Türkiye üç tarafı denizlerle. iç tarafı
cahillerle dolu bir kara parçasıdır ( İlber ORTAYLI).
Şu Rıza’nın
(syrıza) işine bak! Solcuların tümü birleşmiş… Kelebek sevinci ile
havalanmışlar! Bizde henüz Kelebek’ten bahsetmek için çok erken. Solun kurtları olgunlaşacak Kelebek
olup uçacak… Çok bekleriz baharı... Soldaki
kumaşın dikiş tutmasını... Bizde her
zaman Siyaset en sert kışı yaşar!. Görüntüye kanmadan bakma zamanıdır… Ülkemde Yunan’ın
(syrıza) ŞU RIZA’ sına rıza gösterecek solcu var mı? Öyle bir dibe vurma
yaşıyoruz ki Onur’la emir arasında! Komşuya düşman hukuku uygularken birden demokrasi
hamlesine umutla bakar olduk. Bizdeki solu düşünüp itiraf edebilmeliyiz. Yunan
halkının özgürlük tutkusu onurla emir arasındaki tercihi bizi geçiyor… Demokrasi
alışkanlığı bizden kuvvetli… Gelin kabul edelim… Biz hala neredeyiz Cumbaşbakana
bakıp görelim!
Bizi
taraflara ayırdılar. Kafamız karışık. Akıl almaz işleri seyrederken yeni
açılımlara kapanan umutlara akıl erdiremez olduk! Kimlere, nelere seviniyoruz. Kimler
için bayrak indirip YAS’lanıyoruz. Suudilere “yolla dolarları baba” derken,
sevda tepelerini sunarken sadece parayı düşünmedik mi? Suudi dönemi bugün değil
1700 lerden bu yana dost mu? 91 yaşında ölen, Suudi kralı Atatürk ve Cumhuriyet
düşmanlığını her fırsatta açıklamadı mı? Basıyordu parayı susturuyordu dünyayı!
AKP tarafından bakınca laiklik, Atatürk ve de Cumhuriyet düşmanı, yani düşmanımın
düşmanı dost oluyor mu? Recep Tayyip Erdoğan Cumhurun başı oldu hala bin
bir şey daha olmak istiyor! Ne damdan düşmüş, ne de merdiven çıkmış hali
yok. İstiyor. Bastırıyor. Hala anlamayanlar için bir tercüman mı gerek “Ben
sizin babanızım ben ne dersem o olur” demiyor mu? Bakın daha da yetkili
olursam işleri hızlandıracağım. Bir çırpı da ülkeyi uçuracağım demiyor mu? Peki ne söyledi, ne yaptı gibi tehlikeli
bir soruyu soralım!. Vaatleri geçelim. Nutukları da bir kere bırakalım. Resmen
kanun karşısında ettiği yemini hatırlayalım, Hatırlatalım…
Erdoğan seçimden önce bu yemini silah zoruyla yapmadı. Özgür iradesi ile
severek kendinden geçerek yaptı. Tuttu
mu? HAYIR… Hafızamı kaybetmedim… Bugün konuşana bakarken aynı insan değil
mi demem gerekmiyor mu? Ve bugün söylediklerine nasıl inanacağım? Ümmeti
olduğum için mi? Onurlu durma yerine emiri
tercih ettiğim için mi?
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve
Milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini
koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve
inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, Milletin huzur ve
refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve
temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye
Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi
tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk
Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” (Bu bir zamanlar TC de Cumhurbaşkanı seçilenlerin
tutmak üzere yaptığı ve bugüne kadar tutulan yemindi. İlk kez Recep Tayyip
Erdoğam tarafından tutulmadı yutuldu).
Öyle tarafsız bir Cumhurbaşkanı oldu ki bırakın yemindeki halleri ,tarafsızlığı,
emanetçiye parti başkanlığını bile emanet edemedi!. Başbakan ve AKP Genel Başkanı
olduğu günlerden bugün ne “farkı” var!..
Ülke dışından bizi görmüyorlar mı? Kriptolu teknolojiyi AKP liler keşfetmedi ki!…
Ne görüşüldü ise başta Almanya olmak üzere kelime kelime dünya alem biliyor. İŞİD
korkusu dikkatleri üst düzeye çıkardı. Sadece ve sadece Türk vatandaşlarının
haberi yok. Onlar için özel paket torbada. HABERE yasak var karartma var. Gene
de dünün torbaları gündemde. Polisin sayısal gücü artmadı mı?. Silahlar
ağırlaşmadı mı? İç güvenlik yasası neyi güvenli kılıyor? Polis devletinin
giderek artan baskısını, otoritenin yayılmasını değil mi? İşçiler grev ve sokak
eylemleri yolu ile yürüyebildi mi? Grev yasaklandı. Ortam yumuşadı mı? Baskılar
azmış gibi MİT yasası eklendi. Nefes alacak en küçük bir delik kalsın
istenmiyor.. Bizde dış basından öğreniyoruz. İşte şaşırtıcı bir haber..
Foreign Affairs: Bizzat Erdoğan'ı mı suçluyorsunuz? Bir
zamanlar onunla ilişkileriniz oldukça iyiydi.
Beşar
Esad: Evet. Çünkü o El
Kaide'nin tabanını oluşturan Müslüman Kardeşler ideolojisine bağlıdır. Müslüman
Kardeşler, 20'inci yüzyılın başlarında şiddet içeren siyasi İslam'ı özendiren
ilk siyasi İslami örgüttür. O (Erdoğan), sıkı sıkıya buna bağlıdır ve bu
değerlere inanmaktadır. Fanatiktir ve bu yüzden hâlâ IŞİD'i desteklemektedir.
Olanlardan bizzat sorumludur.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, 1178 sayfalık Soruşturma Komisyonu
raporunu, TBMM Başbakanlığının bastırdığı bloknotta sundu.Gök:” Hükümetin bütün gücü ile saklamaya
çalıştığı ne varsa bu bloknotlarda . Sıkıldıkca çıkar cebinden ne ne idi öğren. Biz zaten bunu aldık, örneğini
çoğaltacağız, arzu eden herkese göndereceğiz" diyor.
Siyasette matematik sertleşiyor. Yarınlarda paralellerin
biteceği, çarpıların BÖLMELERİN sahne
alacağı ön görüsü var. Öyle çizilip duruluyor ki saflık dürüstlük, beyazı
bulmak zor! Dürüstlük bir yana kaldıramayacağımız ihanetleri bekler olduk. Maç
uzatmalara gidiyor!. Hava şimdiden sıcak! Seçim otobüsü yolda. Hep ayni ses. Hep
aynı mantık. Kandır oyala yönet! Kanun, madde, hak hukuk, gelenek, adalet, vicdan
ayağa kalkacak halde değil ki!. Meydan dürüste onurluya haram, hırsıza yolsuza
namerte helal! Hepsi yollara serilmiş. Miting meydanında olabilirler mi!. Mitingler yasaklanmıyor mu? Boşuna mı
umutlanıyoruz?.Boşuna mı Özgürlük demokrasi.çığlığı, iş aş insanca yaşama
istediği, köle değiliz feryadı. Duyuyor mu birileri? Başka bir sokakta o ses
hala parantezi kapamak için çırpınıyor. Cumhurun başı olmak da yetmez denmiyor
mu? Binbir odalı saraya binbir yetkili
BAŞKAN. O ses hala istiyor. O tek cümleyi tekrarlıyor.. “Ben sizin babanızım ben ne dersem o olur!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder