Suzan Peker’in kaleminden
Bozcaada'ya bu seferki
gidişim çok keyifli olmadı. Evle ilgili bir sürü sorun falan. Fakat çok güzel
bir törene denk geldim ve bu beni mutlu etti. Üzerinden çok zaman geçti
biliyorum ve biliyorum ki bayat haber, haber değildir ama koşuşturmalarımın
ardı arkası kesilmedi. Size hepsini anlatıp sıkmak istemem. Gördüklerimi anlatmasam da olmazdı.. O zaman buyurun
Teofania'ya, Işıklar Bayramı'na ya da daha çok bildiğimiz adıyla Denizden Haç
Çıkarma Töreni'ne..
Bozcaada Rum
Mahallesi'nde yapımı 1860'lara tarihlenen bir kilise var. Adanın tek kilisesi.
Adada kalan çok az sayıdaki Rum'un ibadet yeri. Selanik'ten, Midilli adasından Teofania için
gelen Rumlar İsa'nın vaftiz edilişini 6 Ocak'ta andılar. Önce kilisede bir ayin
düzenlendi.
Kutsanmış şarap ağızlara bırakılırken..
Ruhban sınıfı en
görkemli kıyafetlerini giymişti. Kilisenin içi tütsü kokuyordu. Genç ve
yaşlılar iki ayrı grup halinde ilahiler söylüyordu. Bize göre biraz daha gizli
kalmış bir bölgede dualar edildi. Kutsanmış şarap ağızlara bırakıldı. Fesleğen
ve nergis çiçeği kutsanmış suyun içine kondu, dualar okundu, dualara ilahiler
eşlik etti. Dua sadece Rumca değildi. Törende bulunan herkesin anlaması ve 'amin'
demesi için her dilde okundu. Mumlar yakıldı, dilekler dilendi. Kiliseye yardım
için bir tepsiye paralar bırakıldı.
Dualar okunurken her dilde amin denildi.
Ayin bittikten sonra
Bozcaada'nın ara sokaklarındaydık.
Yunan bayrağının
renklerini taşıyan mavi-beyaz fularlar takmış genç izciler önde, ruhban sınıfı
ve halk arkada deniz kenarına yüründü. Hava güneşliydi. Aklım çocukların buz
gibi soğuk suya nasıl atlayacağı ile meşguldü. Allah'tan hava dünkü gibi
sel-kıyamet değildi. İskeleye yaklaştıkça kalabalık arttı.
Deniz kenarında üç
genç soyundu. Haç, berrak sulara bırakılırken en ufak tefek olanı haçı
yakalayıp kaldırdı. Sonra bir daha haç atıldı, sonra bir daha. Üç genç de haç
çıkartmış oldu, böylece.
Konuşmalar yapıldı.
Dünya barışı için, halkların kardeşliği için. Güzel temennilerdi bunlar. Keşke iyi dualar hep
kabul olsa diye geçirdim içimden.
Akşam, adadaki açık
3-5 restoranın tümünü adanın karşı kıyısından gelenler doldurmuştu. Kadehler
iyiliğe, güzelliğe kalktı...
"Rivayete göre İsa'nın doğum günü
olarak kabul edilen 25 Aralık'ta, öteki dünyadan yol açılınca, fırsat
bulan "ecinniler" dünyamıza doluşmuşlar. "Kirletmedik" yer
bırakmamış, evlerin altını üstüne getirmişler. 12 gün boyunca bunlarla baş
edilememiş. 12 gün sonra Hz. İsa vaftiz edilmiş. Onun suya girmesiyle tüm sular
kutsanmış. Gökyüzü açılmış, yeryüzüne nur inmiş. Bu kutsal güne 'Işıklar'
anlamına gelen Ta Fota adı verilmiş."
..Tırnak içindeki kısımlar alıntıdır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder