Sayfalar

27 Mayıs 2025

Tokat’tayız heri…

 Suzan PEKER yazdı

Tokat’a geldik ya, Tokatlı gibi konuşmadan olmaz. Evet biz de Tokat’tayız heri.  

Bu sözcüğü Tokatlılar, “ya”, “yahu”, “artık“ anlamında kullanmayı seviyor. Kısaca he yerine de geçiyor. Gezerken gördüğümüz yeni vizyona giren filmin adı da Tokatlıyız heri idi. Heri’yi sevdik, sevimli bir sözcük. Tokat’ın daha birçok sevimli sözcüğü var.

“Tokat size sürprizler sunabilir” cümlesinden yola çıkıp, Tokat’ı merak ettik bu kez. Eee merak olmadan gezi olmaz…Düştük yollara; Ankara, İstanbul ve Bozcaada’dan gelerek büyüyen grubumuz, Tokat Yazmacılar Han’da buluştu.

 900 adımda 900 yıllık tarih: Tokat

 Tokat Yazması meşhur, bilirsiniz. Eskiden geleneksel bir şekilde yazma üretilen Tokat Yazmacılar Hanı, şimdi otantik bir otel. Konaklama için burayı seçtik ve memnun kaldık.

Sabah hafif yağmur çiselerken otelimizin bulunduğu Halit Sokak’tan Sulu Sokak’a doğru ilerliyoruz. Daracık sokağın iki yanında tarihi evler, hanların altlarında Tokat yazması, elişi ürünler, takılar, değerli taşlar satan sevimli küçük dükkanlar…

 Hatti, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişment, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserleriyle Tokat bir açık hava müzesi. Sulu Sokak, sırtını Tokat Kalesi’ne dayamış, eski adıyla Yahudiler Sokağı. Tarih kokan bu sokağa tarihi İpek Yolu’nu ve ticareti simgeleyen deve kervanlarının heykelleri yerleştirilmiş. Tokat, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan yol üzerinde olması nedeniyle tarih boyunca önemli bir ticaret merkeziymiş.

 Sık Dişini Helası...

 Deve kervanlarıyla ticaret için gelenler o kadar çokmuş ki, tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için sıra beklerlermiş. Günümüze ‘Sık Dişini Helası’ adıyla gelen tarihi hela, o günlerin ticaret yoğunluğunu bize muzip bir dille anlatıyor. 15. asra tarihlenen yapının, Anadolu’nun ilk umumi helası olduğu düşünülüyor.


Tokat Müzesi...

Çivi Yazılı Hitit Tableti...

Azize kristina heykeli...

Hristiyanlığı kabul ettiği için Paganlar tarafından öldürüldüğü düşünülen genç kız heykeli. 1929’da harabe bir kiliseden alınarak Tokat Müzesi’ne getirilmiş. 19. Yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.

Takılar...

 Sokağın iki yanı müzeler ve tarihi eserlerle dolu. İlk durağımız, Tokat Müzesi. Arkeolojik ve etnografik eserlerin yer aldığı Tokat Müzesi’ne 15. Yüzyılda inşa edilen Tokat Bedesteni ev sahipliği yapıyor. Milattan önce 4000 yılına kadar uzanan Tokat şehrinin birçok medeniyete ait arkeolojik eserlerini burada görmek mümkün. Maşathöyük kazı buluntuları, Hititçe tabletler, sikke koleksiyonuyla zengin bir müze burası.

 

Yağıbasan Medresesi...

 İkinci durağımız; Danişmentliler döneminde inşa edilen Yağıbasan Medresesi.  Medrese; astronomi, fizik, geometri, matematiğin öğretildiği, Anadolu’nun kapalı avlulu ilk medreselerinden biri olma özelliğini taşıyor.  Avlunun dört bir yanındaki odalarda; El-İdrisi’nin Kayıp Dünya Haritası’nın, Takiyyüddin’in İstanbul Rasathanesi için icat ettiği bir gözlem aletinin, El- Biruni’nin kimya çalışmalarının, 12. Yy’daki tıp aletlerinin, izlerini sürebilirsiniz.  


 
Tokat Şehir Müzesi Hatırası—Grubumuzun kadınları

 Yağıbasan Medresesi’nin hemen yanında, Tokat Şehir Müzesi bulunuyor. Burası daha çok etnografik bir müze. Tokat; bakırcılık, yazmacılık, dokumacılık, ahşap oymacılığı ve dericiliğiyle ünlü. Sultan II. Mahmut’un saray sinilerinin Tokat’ta yapılması için bir ferman çıkardığı biliniyor. Müzede, Tokat’ın tarihteki günlük yaşamına ait örnekler, giysiler, canlandırmalar görülebilir. Girişte fotoğraf çektirmek için bir hatıra köşesi oluşturmuşlar. Grubumuzun kadınları olarak burada bir fotoğraf çektirmesek olmazdı.

 Ahşap oymacılığı...

Tokat Yazmacılığı...

 Ellik.. Türkülere konu olan ve halayı çekilen ellik, ekin biçerken ele geçirilen bir alet. Ahşaptan yapılan ellik, orağın eli kesmesini engelliyor.

Honca Tepsisi. Evlendikleri gece, gelin ve damada götürülen yemek tepsisi.  Tokat’a özgü 6 gözlü bu tepsi, bugünkü tabldot sisteminin atası gibi.

 Yeşilırmak’ın kıyısında…

Tarihi Yeşilırmak Köprüsü...

 Müze gezilerimiz bitti. Yeşilırmak’ın kıyısında soluklanma vakti. Selçuklu döneminde yapılan Yeşilırmak Köprüsü ya da Hıdırlık Köprüsü’nün dibindeyiz. 1250 yılında yapılan 5 kemerli köprü, Selçuklu Sultanı 2. Gıyaseddin Keyhüsrev’in üç yıl boyunca çatışan üç oğlu İzzettin, Alaaddin ve Rukneddin’i barıştırmak için yapılmış.

Bugün tarihi köprüye nazır  kırmızı kalpli “Tokat” yazısının önünde poz vermek isterseniz, sevginizi, zaman tünelinden geçirmiş olabilirsiniz.

Yeşilırmak yanımızdan akarken, 775 yıl önce yapılan tarihi köprüye bakarak çayımızı yudumlayıp, Tokat’ın bize daha neler sunacağını merak ediyoruz. Ama bir gün daha bekleyeceğiz. Zira programda yarın Amasya var.

  

4 yorum:

  1. Bir Tokatlı olarak yazınızı keyifle okudum. Tokat hakkında aslında bilgi fakiri olduğumu anladım. Farkındalık için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir Tokatlı'dan bu yorumu almak beni çok mutlu etti. Çok teşekkür ederim Seref Bey

      Sil
  2. Çok kapsamlı ve öğretici bir yazı olmuş.Suzancım elimize unutabilrceğimiz bir çok yerin belgesini vermişsin .⭐⭐⭐Binlerce teşekkürler.Merakla Amasya'yı bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özcan Ablacım, birlikte gezmek çok keyifli. Yine gezelim, yine yazalım. Çok teşekkür ederim.

      Sil