3 Ekim 2013

SAKIZ PAKETİ ve yeşil yumruk!

Ustanın Paketi milletin önünde!. Açılış öncesi reklamı, beklenti çizgisini aşsa da sakızların göz alıcı ambalajı çene idmanını güçlendiriyor… İçi boş  beğeniler ağız dolusu lafı da yalakalık gayretine ek yapıyor. (durup yasaklı kelimeler listesine bakmam gerek… YALAKA kelimesi de bu ara yasaklanmış olabilir!) Tayyip Erdoğan’ın övgü kurdelaları paketten henüz sökülüp atılmamış! Hemen her konuya ilaç gibi gelmiş… Bir dolu SAKIZ! Özgürlük için sokağa çıkanlar ve özgür kalmaya çalışan ALEVİ 'lerin ÖTEKİ olmaları resmen tescillenmiş. Gene çiğniyor çiğneniyoruz. Gene çene yoruyor, gerçeği dolandırıyoruz. Bir miktar özgürlük için. Boş mide ile yalanıyoruz!.
Ustanın hakkını çiğneme, sakızını çiğne. Her gün yeni bir sakız, her gün başka tad! Özgürlüğe giden yol paketlenmiş mi yoksa? Paket açıldıktan 35 dakika sonra halkın nabzı da hemen paketin yanına bırakılmış! Halkın % 75’i paketi olumlu bulmuştur! Bence de! Zira onlar AKP tarafından iki paket makarna, bir paket bulgur ve bir torba soğana alıştırılmış olanlardır. PAKETÇİDİRLER. Bu paketin de hazırlanışı gene kapalı kapılar ardındaydı. Ve asla demokratik değildi. “Biz yaparız siz ister evet deyin ister hayır” mantığı tabii ki vardı. Üstüne üstlük muhalefetten de şikayet ettiler. “Bakın muhalafet hazırlıklı olmadığı için sadece itiraz ediyor” Ülkemde kimin hazırlıklardan, torbalardan haberi olabiliyor?
Gerçek hayatta haksızlıklar ve tacizler sürerken paketle gelen sakız rahatlığı hafızaları silip çeneleri yoruyor! Söyleme değil eyleme bak sözünü unutturuyor. *Silivri Cezaevi hızla büyütülecek. Bu anlayışla iktidarın hapishane ihtiyacı artacak! Yasaklar artarken daha demokratik oluyoruz ya!…* Biber gazımızı kendimiz yapacağız, kendimiz sıkacağız. Ne kadar sıkarsak o kadar yapacağız! Bize gaz satan dış ülkeler gaz ihraç etmek istemiyor! Gezi olayları görüntüleri gözlerini açmış! Ne kadar demokrasi o kadar gaz deyip tedbir alıyoruz. Aman gazsız kalmayalım! Gel de gurur duyma! *Gezi direnişi sırasında Çapulculara (bu kelime yasaklanamaz… Başbakan kullanmamış mıydı?) destek veren KOÇ grubuna yönelik “denetim tacizini” dillendiren kalmadı. Normal denetim denen işlemin 200 e varan maliyeci ile başlatıldığı ve sürdüğü ,böyle bir işlemin bugüne kadar benzerinin ise görülmediği unutuluyor.
Paketin tam göbeğinde TÜRBAN YASAĞININ KALKMASI var! Yani  bu hamle Laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne dayalı sosyal devlet yapısına Atatürk İlkelerine karşı açılan savaştaki yeşil yumruktur… Kafa karışıklığına, çeneler sakız çiğnerken akılların rölanti halinden kalması yol açıyor. AKP kafasıyla düşünürsek, ÖTEKİ’ler neden Türban’a karşı çıkıyor?. Bir tarikatı belirlediği ve o din grubunun simgesi olarak görüldüğü için. Örtünme hakkı ile karıştılması da doğru değil. Aldatmacadır. Aynen ana dilde eğitim ile ana dili öğrenme hakkı gibi. Aynı aldatmalı kelime örtünme hakkı içinde söz konusudur. Anadolu kadının taktığı başörtüsü tartışılmamaktadır. Bir tarikatı, belirli bir inancı sembolize eden türban ,kimileri için ayırımcılığa giriyor. Örtünme hakkını türbana indirgeyen paket yaşam hakkını da görmezden gelebiliyor… Alevileri paketin hiç bir yerine koymuyor! Buna karşılık memurlara siyasi parti üyesi olma yani siyaset yolu açılıyor. Bu gün de şikayet konusu olan partizanlık bin kat artacak gibi! AKP deki hedef belli. Benden olanların sayısı artacak. Zinhar söz edilmeyen ifade ve düşünce özgürlüğü paketten silinmiş gibi. Gösteri ve yürüyüşlerde beklenen özgürlük hamlesi hatırlanamaz ki!. Sanki bu ülkenin gençleri yerlerde sürüklenmedi. Burunları, kafaları kırılmadı. Polisin attığı gaz kapsülleri ile hayatlarından olmadılar… Pakete göre “bu olaylar yaşanmadı. Bu konularda demokrat mı demokratız!”. İfade özgürlüğüne ne kadar güveneceğimi bilemediğim için duygularımı apaçık ifade edemiyorum. Sık sık yasaklı kelime listesine göz atarak yazıyorum. Tüm gazetecilerin ve bilhassa Kürt kökenli meslektaşlarımın hapsedilmelerini ifade özgürlüğünün neresine koyacağız?. Artık kimse bunlar gazeteci değil ,örgüt ile ilişkileri var. “yalanına” sarılmamalı. İfade özgürlüğü hoşa gitmeyen hatta ülkeyi sarsabilecek kadar sert sözleri de kapsıyor
1983 yılından bu yana barajdan şikayet var. Her kesim baraj kalksın diyor .Başbakan da aksini söylemiyor. Biliyor ki daha demokratik olmak yani katılımcılığı arttırmak için barajın indirilmesi şart. Ama kaldırmıyor. Başka yerlere giden yokuşlar konuyor. Terçihler sunmuş! 40 katır mı 40 satır mı der gibi. “Basit bir iş var. Yap.İndir % 10 barajı” denince “Biz koymadık ki” cevabı alınıyor. Yani kalkıp mezarları açıp ölülerin ruhlarına “siz koydunuz gelin bu maddeyi kaldırın” demek mi gerek?. Büyük partiye yarayacak iki sistem ekliyor. %5 baraj - Daraltılmış sistem ve Dar sistem. Sunulan en masum şey ,yasaklı hali komedi olmuş kürtçenin üç harfi ile köy isimlerine özgürlük , tabelaya konan bir isim oluyor!
Paketteki sakızları çiğneye çiğneye yeşillendim sayılır… Bu sakız paketi bir anlamda hedefini buldu. Ben de daralıyorum. Bizi 11 yıldır AKP nin DAR ve DARALTILMIŞ sistemi yönetiyor. At pazarlığından sadece ben mi çok daraldım. Umarım yanılırım .Sakız paketinden çıkan yeşil yumruk bizi dönüştürüp orta doğu ülkesine çevirmez ve özgürlük umutlarımızı yok etmez!.
 

Hiç yorum yok: