Kardeşim gibi
sevdiğim bir dostum bizi Bozcaada’da yaptırdıkları bağ evine davet etti. Böyle
kardeşe can kurban. Yazlıktan aldılar, yedirdiler, içirdiler, gezdirdiler yine
yazlığa getirip bıraktılar.
Bize de Bu
geziyi daha doğrusu Bozcaada görüntülerini sizlerle paylaşmak düştü.
SİZİ İLK “KALE” KARŞILAR: Bozcaada iskelesine feribotla yanaşırken sizi tüm görkemiyle kale karşılar. Kalenin, Venedik, Ceneviz ve Bizanslılar döneminden beri kullanıldığı biliniyor. Kalenin iç bölümünde Bozcaada ile ilgili tarihi ve etnografik eserlerin görülebileceği bir sergi mekanı bulunuyor.
Yüzölçümü 40 km², anakaraya
uzaklığı 6 km. 2015 yılı verilerine göre ilçe nüfusu 2.643. İlçede nüfus
yazları tatilcilerle artıyor. Bağcılık, deniz turizmi ve rüzgâr santralleri ön
planda.
YERLEŞİM ADANIN DOĞUSUNDAKİ KOYDA: Feribotun yanaştığı iskelenin bulunduğu koy yerleşim alanı olmuş. Tipik evler ve pansiyonlar bu bölgede. Tabii lokantalar kafeler de.
Adanın tarihine bir göz atarsak, Çanakkale Boğazı'nın
girişindeki önemli stratejik konumu adaya damgasını vuruyor.
Tenedos adı Herodot'un yazılarında sık sık geçiyor. Antik çağ'da Midilli adasında
oturan Aiolya halkının bir kısmının buraya yerleştiği tahmin ediliyor.
TEK KATLI TAŞ EVE İZİN VAR: Bozcaada, şaraplık üzümleri ve şaraplarıyla ünlü. Adanın büyük kısmı bağlarla kaplı. Adada yetişen gelincik çiçeklerinden az miktarda üretilen şerbet ve reçeller daha çok turistlere satılır.
Fatih Sultan Mehmet döneminde 1455 yılında Gökçeada ile
birlikte fethedilen ada, Osmanlı donanmasının ikmal üssü olarak kullanıldı.
Bunun üzerine Venedikliler adaya tekrar asker çıkardılar. 1464'te
Mahmut Paşa, adayı tekrar Osmanlı İmparatorluğu topraklarına kattı.
AKVARYUM PLAJI: Halk arasında, etrafta yüzen çeşitli balıkların çokluğundan dolayı "Akvaryum Koyu" diye bilinir. Herhangi bir plaj tesisi olmayan küçük bir koy. Burası tamamen kendi hazırlığınızı yaparak gelmeniz gereken bir yer.
Bozcaada, Çanakkale Savaşı'nda
Birleşik Krallık ve Fransa kuvvetleri
tarafından işgal edildi ve lojistik destek için kullanıldı. Bu dönemde müttefik
kuvvetler Ayazma Tepesi'nde, Habbele Ovası'nda ve Habbele Tepesi'nde savaş
uçakları için üç pist yaptı. Savaş sırasında müttefik askerleri, Bozcaada'da
tedavi oldu ve dinlendi.
HABBALE PLAJI: Bozcaada'da Ayazma Plajına oranla daha sakin bir koy olan Habbele Koyu, kumlu ve taşlı bir deniz zeminine sahip. Araçla gidilebileceği gibi, plaja minibüslerle erişim de mümkün.
Bozcaada 24 Temmuz 1923'te
imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti'ne
bırakıldı. Türkler, adayı aynı yılın 20 Eylül günü
teslim aldılar.
Bozcaada belediyesi de adanın
Türkiye'ye geçmesinin hemen ardından yine 1923'te kuruldu.
ÇAYIR PLAJI: Adanın Kuzeyi’ine
bakan plaj çok rüzgâr alıyor. Bu nedenle plajda rüzgâr sörfü yapılıyor.
Lodoslarda ise yüzme için havuz gibi bir alan.
SULUBAHÇE
PLAJI: Havlunuzu alıp bütün gün güneşlenip denize girebileceğiniz bir plaj.
Hemen belirteyim deniz suyu oldukça soğuk.
DAR SOKAKLAR: Adadan ayrılan Rumların önemli bir kısmı, Sidney'e ve Atina'ya
göç etmiş. 1923'teki büyük göçten sonra 1970'lere kadar duraklayan Rum
nüfusundaki azalma, Kıbrıs Harekâtı sonrasında hızlanmış.
YERLEŞİM SIK SIK KESİLMİŞ: Bozcaada'da yerleşim 14.yy'ın son yıllarında adanın tümüyle boşaltılmasıyla kesintiye uğramış. 15.yüzyılın ortalarında ada Osmanlı yönetimine girdiğinde boş olduğu yönünde belgeler var.
230 RUM KALMIŞ ADADA: 20. yüzyıl başında nüfusun yarısından biraz fazlasını Ruumlar oluştururken, bugün adada sadece 30 kadar Rum kalmış.
KOYLAR BALIKLAR İÇİN DOĞAL BİR SIĞINAK: Ada kıyıları balıklar için doğal bir sığınak ve üreme bölgesi. Bu yüzden ada etrafında trolle avlanma yasaklanmış. Koylar amatör balıkçılar tarafından büyük rağbet görüyor.
1 yorum:
Çok güzel anlatmışsınız! Kaleminize kuvvet!
Yorum Gönder