Texas-(Fort
Worth)- Ülkemi dışarıdan seyretmek beni üzüyor… Yarına dönük bir ışık
göremiyorum ve hafızamdan Balyoz Davasının pek çok subayı zindana atan 5 nolu
diski de değil, görüntüyü silemiyorum da... Çaresizliği, her dalda yığılan
kalitesizliği, daha net görebiliyor,
çevrenizde tanıdık örnek bulamama şaşkınlığı ile de vardığınız sonuç korkutucu oluyor.
Herkes dinleniyor algısı yaygın halde… Oysa manzara müthiş… Herkes birini yakalamış
önüne oturtmuş, ha bire bağırıp çağırıyor… İlla fikrini kabul ettirecek… Onun dediği
doğru ya. Şartmış gibi!
Herkes
dinlendiğini söylüyor ya. Ben de duya duya ciddiye alır oldum… Acaba korkusu yaygın
kanaat olmuş. Kesin beni de dinliyorlar şüphesi var. Ne mutlu onlara. Kötü mü
lafları dinleniyor, lafları geçiyor… İşte tapeler! (Söyleyen ben değilim. Bana
kalsa külliyen yalan. Başbakan
dışında kimse dinlenmiyor. Baksana gazetenin sayfa sekreteri bile yurt dışından
Başbakan söylüyor, o kelime kelime dinleyip yapıyor... Ne bakan ne yetkili…
Hiçkimse.)
Sayfa sayfa (Ben hoşlanmıyorum tape lafından. Ama modaya uymam gerektiği için tape diyorum) Bunlarda ikiye ayrılmış… Çakma tapeler… Ve Mahkeme kararı ile dinlenen hukuki tapeler!. Bahsedilen şeyler yasal tape. (Nasıl yasal sayılıyor acaba? Kanun mu değişti?.
Asıl
hukuksuzluk ilk soruşturmanın artık ülkemde gizli değil aleni hale gelmesi.
Bildiğim en vahşi suç.) Bunca yıldır beni hiç bir konuda hiç kimse dinlemedi…
Başta oğullarım! Ne acı değil mi! Şimdi millet koro haline ben dinleniyorum
diyor. Şu günlerde 3 kişiyi geçmeyen grupların tartışmalarında bile kimse
kimseyi dinlemiyor. Sadece kendi fikrini bastırıyor.
Ve
saatlerce konuşulduğu halde ne dediler, sonuç ne oldu, kavrayamıyorum… Milyona varan
fikir ayrılığı yolsuzluk olayına gelince zınk diye duruyor. Hepsi birden var
diyor…
Yolsuzluğu da var, rüşveti de var… Sorsam yok olan ne diye. Yurttaş olma duygusu…Vatandaşlık sevgisi de var mı? Vatan sevgisi. Kimi için kısaca vatan millet sakarya olup küçümsenmiyor mu? Asker düşmanı olmak da entellektüellik ölçüsü mü? Ayrışmanın hızı inanılmaz… Önce milleti iyiden iyiye, keskin şekillerde böldüler… Şimdilerde sanal doğrulara varmak için doğruyorlar…
Ayırgaç
kelimeler merazlarından başlarını kaldırmış diriliyor. Gavurdan Müslümana…Tarikatten
cemaate… Muhafazakardan dini bütünlere… Nerede HALK! Dilimler inceliyor…
Aramızdaki
sevgi bağı da… Alo Fatih’in bile aktüel hali eskide kaldı. En önemlisi bunca
gayretten sonra Başbakan’a da yaranamadı… Görev yetersizliği ile malul bana göre…
Editörler beklemede… Ha bir telefon veya bir ikaz gelebilir. İşaret gelince
manşet belirleniyor, memurun görevi bitiyor… Yeni gazete yapma yöntemi bu.
Ayrıca garantili, kovulmadan evine gidebilmenin de tek yöntemi!. Bu imalatın
adı nedense bizde hala
gazetedir.
Aslında öyle midir? Asla. Bu işin adı, gazete kılığına sokulmuş yayın
organıdır.
ORGANDIR… Belki bu devrin organıdır. Çakma bir iştir… Özgür bir vücutta işlevi de yoktur!
Dün
yaşadıklarımı bugün bir başka dilden, bambaşka şekilde öğrenince inanamıyorum…
Acaba
ben o tarihte yaşamıyor muydum, diyorum... Medya’nın askeri sıkı yönetimdeki yasakları
hoş bir şey değildi ama bugünkü kadar yıkıcı mıydı! Bugün her fırsatta askeri suçlayan
ucuz demokrasi kahramanlarını duyamıyorum... Gerçeği öğrenme hakkımız yok oldu ise yaşadığımız rejim için hangi
sıfatı uygun buluyoruz? Benimki tape değil yaşadıklarım! Yaşım mı! Sizde not
edin.. 3x25… Yaşım tuttuğuna göre Medyayı kimin
katlettiğini
gördüm deme hakkım var!… Aşikar tanık olarak... Açıklayacağım! Katil kim mi?..
Az sonra!
Medya
ve gazetecilerin durumu her zaman iyi değildi… Şimdi gerçekten çok kötü oldu!
55 yıl gazete - patron ve siyaset arasındaki rotayı dengelemeye çalıştım… Beni koruması
gereken cemiyet (TGC) dışladı… Görünürde sansürden şikayet etti ama kendisi üyesine
sansür uyguladı. Prensipleri koruyamadı… Yani Medya şu anki konumunda yalaka
görüntüsü
içindedir. Aslında bu hal gerçekçidir. Yapabileceği tek şeyi yapmaktadır..
YALAKALIK…
Gazeteciler bugün kendilerini, mesleklerini koruyamamıştır. Hakkı hukuku ve
adaleti nasıl koruyacaklar ki!. Ülkemin her kesimindeki gibi kaliteliler yok
edilmiştir.
Bilgisiz
ve kalitesizlerin önce menfaat algısı, meslek etiğini fayda rüzgarı ile
savurmuş gazetelerin mahrem yerleri açığa çıkmıştır. Devletin elinde ihale
musluğu oldukça gazeteciler işsiz kalmamak, mesleğinden ve ekmeğinden olmamak,
aç kalmamak için özgürlük kahramanı değil ya, yalaka ya da yandaş olmağa
zorlanmıştır... Bugün hala özgürlük, doğru
haber
diyenlerin medyada nesli tükenmiş son örnekleri ise ya sokakta ya hapiste
kalmıştır…
Her
iktidar kontrol sever. Türkiye rejimi de bize özeldir. Hiç bir Uluslararası
demokrasi tarifine sığmaz. Medya bugün emir kuludur. Penguen medyasıdır. Bu
yüzden gerçeği öğrenemez, yazamaz, yakalayamaz… Göremez ve gösteremez… Seçmene
güvenenler böyle
bir
medya ile aslında karanlıkta göz kırpar, hayal kırıklığı yaşar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder