Torba (Zorba) kanunlar nedense (!) açık hatta
çok çok açık ve de şeffaf ve de milletin takdirine saygılı bir şekilde
yapılır!. Ve de çok kere,değil halkın, milletvekillerinin de haberi olmaz!. 26
Mart günü sabaha karşı sadece Başbakana verilen örtülü ödenek hakkını % 52 oyla
halkın seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan “örtülüyü ” örtüsüz bir hamle ile
götürdü!. Davutoğlu da aldığı emri tekrarladı! AKP Grubuna bir talimat patlattı.(!)
“Örtülü Erdoğan’a verile. Ve de acele edile” Anladık ki bizim ileri demokrasimiz
o gün de yıkılmadı. Ayakta kaldı. Örtülü ödenek düzenlemesinin seçimler öncesi
kaçak saraydaki 1100 odanın doldurulmasına yani başkanlık sistemine hazırlık olduğu yazıldı. Ve çok kere hukuka
karşı ve bir çok kere de sabaha karşı verilen bu imkanla Cumhurun başkanı “ne hakla” dedirtmeden Örtülü ödeneği cebine koyuvermiş oldu!
Nasıl olsa alacağı kararlardan artık sorumlu
değildi. (Anayasa:105. Madde Cumhurbaşkanı
alacağı kararlardan sorumlu değildir.)
MADDE 104.– Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu
sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder;
Anayasanın uygulanmasını, Devlet
organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Bu amaçlarla Anayasanın
ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır: a)
Yasama ile ilgili olanlar b) Yürütme
alanına ilişkin olanlar c) Yargı
ile ilgili olanlar...
Şu sıralar, özgür icraatını göremediğimiz arada kaybolmuş gibi duran ve
geleceğimizi emanet ettiğimiz sorumlu
kim? Anayasanın 112. Maddesine göre Bakanlar
Kurulu ve Başbakan genel siyasetin yürütülmesinden sorumludurlar. Ne kadar
örtülürse örtülsün, örtülemez olan Örtülü ödenekten harcama yapma yetkisi sadece Başbakana, belli hizmetler için verilir
gerçeğidir. Özetle kapalı istihbarat ve kapalı savunma
hizmetleri, Devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile Devlet
itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü
hizmetlerle ilgili Hükümet icapları
için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan bir ödenektir.
Cumhurbaşkanının Anayasa’ da sayılan ve yapması gereken işler arasında örtülü
ödenek harcamasını gerektiren bir görevi yoktur. Muhtemelen bizim bilmediğimiz
başka bir örtülü babayasa vardır!
Çok az sözü edilen fakat çatır çatır işleyen bir Örtülü ortaklık ise iş başındadır. Meclis Başkanlığı seçiminde AKP
örtülü ortağı MHP desteği ile başkanlığı almadı mı? Delil isteyenler TRT
yönetimi seçilirken isimlerin gösterdiği işaretlere bakabilirler. MHP’nin
AKP’yi omuzladı ve muhalefetin çok şikayetçi olduğu TRT’ye AKP adaylarını
seçtirdi...
Kini, mezhebi, ayrıştırmayı
sürdürmeden gerçeği nasıl görebileceğiz? Cumhurbaşkanı bir iftar yemeğinde gene
konuştu. Siyaset meydanını tarif etti: “Siyaset meydanı er meydanıdır. Millet
siyasetçilerden, partilerden hizmet bekliyor. Eğer siyasetçi kendisi meseleyi çözemiyorsa,
bu meseleyi çözecek olan milletin ta kendisidir. Birbiriyle ve diğer makamlarla
didişme halindeki partilerin koalisyonu, Türkiye’ye fayda değil, zarar getirir.
Böyle bir zaman ve enerji kaybına milletimiz rıza gösteremez. Artık Cumhurbaşkanı,
diğer görevlerinin yanı sıra millete karşı da doğrudan sorumludur. Türkiye’nin
büyük projelerini rafa kaldırma tartışmalarıyla başlayan bir koalisyon görüşmesi,
karşısında herkesten önce beni bulur.” Yani ben yeniden sahaya iner AKP nin tek
başına iktidarını sağlayacak 3-5 puanı yeni bir seçimle alabilirim. Siz iyisi
mi yeniden seçime gidin ben de istediğimi yapabileyim. Uzatmayın… Koalisyon
moalisyon…
Onlar
görmese de dinlemiş inanmışlardır!. Okumaya, araştırmaya, acaba mı demeye terbiyeleri el vermez! Toplum
katmanlarının neresine bakarsanız bakın hangi yaşanmış hikayeyi alırsanız alın
o daima başrolü oynar. Değişmez vazgeçilemez her zaman galip gelir. Ürettiği
entrikalarla büyümüştür. ENTRİKATÖR
olmuştur. Prensip sahibidir!.Sonunda yalan olduğu yalanı yaratanlar
tarafından dahi kabul
edilse bile hala Kabataş’daki başı örtülü bacım türküsü çalınıyor. Doğruyu söylemek sorumluluktur! Cesaret değil!
“Kanunlar
çiğnenmemiştir” diyen biri size ne anlatıyor! Kanunların
uyulması gereken şeyler olduğunu mu? Muhalefet ise durmadan normale dönmeden
bahsediyor.Hukuk normalleşsin. Neden
bugün anormal bir hukuk var
denemiyor. Mezhepçilik yapılmaz, partizanlık olmaz, adam kayrılmaz desem!
Geometrik hesaplaşma kalmadı demek mi daha açıklayıcı. Paralel lafına
girmeden... Türkiye’nin büyük projeleri desem ne anlarsınız. RANT gelecek hemen her yerde hizmet
götürüyoruz deyip GÖTÜRMÜYORLAR MI? Tarafsız, herkese eşit konumdaki Cumhurun
başı her sıkıntının tam üstünde kalacak iken hemen her işin tam ortasında değil
mi? “Türkiye’nin büyük projelerine karşı
çıkanlar karşılarında beni bulur” Hala inşaatla içiçe! Birbirine bağlı
insan, kalitesi yüksek insan, birbirini seven sayan insan yetiştirmek çok mü
kötü? İşler her gün daha mı iyiye gidiyor? Kürtler seçim öncesi oyalanmadı mı?
Dün çözdü çözülecek, ha oldu ha olacak idi. Bugün sorgusuz sualsiz babanızdan
kalmış gibi DİGİTÜRK’ü kanun boşluğu bulup Katar’a sattınız. Katar’la nasıl bir
bağınız var?. Çözüm süreci ile neyi çözdünüz? Şimdi ne oldu? Şimdi katar katar
asker sevkiyatı, çatışma haberleri neyin işareti? Kürtlerde var olan öfkeye bir
de kandırılmış olma kızgınlığı yüklenmedi mi? Pazarlıklar kimle nasıl yapıldı
kim kime ne söz verdi?. Kim kimden ne söz aldı? Hangi entrikaya karşı hangi
karşı entrika sahne alıyor? KİM biliyor olan biteni?...Mutlaka bir bilen var ENTRİKATÖR!
Ama o da Türkçe bilmiyor!
*Sabah erken kalkıp, en
yeni gömleğimi buldum. Yakın çevreme en güler yüzümle Günaydın dedim. Oysa
belim gene ağrıyordu. Aklım memlekette,.yollarda... Bir süre sonra TV yi de
kapattım... Kazalar... Olumsuzluklar... Sahte yüzler... Gerçek gibi anlatılan
yalanlar.. .Birden... Şeker bayramının şekeri kaçmıştı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder