Köy meydanı...
SUZAN PEKER YAZDI
Sevgili dostlarımızın davetiyle Fethiye’deydik geçen hafta. Denizi, güneşi, çarşısı, güzel yemekleri, keyifli sohbetleriyle çok güzel birkaç gün geçirdik. Gezdiğim yerleri paylaşmadan edemem bilirsiniz.
Fethiye’nin çok da adı duyulmayan bir köyünden bahsetmek istiyorum. Adı Yeşilüzümlü ama halk arasında Üzümlü deniyor. Fethiye’ye 16 km uzaklıkta, denizden 700 metre yükseklikte Yeşilüzümlü. Şehrin sıcağından kaçmak ve sıcacık bir köy görmek isterseniz, burası tam size göre.
Kadyanda antik kentinin eteklerindeki bu şirin köy, adını üzüm bağlarından alıyormuş. Ev şarapçılığı önemli bir geçim kaynağıymış. Ancak biz köyü gezerken konuştuğumuz birkaç kişi, ev şarapçılığının yavaş yavaş terk edildiğini söyledi. Anlattıklarına göre yörenin kendine özgü üzümlerinden çok, Cabarnet, Kalecik Karası gibi üzümlerle şarap üretiliyormuş. Bir şarapevi var ama biz gezerken bomboştu. Aslında köy bile bomboştu denilebilir..
Şarap evinin boş koltuklarında arkadaşım Nurhan ve ben.(üstte) Eski taşevler sakin sokaklar(altta)
Fethiye’yi İngilizler çok sevmiş ve hatırı sayılır bir İngiliz nüfus var. Yeşilüzümlü’de de öyle. Ancak biz oradayken İngiltere pandemi nedeniyle Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarmamıştı. Hal böyle olunca Yeşilüzümlü’deki villalar da sessizliğe bürünmüştü.
Taşevleri, tarihi dokusu, dar sokaklarıyla adeta bir film stüdyosu Yeşilüzümlü. Eski evlerin yanı sıra lüks villalar da çoğunlukta.
Geleneksel dokuma Dastar
‘Sakin Şehir’ olmaya aday köyün sokaklarında dolaşırken açık bir kapıdan başımızı uzatınca ‘buyurun’ ‘buyurun’ diye içeriye davet edildik. Sonradan adının Olcay Yılmaz olduğunu öğrendiğimiz bu hanım, Üzümlü Dastar ve El Dokuma Evi’nin sahibiymiş. Düven dediği el dokuma tezgahının başına geçip, Dastar’ı nasıl dokuduğunu gösterdi bize. Dastar; yüzde 100 pamuk iplikle dokunan ve yöre halkının başına bağladığı bir çeşit örtü. Söylediğine göre yazın sıcağı geçirmediği için kadınlar bağda, tarlada çalışırken kullanıyormuş Dastar’ı. Şimdilerde Dastar, şal, fular, elbise, masa örtüsü olarak dokunup, satılmaya başlamış. Gerçekten hepsi birbirinden güzel, el emeği göz nuru ürünler. Buradaki köy evlerinin çoğunda düven denilen el dokuma tezgahları varmış. Hatta Avrupa Birliği’nin bu geleneksel el sanatını desteklemek için bir projesi de bulunuyormuş.
Kuzugöbeği Mantar Festivali
Yeşilüzümlü aynı zamanda bir mantar cenneti. Pandemiden önce her yıl nisan ayında Kuzugöbeği Mantar Festivali düzenleniyormuş. Bu mantarla yapılan yemeklerin sunulduğu, sempozyumların düzenlendiği festival, tam bir şenlik havasında geçiyormuş.
Biz bu köyü çok sevdik. Sakin, sessiz, sıcacık…Fethiye’ye yolunuz düşerse üğramadan geçmeyin.
.
1 yorum:
Hep yollarım Ege'ye düssünnnn...
Yorum Gönder