İstanbul'da yaşanmış olayların konu olduğu deyimlerin anlamlarını ve ortaya çıkış hikayelerini içeren bir kitap yayımlandı. 'İstanbul'un 100 Deyimi' isimli kitabı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Çilem Tercüman kaleme aldı:
Eski İstanbul'da sefer, savaş,
düğün, seyahat gibi önemli bir işe girişmeden önce mutlaka eşref, yani uğurlu
bir vakit gözetilirdi. Saray halkından sokaktaki insana kadar herkes buna
inanırdı. Kişi önemli bir işe girişmeden önce
dönemin astronomu sayılan bir müneccime başvurur, müneccim de yıldızların
hareketlerinden ve gezegenlerin gökyüzündeki durumlarından bir mana çıkararak
eşref saat tayin ederdi. Günlük dilde bu deyim sinirli bir mizaca sahip olan
sağı solu belli olmayan bir kişiden bir şey isteneceği zaman "Şu an sırası
değil, eşref saatini beklemek lazım" şeklinde de kullanılmaktadır.
Gözden sürmeyi çekmek:
Kasımpaşa'daki Haliç Tersanesi'nde "göz" adı verilen özel
bölmelerde "sürme" denilen keresteler istiflenerek, muhafaza
edilirdi. Ancak bütün tedbirlere rağmen zaman zaman açıkgöz ve becerikli
hırsızlar tarafından gözlerden sürmeler çalınırdı. Günümüzde göz ve sürme
kelimeleri bu anlamlarını yitirmiş olsalar da hala hırsızlıkta marifeti ifade
etmek için kullanılan "gözden sürmeyi çekmek" deyimi buradan gelmektedir.
Yarın: Kabak tadı vermek ve
Marmara çırası gibi tutuşmak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder