Osmanlı İmparatorluğu'nda Şehzadeler Şehri diye anılan Amasya'dayız. Yeşilırmak'ın kıyısındaki kurulmuş bu şirin şehir; Unesco Dünya Kültür Mirası listesine girmiş Kral Kaya Mezarları, Amasya Kalesi, Yalıboyu Evleri, Şehzazedeler Müzesi, Burmalı Minare Camii gibi birçok tarihi esere ev sahipliği yapıyor.
Müze girişi. İlhanlılar döneminden kalan tek eser…
Biz öncelikle Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi
Müzesi'ni görmek istiyoruz. Yeşilırmak'ın iki yakasında konumlanan bu küçük
şehirde, Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Müzesi'ni bulmak zor olmuyor. Selçuklu ve
Osmanlı döneminde hastaları iyileştirmek amacıyla inşa edilen bimarhane, yani
hastahane denilen yapılardan biri burası da.
Göz kapağı düşmesinde dağlama..Genel cerrahi aletleri...
Kemik cerrahi aletleri…
İlhanlılar döneminden günümüze ulaşan
tek eser, bu. 1308 yılında İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcaytu Mehmed Han ve eşi
Ilduz Hatun'un inşa ettirdikleri medrese şeklindeki bu yapı, bir avlunun
etrafında sıralanmış odalardan oluşuyor. Darüşşifa'da tıp eğitimi verilirken, aynı
zamanda hastalar da tedavi edilmiş. Yani zamanının üniversite hastanesiymiş
burası. Daha sonra akıl ve ruh hastalarının musikiyle tedavi edildiği bir
merkez olmuş. Yapı, 1999-2011 yılları arasında belediye konservatuarı olarak
hizmet vermiş, 2011'den bu yana da tıp ve cerrahi müzesi.
Diş tedavi aletleri…
Müzeye adını veren Şerafeddin
Sabuncuoğlu, Fatih döneminin ünlü
hekimleri arasında. Bugün Amasya'da Sabuncuoğlu adına bir hastane de bulunuyor.
Sabuncuoğlu, temel eğitimini Burhanettin Ahmet'ten almış ve Amasya Darüşşifa'sında
tamamlamış. Hekimliğe, 17 yaşında başlayan Sabuncuoğlu, yaşamını araştırmaya ve
denemeye vermiş. Çok iyi Arapça, Farsça ve Rumca bilen Şerafeddin Sabuncuoğlu,
tıp tarihine 3 önemli eser bırakmış. Bunlar, Akrabaddin Çevirisi, Cerrahiyettü'l Haniyye ve Mücerreb Name'dir.
Kadın doğum ve üroloji aletleri…
Musikiyle tedavi…
Şifalı Macunlar
Müzede, Mücerreb Name adlı eserinde yer
alan formüllerle üretildiği belirtilen macunlar satılıyor. Bunlar şöyle
anlatılıyor:
- Macun-u Bah: İştah artırır, gaz
giderir, bağıra kuvvet verir.
- Macun-u Mütevekkili: Kuluncu açar,
mide zayıflığı, şişkinliği, baş ağrısını, giderir. Gut hastalığına faydalıdır.
- Macun-ı Bellud: Üreme yollarını açar,
aşırı terlemeyi düzenler.
- Macun-u Müferrih: Hazmı kolaylaştırır,
cildi güzelleştirir.
- Macun-u Felasife: Balgam söktürücü,
dili açar, gazı giderir.
- Macun-u İbni Sina: Ağız kokusunu
giderir, mesane taşını eritir...
Sabuncuoğlu ve hastası…
Sabuncuoğlu’nun balmumu heykeli ve 700 yıllık sözü…
Şerafeddin Sabuncuoğlu, diğer birçok
hekimin aksine özellikle cerrahiyle ilgilenmiş. Cerrahide hayati tehlikenin çok
yüksek olması nedeniyle o dönemde ilaçla tedavi yapılıyormuş. Sabuncuoğlu, 14
yıl Amasya Bimarhanesi'nde yaptığı cerrahi çalışmalarla adını zamanla bütün
Anadolu'ya duyurmuş.
Müzede gezerken ilk dikkatimizi çeken,
Sabuncuoğlu'nun her hekimin hatta her insana ilke olacak bir sözü
"Vicdanın daima hırsının önüne geçsin"
1300'lü yıllarda bu sözün söylenmesi ve
hala geçerli olması...
Müzede, balmumu heykellerle o dönem
yansıtılmış. Cerrahide ve diş tedavisinde kullanılan aletler ilgi çekici.
"Şarkı
söylemek sağlığı koruyan en iyi egzersizdir" İbn-i Sina
Müzenin bir odası, müzikle tedaviye
ayrılmış. Hangi burca hangi musiki makamının iyi geleceği, hastalıklara göre
makamlar, vakitlere göre makamlar, tenlere göre makamlar ayrı tablolarda
anlatılmış.
Bu bölümden ayrılırken. kapının üzerine
yerleştirilen İbn-i Sina'nın sözü dikkatimizi çekiyor..Şarkı söylemek sağlığa
iyi gelen en iyi egzersizdir.
Amasya'ya giderseniz, 5 tl verip müzeyi
gezmeden gelmeyin derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder