Suzan Peker yazdı:
90'ına yaklaşıyordu. Son zamanlarda yaptıklarını hatırlamaz
olmuştu. Koltuğa oturup bir, bir buçuk saat boyunca tespihiyle uğraşıyordu. Evin
sessizliğini sırayla saatin tıkırtısı ve tespih tanelerinin sesi bozuyordu. Bir
tık saatten, bir tık sarı ahşap yuvarlaktan. Tık, tık... tık, tık...Zamanın
sesi, imanın sesi, zamanın sesi, imanın sesi...
Doksandokuz tane küçük yuvarlağı her zaman aynı yöne
düşüremiyordu. İşte böyle zamanlarda yüzü düşüyor, azıcık kalan morali tümden
kayboluyor, kafası iyice karışıyordu. İşte böyle zamanlarda evde olmayan
kimseleri görüyor, evi tanımıyor, bilmediği bu evden gitmek için çantasını toplamaya başlıyordu. Neler yoktu ki yanından ayırmadığı çantasının
içinde. Dört tane yakın ve uzak gözlüğü,
Beş tane tespih, mendil, çorap, makas, para ve çok sevdiği bir kekin tarifi.
İşte böyle zamanlarda bir can simidi arıyor ve kızına bağırıyordu:
- Zelihaaaa gel ben
yine karıştırdım.
Zeliha koltuğun yanına ilişiyor. "Anne bak soldan sağa
doğru tek tek çekeceksin" diye gösteriyordu O'nun elindeki tespihin
tanelerine uzanarak. "Hiç ters çevirme" diyordu. "Soldan sağa
çekeceksin"
Başıyla onaylayıp yeniden Allah, Allah diye mırıldanmaya
başlıyordu.
Öğle ezanı biter bitmez Zeliha bağırdı:
-Ezan bitti anne
kılabilirsin.
Ellerini göğsünde kavuşturdu, dudakları mırıldandı, gözleri
kapandı...Namaz kılarken artık çoğu zaman uyukluyordu. Namazı bitince kızına
seslendi:
-Zelihaa gel beni kaldır.
Zeliha ellerinden tuttu, birinci denemede başaramadı.
İkincide de. Koltuk sanki bırakmıyordu
O'nu. Üçüncüde Zeliha'nın ellerine sarıldı, doğruldu, yavaş ve küçük
adımlarını atmaktan korkarak masaya
kadar gelebildi. Öğle yemeğine oturdu. Aç karnına olan ilaçlarını içti.
Önlüğünü giydirdi kızı.
-Canım yemek istemiyor dedi.
-Olmaz anne yemelisin dedi Zeliha.
Birkaç yudum aldı
-Doydum dedi
Zeliha
- Biraz daha anne dedi
Birkaç yudum daha aldı...
Tok karnına olan ilaçlarını içti.
- Kaldır beni artık dedi.
Masadan güç alarak, Zeliha'nın da desteğiyle doğruldu. Zar
zor attığı birkaç adım O'nu lavaboya ulaştırdı. Önce ellerini, sonra takma
dişlerini, sonra yeniden ellerini, sonra yeniden dişlerini yıkadı. Son kez
ellerini yıkayıp Zeliha'nın verdiği havluya ellerini sildi.
Zeliha'ya uzattığı elleri, küçük adımlarına destek oldu. Kendini
koltuğa atınca derin bir “oh” çekti...
Sonra biraz önce kapı koluna astığı sarı tespihe uzandı eli.
Evirdi, çevirdi baktı tespihe, çok eski bir dostunu tanımaya çalışır gibi. İlk
taneyi geçirdi soldan sağa parmakları derin bir
-Allah
çıktı dudaklarından. Sonra mırıldandı:
-Allah, Allah, Allah...
Saatin yelkovanı da sanki “Allah Allah” demeye başlamıştı ki;
- Zelihaaa dedi, gel ben yine karıştırdım.
1 yorum:
شركة تنظيف منازل بالرياض
شركة تنظيف فلل بالرياض
شركة عزل خزانات بالرياض
شركة رش مبيدات بالرياض
شركة تسليك مجارى بالدمام
شركة كشف تسربات المياه بالرياض
شركة مكافحة النمل الابيض بالرياض
شركة تنظيف خزانات بالرياض
شركة تنظيف بالرياض
شركة تنظيف مسابح بالرياض
Yorum Gönder