Yüreğine sevgi yerine nefret
koyanların öteki diye ülkemde yarattığı karanlık büyümüyor mu? Yaşamayı ölüme
eşleyenlerin “senin için kefen giyeriz”
zihniyeti karanlığı çekilmez kılmıyor mu? Vicdan yokluğunu CÜZDAN ÇOKLUĞU ile
örtenlerin mantığı EGEMEN olursa sadece BAĞIŞ’lanamayacak suçları çoğaltırız. Yürüyoruz
karanlığa karşı... Yürüyoruz... Vicdansızlara karşı... Yüreğimizde umudu... Vicdanın
sesini dinleye dinleye... Soruyoruz... Bu çocuğu ve benim ülkemin çocuklarını
nasıl öldürürsünüz? Yürüyoruz... Kara kaşlı çocuk için... Elinden ekmeği, minik
vucudunda canı kalmamış ama milyonlara yeniden umut aşılamış can vermiş Elvan
için!..
Endişemiz artıyor, Başbakan için... Soruyoruz... Korku içinde sessiz
derinden. Ne yapmak istiyor... “polise
emri ben verdim” diyen Başbakan sanki başka bir ülkede... Onun ülkesinde sanki Berkin
Elvan adlı kara kaşlı bir çocuk yaşamamış ve ölmemiş!..Ve o çocuk sanki Başbakanın
kahraman polisinin vurduğu biri değildi!. Başbakanın talimatı ile o gün de polis
destan yazdı. Polis sık sık yüreğine depolanan kini, nefreti kusuyor artık!.. Önüne
çıkana, kaçan yaşlıya, kadına bakmadan kolunun gücü ile vuruyor... Başbakan
sırtını sıvazlamıştı ya. Vurrr faşiste... Vurrr teröriste... Polis “ONUN
POLİSİ” Başbakanın polisi idi... Hastane ilk günlerde bu minik karakaşlı çocuğu
kabul etmek istemedi... Araya girdiler... Oysa onun yüzü bugün milyonların
yüreğine kazındı. Aylarca ölümün soğuk yüzünü hissetmişti. Benim ülkemi yöneten zihniyet 16 yaşındaki Berkin’e acımadı. Ailesine
Başbakan inatla, ısrarla bir başınız sağ olsun bile demedi... Berkin Başbakanın
çocuğu değildi! Bakan çocuğu bile değildi... Yaşarken yaşayamadı. Ezildi... Ötekilerdendi.!
Berkin hayata veda edince eller üzerinde taşındı... Bu mu yürüdüğümüz yol... Karanlık
yalanlarla katmerlenmiş!. Gösteri duyguyu gerçeği yok etmiş... Ülkem zifiri
karanlık bir yalanın tam ortasında. Berkin, soruları ateşliyor!.. Bu ne biçim vicdandır?.
Nasıl taş kesilmiş yürektir... Bu yol, bu gidiş nedir? Benim yolum mudur? İslamın
yolu mudur? İnsan olanın yolu mudur? Karanlığı yaratan onun polisi değil mi?
Vicdansızlığı büyüten onun vicdansızı değil mi? Yolsuzluk, densizlik! Apaçık ortada... YÜRÜTME sürüyor. Yürüten
yürütüyor! Yasama zaten onun malı. Yargı’yı da yargılayıp arşive kaldırdık...
Kimin yolsuzluğu? Gören cesurlar görmez oluyor mu? Katakulli’den çıkıp kumpasa yerleşmedik
mi? Uzun bir süredir canbaza bakmıyoruz, kim takar gerçeği, eğleniyoruz!
Karanlık ve acı durmuyor... Büyüyor... Bu ülkede bir değil, iki değil, üç
değil, ard arda sekiz genç hayatını kaybediyor... Kim ders alıyor? Kim
önlem alıyor! Ölenler öldükleri ile
kalıyorsa... Gündeme düşen ve çan çan saatlerce konuştuklarımız sadece TEFERRUATTIR.
Ne sokakları dolduran milyonların sevgisi ne yazılıp çizilenler. Ve bize cehaletin
esiri kalmak mı kalıyor? Başbakan kör değilse milyonları sokaklara dökülüşünü
neden görmüyor? Berkin’in annesi haykırıyor “Oğlumu öldüren polis değil Başbakan Erdoğandır” Duyulur mu? Siyaseyet
bizi karanlığa çekiyor!. Ya biz siyasetten ne çekiyoruz?. Hırsızlık, zimmet
yürütülen milyon dolarlar seçim sandığı ile aklanıyorsa AK partinin karaları
arınıyor mu? Yüzde yüz oy alsa tertemiz mi olacak? Bu ne yaman mantıktır? Gençler
polis silahından çıkan gaz kapsülü ile ölüyorsa, genç kızlar kadınlar bile
sokaklarda saçlarından yerlerde sürükleniyor, yaralanıyorsa, gözünü
kaybediyorsa... Ve devlet “benim polisim”
deyip cinayetleri sürdürüyor, daha da acısı yolsuzluğu, hırsızlığı gizliyor!
Gerçekleri kapkara bir örtü ile sıkıca kapatıyor! Ey benim kahraman! polisim... Primini al sesim çıkmaz. Helal olsun... Ama
Halkın Polisi ol. Biri emrettiği için badigardı olma... Badigard kindarlığı
yapma... Kimse sana görevinin halkı korumak olduğunu hatırlatmıyor mu?
Ey benim kahreden polisim!. Halkı
tehlikeden korumak için sana kask veriyorlar. Halkı senden korumak için verilen
bir şey yok! Halkı dövmek için değil, olayları önlemek için sokaktasın! Oysa sen
sokak kabadayısı gibi olay çıkarıyorsun... Sen yoksan su yok, gaz yok ve olay da yok! Ne yapıyorsun?... Halk sana
güvenmiyor. Görmüyor musun?.. Yeter artık... Halkın polisi ol... Halkın polisi
kal... Kimin polisi oldun? Halka düşman mısın? Koş, yakala, yarala, gözünü
çıkar kafasına sık, hastanelik et neden? Beline beylik tabanca takıyorlar.. Şimdilerde
elindeki silahlarına ek yeni bir silah dağıtıyorlar... FN 303 Polisin ateş gücü artıyor, inşallah insafı ve vicdanı
daralmaz! Yeni silah plastik mermi ve biber gazı
atabiliyor... 100 metre menzilli, 50 metre tesirli... Nokta atışı
yapılabiliyor... Baş ya da göze isabet ettiğinde ölümcül etkiye sahip. Polisin
gerekçesi şöyle:
Biber gazı kullanıldığında rüzgar ve benzeri sebeplerle gazdan “masum halk” da olumsuz etkileniyor… Bu ince düşünce aklıma düşünce, ithalattan hangi yandaş zengin
olacak sorusu neden aklıma geliyor acaba?
“Masum halk” gazdan etkilenmesin ötekiler
daha kolay öldürülebilsin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder