
Hemen yanlarındaki bacada da güvercinlerin birbirlerine kur yapışlarını, onların da yumurtadan çıkan yavrularını nasıl koruyup beslediklerini aynı hayranlıkla izliyoruz. Aslında doğa şartlarında güvercinlerin en büyük düşmanlarının başında martıların geldiğini bizzat gözlemleyen biri olarak bu durumu hayretle seyrediyorum. Ne kadar yabani olsalar da demek ki kuluçka döneminde birbirlerine zarar vermiyorlar.

Gemiyle seyir halinde iken martıların kendi türleri dışındaki diğer kuşları nasıl acımasızca takip ederek denize düşürdüklerini ve sonrada yediklerini yüzlerce kez gördüm. Karşı çatıda martılar, kargalar, güvercinler, kumrular ve serçelerin büyük bir dostluk içinde yaşadıklarını gördükçe hayretler içinde kalıyorum.

Acaba bu durum üreme dönemi olduğu için mi böyle?.
Martılar karınlarını artık denizden doyuramadığı için çöplüklere yöneldiler. Bu durum onları diğer kuşlarla birlikte yaşamaya alıştırdığı için mi ehlileşmiş görünüyorlar. Yoksa şehir hayatına alıştıklarından mı medenileştiler acaba? Bilemiyorum ama bildiğim bir şey var.
Biz insanlar ne yazık ki kuşlar kadar bile olamıyoruz. Birbirimizi bir kaşık suda boğmaya çalışıyoruz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder