*Seçim gelip geçecek. Ama mücadele bitmeyecek. 8 Haziran’dan sonra daha da
sertleşecek. Gerçeği bulamayan göremeyenleri kim tedavi ediyor dersiniz? ...
Yalan
Doktoru AKP... Ona göre…KELAYNAK 31.05.2015
................................
Potamyalı
(RTE) siyasetten yenilerek çekilmeyi kabullenemiyor! Kabullenemez! Aslında
yeniden tek başına iktidar olabilmek için, yeniden, bir daha, bir kere daha
seçim istiyor... Onun seçim derdi geçim derdinden daha büyük. AKP oylarının düşeceği korkusu ile yeniden
seçime hevesli değilmiş gibi de yapıyor. Politikayı halkı kandırma sanatı
olarak görürseniz bin bir plan üstüne yedek olarak birkaç bin plan daha
yapabilirsiniz! Yapmalısınız... Halka gerçeği söylemek mi? O da ne demek! Söylememek için!
Kaçak Saray’da
olanlar zaman zaman yansıyor. Milli idarenin (!) tecellisi gibi mi? Saray...
Odalar, odalar, başkanlıklar, başkanlıklar. Kurgular. Parlamenter rejime ters
ne varsa onların hazır odaları!.. Toplantılar, iftar yemekleri... Kalabalıklar
gruplar... TEK ADAM ve diğerleri! Kim kimi kandırıyor dersiniz!
Kaçak Saray
görüntüleri roman gibi... Muhtarlar ile saatlerce konuşuyor. Pardon onlar hala
Tayyip Erdoğan muhtarı mı? Kaçak Sarayı her gördüğümde Çavuşevsku’nun halkı
yoksulluk içinde kıvranırken inşaa ettirdiği saraya benzetiyorum. İnşallah
akıbeti benzemez. Ufak tefek adamla uzun adamı mukayese etmek istemem.
Çavuşevsku sarayının da bekleme salonu “Türk gazetecileri konuk olarak
ağırladıkları” salon muhteşemdi. Belki tek büyük ve de yuvarlak masası yoktu!. Türk gazetecileri kabul ettiği
günü hatırlarım. Tek tek ellerimizi
sıktı. Hepsi o kadar. Ne bir şey sorabildik ne de cevap alabildik! Polis çok
sertti, emretmek için ağzını açar ama halk sımsıkı kapardı... Neyse... Öyle
benzer sahneler var ki...
Ben merak
ettim... 7 Haziran seçiminde RTE ne kadar Anayasa hükmünü çiğnedi... Zaman
geçince halkımız gördüğüne inanıyor. Olması gereken unutuluyor. Daha da
önemlisi vesayetten kurtulmak için yola çıktık, az gitmedik, uz gitmedik nereye
geldik... AKP nin getirdiği Erdoğan vesayetine! AKP onun kaptanlığında hemen
her şeyi saklayarak geliştirmedi mi? Sünni bir mezhepci davayı yürütmedi mi?
Biz neden burnumuzu Suriye bataklığına soktuk. Esad’la ailece görüşen ben
değildim... Erdoğan ve Emine hanımdı... Canciğer kardeşler neden kanlı bıçaklı
oldular? Recep Tayyip Erdoğan’ı siyaset Cumhurbaşkanı yaptı... Erdoğan Meclis
Kürsüsüne çıkıp yemin etmedi mi? Neye söz verdi?
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve
bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve
şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya,
hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik
Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma,”
En azından
yeminin bir bölümüne sadık kaldı mı? Üstüne üstlük tereddütsüz yeminin tümünü okudu
ve ant içti. İçtiği ne idi dersiniz? İktidar iksiri mi? Ne ile sarhoş oldu? Bunca antidemokratik yasayı emrindeki AKP
milletvekillerine işaret edip “Geçirile”
dedi. Torbalaya torbalaya kimi zaman bir gece yarısı, kimi zaman bir madde
altına sokup kanun haline sokmadı mı? Torbalarla geçen yasalar ile torbalıp
torbalanıp bugüne gelmedik mi? Rejim düşmanlığı depreşmedi mi? Hangi yaptırımla
karşılaştı? Devletin Yüksek Seçim Kurulu kılını mı kıpırdattı?. Devletin hukuk
sistemi “hoooop” mu dedi? Devletin hangi imkanını ne kadar harcadı. Daha başka
bir ifade ile onun Cumhurbaşkanı olmasını
istemeyenlerin (en az %48) vergilerinden
ne kadar parayı kullandı. O para
milletin parası idi... Gider ayak bir el çabukluğu daha görmedik mi? Son
saniyede sadece Başbakan için var olan Örtülü
Ödenek Cumhurbaşkanlığı için yeniden yaratmadı mı? Nedir bu söylerim
yaparsınız hali?. İleri değil aşırı
demokrasi mi? Oysa siyasette sahne alanların her hangi bir partiye, herhangi bir lidere biat etmeden önce bilmesi gereken şey şu değil midir: Bir ülkede özgürlükler ne kadar genişlemiş
ise, sosyal yapı ne kadar sağlam ise tek adamlar ne kadar sıradan vatandaş gibi
yaşıyorsa o ülke o kadar hızlı kalkınır...
İnsanların
tercihlerini kullanabildiği yarışma ortamında eşit şartları adil bir şekilde
paylaştıkları ve hemen her şeyi araştırabildikleri rejimlerde serbest seçim
halkın iradesini belirleyebilir. Ve yandaşların olmadığı ortam katılımı güçlendirir,
kabiliyetleri keşfeder, laik olanı yükseltir...
AKP rejimi
mezhepçi ,dayatmacı, yeşilden koyu yeşile oradan da zihni altında yıllardır
yaşattığı şeriat yoluna geçmek için
otoriteyi besleyen kanunları torbalamadı mı? 13 yıl kadar her şeyi sardı
sarmaladı Boyadı, alladı, pulladı. Benim muhtarım dedi. Benim milletvekilim dedi.
Benim hakimim dedi. Benim polisim dedi. İktidarını payandalarken “AKP’nin
torbalarından” neler çıktı şimdi gün ışığında değil mi? Gide gide çok mu
demokratik bir ortama uyandık. Hala tam amlamı ile uyanabildik mi? Ve 7
Haziran’da halk AKP ve onun kurucu liderine şunu sormadı mı?.. Sahi... Hepsi senin mi? Diğerlerine %
60 kadarına hiç bir şey bırakmadın mı? Mecliste yasaları çiğneyip yeni
lezzetler tatmadan, beşinci parti gibi hareket etmeden bir soluk al! Neden torbaladın torbaladın ama sonunda çuvalladın... İktidar elinden çıktı.?
Şimdi anladın mı hepsi senin miydi?
*Önemsiz bir
not: Elimde olan
sebepler yüzünden, bir süre canım yazmak istemedi. Karışanı olmamanın ve patron
emri dinlememenin tadını çıkardım...
Sevgiyle...Yalçın Kamacıoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder