Yeni restore edilen "Bulgur Palas", mimarisi ve ihtişamı ile ziyaretçilerine kapılarını açtı.
Tarihi Yarımada'yı, Marmara Denizi'ni,
Üsküdar ve Kız Kulesi'nden Adalar'a kadar İstanbul'u göz alabildiğine gören konağın
ilginç hikayesi 1912'de başlıyor.
Konak, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli isimlerinden Bolu Milletvekili Mehmet Habib Bey tarafından Osmanlı vatandaşı Levanten mimar Giulio Mongeri'ye yaptırıldı.
Bulgur, arpa ve buğday gibi hububatın
ticaretini yapan Habib Bey, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Cerrahpaşa’da
arazi satın aldı.
Kendi adına yaptıracağı konak için 1912’de
Levanten mimar Mongeri ile anlaştı.
Mütareke döneminde İtilaf Devletleri’nin
talebi doğrultusunda İttihatçı olması dolayısıyla 10 Mart 1919'da tutuklanan
Mehmet Habib Bey hapsedildi, sonrasında ise Malta’ya sürgün edildi.
Sürgün dönüşü konağın inşaatına devam eden
Habib Bey, bazı malzemelerini yurt dışından getirtti.
Konağın 81 bağımsız bölümü, 1750
metrekare açık, 3 bin 750 metrekare kapalı alanı, 1000 metrekarelik müştemilatı
ve 9 metrekarelik süs havuzu vardı.
Bu görkemli yapı halk arasında “Bulgur Palas”
olarak anıldı.
Mehmet Habib Bey, konağın tamamlanmasını
göremeyerek, 48 yaşında geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. Eşi
Bedia Hanım, bu görkemli yapıyı borçları karşılığı Osmanlı Bankasına devretmek
zorunda kaldı.
Konak, Osmanlı Bankası tarafından arşiv
merkezi, kanarya hane ve Osmanlı Bankası çalışanları için konut olarak
değerlendirildi. Binanın bodrum katında şubeler için kanarya yetiştirilirken üç
daire çalışanlara tahsis edildi.
Söz konusu arşiv ise Türkiye'nin uzun bir
dönemine tekabül eden bankacılık, hukuk ile sosyal yaşam alanlarında verilere
sahip önemli bir kurumsal yapıdaydı.
Uzun yıllar arşiv binası olarak hizmet veren
Bulgur Palas, Osmanlı Bankasının 2001 yılında Garanti Bankası bünyesine
katılmasıyla el değiştirdi.
Bakımsızlık nedeniyle bazı bölümleri hasar
gören konak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alındı.
Restorasyonu tamamlanan Bulgur Palas, özel arşivlerin yer
aldığı kütüphanesiyle, sergi salonuyla, sosyal alanlarıyla kapılarını açtı.
Bulgur Palas'ta ayrıca Sarayburnu, Çemberlitaş, Süleymaniye, Fatih, Yavuz Selim
ve Edirnekapı manzaralarının seyredilebileceği seyir terası da yer alıyor.
Mehmet
Habib Bey’in konağın ücretini ve Osmanlı Bankası’ndan aldığı borçları
ödeyememesi sebebiyle 1926’da Osmanlı Bankası’na devredilen bina, uzun yıllar
Osmanlı Arşivi olarak kullanılmış.
Taş-tuğla
malzemeden inşa edilen yapının inşasında kullanılan malzemelerin bir kısmının
yurt dışından getirildiği biliniyor. Tuğla duvarlar sıvasız olup sadece kuleli
kısım sıvalıdır. Tavan döşemeleri çelik putrelli volta döşemedir. Bodrum kat,
üç normal kat ve çatı katından oluşan konağın bir de kulesi bulunuyor.