size sürprizler sunabilir” cümlesinden yola
çıkıp, Tokat’ı merak ettik bu kez. Eee merak olmadan gezi olmaz…Düştük yollara;
Ankara, İstanbul ve Bozcaada’dan gelerek büyüyen grubumuz, Tokat Yazmacılar
Han’da buluştu.
900 adımda 900 yıllık tarih: Tokat
Tokat Yazması meşhur, bilirsiniz. Eskiden
geleneksel bir şekilde yazma üretilen Tokat Yazmacılar Hanı, şimdi otantik bir
otel. Konaklama için burayı seçtik ve memnun kaldık.
Sabah hafif yağmur çiselerken otelimizin bulunduğu
Halit Sokak’tan Sulu Sokak’a doğru ilerliyoruz. Daracık sokağın iki yanında
tarihi evler, hanların altlarında Tokat yazması, elişi ürünler, takılar,
değerli taşlar satan sevimli küçük dükkanlar…
Hatti, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişment,
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserleriyle Tokat bir açık hava müzesi. Sulu
Sokak, sırtını Tokat Kalesi’ne dayamış, eski adıyla Yahudiler Sokağı. Tarih
kokan bu sokağa tarihi İpek Yolu’nu ve ticareti simgeleyen deve kervanlarının
heykelleri yerleştirilmiş. Tokat, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan yol üzerinde
olması nedeniyle tarih boyunca önemli bir ticaret merkeziymiş.
Sık Dişini Helası...
Deve kervanlarıyla ticaret için gelenler o kadar
çokmuş ki, tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için sıra beklerlermiş. Günümüze ‘Sık
Dişini Helası’ adıyla gelen tarihi hela, o günlerin ticaret yoğunluğunu bize
muzip bir dille anlatıyor. 15. asra tarihlenen yapının, Anadolu’nun ilk umumi helası
olduğu düşünülüyor.
Tokat Müzesi...
Çivi Yazılı Hitit Tableti...Azize kristina heykeli...Hristiyanlığı kabul ettiği için Paganlar tarafından öldürüldüğü düşünülen genç
kız heykeli. 1929’da harabe bir kiliseden alınarak Tokat Müzesi’ne getirilmiş.
19. Yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.
Takılar...
Sokağın iki yanı müzeler ve tarihi eserlerle dolu.
İlk durağımız, Tokat Müzesi. Arkeolojik ve etnografik eserlerin yer aldığı
Tokat Müzesi’ne 15. Yüzyılda inşa edilen Tokat Bedesteni ev sahipliği yapıyor.
Milattan önce 4000 yılına kadar uzanan Tokat şehrinin birçok medeniyete ait
arkeolojik eserlerini burada görmek mümkün. Maşathöyük kazı buluntuları,
Hititçe tabletler, sikke koleksiyonuyla zengin bir müze burası.
Yağıbasan Medresesi...
İkinci durağımız; Danişmentliler döneminde inşa
edilen Yağıbasan Medresesi. Medrese; astronomi,
fizik, geometri, matematiğin öğretildiği, Anadolu’nun kapalı avlulu ilk
medreselerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Avlunun dört bir yanındaki odalarda; El-İdrisi’nin Kayıp Dünya
Haritası’nın, Takiyyüddin’in İstanbul Rasathanesi için icat ettiği bir gözlem
aletinin, El- Biruni’nin kimya çalışmalarının, 12. Yy’daki tıp aletlerinin,
izlerini sürebilirsiniz.
Tokat Şehir Müzesi Hatırası—Grubumuzun
kadınları…
Yağıbasan Medresesi’nin hemen yanında, Tokat Şehir
Müzesi bulunuyor. Burası daha çok etnografik bir müze. Tokat; bakırcılık,
yazmacılık, dokumacılık, ahşap oymacılığı ve dericiliğiyle ünlü. Sultan II.
Mahmut’un saray sinilerinin Tokat’ta yapılması için bir ferman çıkardığı
biliniyor. Müzede, Tokat’ın tarihteki günlük yaşamına ait örnekler, giysiler,
canlandırmalar görülebilir. Girişte fotoğraf çektirmek için bir hatıra köşesi
oluşturmuşlar. Grubumuzun kadınları olarak burada bir fotoğraf çektirmesek
olmazdı.
Ahşap oymacılığı...
Tokat Yazmacılığı...
Ellik.. Türkülere konu olan ve halayı çekilen ellik,
ekin biçerken ele geçirilen bir alet. Ahşaptan yapılan ellik, orağın eli
kesmesini engelliyor.
Honca Tepsisi. Evlendikleri gece, gelin ve
damada götürülen yemek tepsisi. Tokat’a
özgü 6 gözlü bu tepsi, bugünkü tabldot sisteminin atası gibi.
Yeşilırmak’ın kıyısında…
Tarihi Yeşilırmak Köprüsü...
Müze
gezilerimiz bitti. Yeşilırmak’ın kıyısında soluklanma vakti. Selçuklu döneminde
yapılan Yeşilırmak Köprüsü ya da Hıdırlık Köprüsü’nün dibindeyiz. 1250 yılında
yapılan 5 kemerli köprü, Selçuklu Sultanı 2. Gıyaseddin Keyhüsrev’in üç yıl
boyunca çatışan üç oğlu İzzettin, Alaaddin ve Rukneddin’i barıştırmak için
yapılmış.
Bugün
tarihi köprüye nazır kırmızı kalpli “Tokat”
yazısının önünde poz vermek isterseniz, sevginizi, zaman tünelinden geçirmiş
olabilirsiniz.
Yeşilırmak
yanımızdan akarken, 775 yıl önce yapılan tarihi köprüye bakarak çayımızı
yudumlayıp, Tokat’ın bize daha neler sunacağını merak ediyoruz. Ama bir gün
daha bekleyeceğiz. Zira programda yarın Amasya var.
Bir Tokatlı olarak yazınızı keyifle okudum. Tokat hakkında aslında bilgi fakiri olduğumu anladım. Farkındalık için teşekkür ederim.
YanıtlaSilBir Tokatlı'dan bu yorumu almak beni çok mutlu etti. Çok teşekkür ederim Seref Bey
SilÇok kapsamlı ve öğretici bir yazı olmuş.Suzancım elimize unutabilrceğimiz bir çok yerin belgesini vermişsin .⭐⭐⭐Binlerce teşekkürler.Merakla Amasya'yı bekliyorum.
YanıtlaSilÖzcan Ablacım, birlikte gezmek çok keyifli. Yine gezelim, yine yazalım. Çok teşekkür ederim.
Sil