12 Aralık 2017

Bir öykümüz var: Asiye bana sordu; "Dişleeen kendinin mi?”

Suzan Peker yazdı
Henüz 20 yaşında olmasına rağmen görmüş geçirmiş bir hali vardı. Yaşköylüydü. .Ege'deki bir Yörük köyündendi Asiye.
Annesi, "Biz Yaşköylüyüz" diye övünmüştü "Obaköy'den değil orası Türkmen köyü biz Yörüküz" 
Sonra yine övünerek ekledi;
"Yaşköylüler çok başkadır. Mesela biz şalvarlarımızın bacaklaanı dikmoyoru onlar dikeyoru" konuşmasını çok sevmiştim, sıcak, candan ve şiveli. Özellikle yüklemleri 'u' ile bitiriyorlardı. Türkçeyi çok farklı kullanıyordu Yaşköylüler.
Asiye'nin "ilk göz ağrım" dediği çocuk Obaköy'dendi. "Ama olmeycekti zaten o iş abla" dedi. "Bizim köyün kızlaanı oraya vermeyorları, bizden daha geri Obaköy"  
Devlet Hastanesi'nde Asiye de ben de refakatçiydik. Ben 90 yaşındaki ninemin o 40 yaşındaki annesinin. 
Gece ilerliyordu hastanenin boş koridorlarını yan odadaki yeni ameliyatlı kadının bağrışları dolduruyordu. 
"Hec sevmeyoru hasta bakmayı" dedi "Zor geleyoru bana"
Yarım yamalak açılan refakatçi koltuğunda uyumamak için delme yapıyordu bir yandan  "Delme de ne?" dedim.
"Aha bu" dedi sırıtarak
"Tığlan deliyoz". 
7 yaşındaki kardeşine yelek örüyordu..
Kocasıyla iki sene önce evlenmişti. Çok seviyordu belli "kocemle sarılıp yateycem yarın gari" dedi. Kaç gündür hastanedeydi. Hemşire tansiyon ölçmeye girdiğinde bölünen  sohbetimiz o gidince yeniden başladı. 
"Sen evli misin" diye sordu. "Evet" dedim  "Çocuk kaç tene" 
"Bir" deyince kızar gibi de oldu, şaşırır gibi de "Çok tembelmişsin abla"
"Ben 3-5 teneden azına çocuk var demem".
"Kaç yaşındasın" diye sordu sonra 
"50" dedim "Dişleeen kendinin mi" dedi.
"Evet" dedim gülerek yine şaşırdı.40 yaşındaki annesinin dişleri bir dolu, bir boş şeklinde dizilmişti. 
Yaşköy'deki yaş ölçülerinden biri de dişlerdi demek ki.


Hiç yorum yok: