Direk mi, kazık mı? Yoksa şu meşhur bir
yerin kılı mı? Ne olursa olsun korkacağımızdan fazla korktuk… Adalet yıkılmasın
dedik. Yıkıldı! Artık bizi kimse daha çok korkutamaz! Yıkamaz!
Tezatlar maratonunda neredeyim
diyorum. Ara seçimin sonucu nedir? Yerel idarecileri seçmek değil mi? Genel
seçimden de öne çıkmış… Kader seçimi!
İktidar mı değişecek? Şöyle mi olacak? Diyelim AKP eski oyu kadar oy aldı.. Yolsuzluk,
hırsızlık, çalınan paralar yok hükmü ile silinecek ve defter kapanacak
mı? Yoksa AKP “Millet benim hırsızlığımı kabul
etti. Bakın gene bana oy verdi. Siz de kim oluyorsunuz?. Yeniden seçildiğime
göre yeniden yolunu bulur dediğim dedik bildiğimi yaparım”derse ne olacak? Bu AKP mantığına ders düşmez ki! 11 yıllık
tecrübe ve torba yasalarla neleri yasaklamadılar ki! Üstelik adına, ileri demokrasi diyerek!
“Kocaman metal bir
direk. Elde levye. Çelik halatı saran sistem kırılıyor. Halat boşalıyor… Sonra insanlar
sarılıyor kazığa. Üstüste gelecek şekilde. Biri birinin üzerine biniyor
insanlar… Bal arısı misali! Bal tutan parmak görüntüde yok! Bizim anlamadığımız
bir çekim var! Üst üste, üst üste… Yığın yığın. Yapışa yapışa pramite dönüyor…
Ve geniş bir ovanın ortasında insandan oluşan bir başka kazık halini alıyor...Çevreden
koşan kazığa yapışıyor! Kazık kime, derken biri en üstten atıyor kendini. Düşerken
bayrak açılıyor! AKP nin yasaklanan TV reklamı bu. Reklamda bayrak kullanmak
yasak ! Olsun!. Kanunu yapan kanunu deler de! Eldeki bayrak derhal kırmızı bez
oluyor! Kazık gerçekleşmiş ise işlem tamam!
Gün ışığına çıkacak yeni yolsuzlukları önleme azmi
kuvvvetli. Yazılı medya satın alınmış veya susturulmuş… Delik internet
üzerinden kapanmıyor. Ha bire sızıntı var. Paralel mi? Ara el mi? Kim belli
olmuyor… Aman ha dikkat! Bir de şu cır cır öten minik kuş çıktı…. Kapatma kararı
yok.. Ama TWİTTER kapalı! Uygulama gayri hukuki. 17
Aralık yolsuzluklar ile bağlantılı macera bitmiyor. İlk iddia edilen rüşvet 247 milyar TL Sızma işi Medya’da tiryakilik
yapmış! Gazeteciler yarım gün mesaide. Bir tape daha.. Yenisi geliyor… Bekleyin…
Vallahi bekliyoruz. Gözümüz medya da! Bakalım bugün ne sızacak beklentisi
yerleşmiş “Bir sürü puştla uğraş, ayakta
kal, gel minik bir kuşa temsil ol… Olamaz… Yasaklarız… Kim ne derse desin…
Güçümüzü kullanırız” 25 Aralık’ta
yürütme iflas ediyor. Savcının talimatını polis dinlemiyor! Darbe olmuyor mu? Paralel
mi, yamuk mu, yoksa düpe düz darbe mi? Yolsuzluğu soruşturmaya çalışan yargının
önünü AKP kesmiyor mu? Memurları, savcıları, polisleri hallaç pamuğu gibi
savururken kahraman polis kahreden polis mi oluyor? Tunceli de
Emniyet Müdürü. Hayati Yılmaz istifa, dilekçesinde özetle şunları yazdı: “Hukuk teminatını ve
aralarındaki güveni yitirmiş personelim ile daha fazla kanun uygulayıcılığı
görevimi de, yeminimdeki gibi tarafsız ve eşitlik ilkesine sadık bir şekilde devam ettirebileceğime inancım
kalmamıştır. Zira artık personelimi hakka-hukuka değil kudrete sığınmış
olarak göreceğimi düşünmekteyim. Mesleğe girmesiyle eleğe binmiş sicil
notları fevkalade, kaliteli hizmet üreten, ahlak ve disiplin yönüyle tertemiz
durabilmeyi başarmış yetenekli astlarımı, en ağır suçu işleyene bile savunma
hakkı verilirken, savunmaları alınmadan çeşitli peşin hükümlerle eza-cefaya
mahkum olmuş görmekteyim. Tunceli gibi fevkalade çetin bir coğrafyada, uzun
yıllar terörle cansiperane mücadele eden kahramanlarım, iradem sorulmadan,
zamansız ve hiçbir gerekçe gösterilmeden görevlerinden alındılar. Çocuk yaşta giydiğim üniformama ve kalan hayatımda
kendime saygı duyabilmek için görevimden istifa ediyorum.” Kendine saygısını
yitirmeyenler şu sıra sessizler ama az değiller!
Besteci ve piyanist Fazıl Say, twitter üzerinden
paylaştığı Ömer Hayyam rubaisinde “dini değerleri alenen aşağıladığı” iddiasıyla
10 aya mahkum edilmişti. Dini duygular üzerinden siyaset yapan AKP nin ileri
gelen mensubu eski bakanı Egemen Bağış ortaya çıkan ses
kaydında “Bakara Makara” sözleriyle Kur'an ayetleriyle alay edebildi. Utanmadan. AKP ve Egemen
Bağış, hiç bir şey olmamış gibi yola devam ediyor. Yaptıkları HİÇ değerinde mi?
Ülke bu noktaya nasıl geldi? AKP İleri demokrasi dedi ama ileri giden sadece
keyfilikti… Son nokta 25 Aralık’ta kondu. İktidarın devlete karşı darbesi
gerçekleşti. Savcı emretti polis yapmam dedi. Yürütme bitti.. Haram yiyenler, Haramzadeler!
Kıraç tarlaların tozlu yollarından yeşil alanları talan edilmiş gökdelenlerine
taşınmışlardı… Büyük ve sessiz çoğunluk haram yememiş ve haksızlığa uğrayıp helal-zede olmuştur. Çöken sistemin
temellerini yeniden onlar atacak… Haksızlığa baş kaldıran gençler, polisler,
memurlar, akademisyenler, sanatçılar, aydınlar yani bugün AKP nin düşmanı
görülenler çöküşü sonlandıracak, yeniden dirişi yaratacak güçtedir. Acımız dinecek… Daha
iyi günleri de göreceğiz… Haram yiyenlerle değil helal süt emmişler, içi dışı
bir, memleket sevdalıları ile… HELAL-
zedeler ile…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder