Bu blog da zaman zaman elektronik posta yolu ile dolaşan ilginç yazılara yer veriyorum. İşte onlardan biri:
"Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış.
Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş. Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış. Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş.
Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün sütler yere dökülmüş.
Sağdığı süt ziyan olunca siniri tepesine çıkan genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru kan içinde yere yıkılmış.
Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.
Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatar, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.
Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan, Bu felaketi de bana yüklerler. “Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi” demiş.
........
Kıssadan şu hisse:
Son zamanlarda kurumlar arasındaki sinsi savaşı önlemek bir yana, daha da ateşlenmesi için körüklemeye devam eden AKP, olayların birinci sorumlusu olarak buzağının ipini gevşetmiştir. Süt kovası desen, çoktan devrildi. Peşinden oluşacak her türlü kötülüğü siyaset cambazlığıyla başka yerlere yamamak isteyip pişkince soracaklardır:
“Biz ne yaptık şimdi?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder