
Geçenlerde yolumuz Değirmendere’ye düştü. Hani fındığı ile şöhretli bölgeye.Tarif üzerine bir ev aramaya kalktık, kaybolduk. Değirmendere Belediyesi’ni tebrik ediyorum. Bir tek tabela gördük, sınır tabelasını.Her beldede o meşhur “şehrin merkezi” tabelasını görmek mümkün. Yolunuz Değirmendere’ye düşerse ve otomobil kullanıyorsanız böyle bir tabela aramayın, ana yoldan hemen deniz tarafına sapın, yoksa kendinizi bir anda Karamürsel’de bulursunuz.

Değirmendere büyük depremde en çok hasar gören ve canlar veren bir belde. Asıl ismi “Değirmenderesi”. Bu isim zamanla "Değirmendere"'ye dönmüş.Gölcük’ten daha çok nüfusa sahipken, tersanelerin Gölcüğe kurulmasıyla nüfusu gerilerde kalmış ve Gölcük’e bağlı bir belde haline gelmiş.


Değirmendere'nin fındığını bilmeyen yok. Her yaz fındık festivali düzenleniyor beldede. Değirmendere'nin bir başka özelliği de dünyanın ilk açık hava ahşap heykel müzesine sahip olması. Sahil boyunca ahşap heykeller sizlere “merhaba” diyor.

DENİZ OTOBÜSÜNÜ GÖRÜNCE: Değirmendere’den karşı sahillere bakarken bir deniz otobüsü dikkatimizi çekti. Deniz otobüsü beni gençlik yıllarıma götürdü. O yıllarda yaşadığımız Üsküdar Vapuru faciasını hatırladım. Biliyorsunuz Üsküdar Vapuru 1 Mart 1958’de Derince açıklarında batmış, yüzlerce yolcu sulara gömülmüştü. Ölen yolcuların çoğunun İzmit lisesi’nden çıkan ve evlerine giden öğrenciler olması yürekleri yakmıştı.
3 yorum:
O tabelaları bir de benim eşime sorun bin ah işitin Akın amca :) Var olanları da öyle yerlere koyuyorlar ki, görebilmeniz imkansız! Yolu geçip görüyorsunuz ya da... Önünde ağaç bitip dallar arasından görünmeyenler mi istersiniz, ayrı direğe konulmasın, iş ve masraf çıkmasın diye dönüşe 2m kala konulanlar mı istersinz, elinize fotoğraf makinası alıp yola çıksanız, bu konu ile ilgili kitap yazılır Türkiye'de! Bir de İngiltere'de yaşayıp, Türkiye'de yol bulmaya kalktığımızı eklersek, bizi seyretmek epey eğlenceli olurdu herhalde. En son Şeker Bayramı'nda İstanbul'da yan yollara giriş kabusu yaşadık. Girişleri kaçırıp nerelerden döndük. Kendi evimizin yolu için bile! Otogar'dan yolcu karşılamaya gittik. Son dakika gördüğümüz döneceğimiz yolu gösteren işaret yüzünden girişi kaçırdık ve tam bir daire çizerek, 50km yol yapıp aynı noktaya geri geldik. Yolcuyu almaya 20 dakika erken gitmişken 30 dakika beklettiğimiz için de kulağımız çekildi :) Özetle bu konuda Değirmendere yalnız değil!
Değirmendere'nin yanlız olmadığı doğru Sevgili Dilek. Havalar iyi olsun özellikle dalların arkasına saklanan trafik ışıklarının peşine düşeceğim.
Ben Değirmendere'de büyüdüm. Çocuk olmak için harika bir yerdi bizim zamanımız olan 80'lerde. Çok özlüyorum. Bazen kaçıp gidiyorum sahilde yürüyüş yapıp dönüyorum İstanbul'a. O sessizlik hiç bir şeye değişilmez. Çok acayip yer Değirmendere. :)
Yorum Gönder