İstanbul'da yaşanmış olayların
konu olduğu deyimlerin anlamlarını ve ortaya çıkış hikayelerini içeren bir kitap yayımlandı.
'İstanbul'un 100 Deyimi' isimli kitabı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Öğretim Görevlisi Çilem Tercüman kaleme aldı:
Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan medreseye devam eden talebelere
medresenin aşevinde her gün yemek verilmektedir. Bilhassa cuma günleri
sofraların iyice zenginleştiği, yemeklerin çeşitlendiği medresede mevsimi
geldiği zaman haftalarca her gün kabak yemeği çıkar, sürekli çıkan kabak
yemeğinden doğan usanç ile her türlü bıktırıcı hal için "kabak tadı
vermek" deyimi kullanılmaya başlanır.
Marmara çırası gibi tutuşmak:
Eskiden ocak, soba veya mangalda ateş yakabilmek için çıralar kullanılır,
bu çıralar ise çarşılarda tutam halinde satılırdı. Aniden parlayanlar,
öfkelenenler için kullanılan "Marmara çırası gibi tutuşmak" deyimi,
sakızlı çam ağaçlarıyla meşhur olan Marmara Adası'ndan toplanan ve reçinesi bol
olduğu için kolaylıkla yanan çıralardan doğmuştur.
Yarın: Püsküllü bela ve Üsküdar’da sabah oldu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder