Bir korkak
tüm orduyu yok eder. *Çerkes Atasözü
Sahne önünde
seyrettiklerimiz bugüne kadar Seçilmişler
ile Atanmışlar oldu… Biz onların
atışmasını dinledik… Onlar birbirini karaladılar… Yaraladılar… Çatıştılar… Yetişmişler sahneye bile
çıkamadılar... Onlar hiç aklımıza gelmedi… Onlar asla iktidardan ranttan yana
olamadılar… Doğrusu bu deyip şaşmadılar… Bir kenarda kala kaldılar… Kimsenin
aklına gelmediler… Ülkenin yetişmişleri iyi yetişmişleri! AKP ile gelen moda bizden olmalı gerekçesini öylesine
bastırdı ki... Kadrolar doldu boşaldı… Paralel oldu… Dik geldi… Çok kere yamuk
geldi. Nerede ise girdikleri her işi emirle yaptılar. Çok kere mantığı bir
kenara ittiler. Hak neymiş unuttular. Dünden bugüne gelişin kısa öyküsü bu
oldu. Öyleki sanat tarihi ve arkeoloji diplomalı olan yetkilisi de tarihi
antika topları bile göze güzel görünecek diye yağlı boya ile boyattı! Yetişmişlere kimse el uzatmadı. Onları
ülkem nedense yok saydı... Çapulcu saydı… Zararlı saydı… Ülkemin yetişmiş elemanı tecrübeli, aydınlık,
dünya görmüşü, yaratıcı kadroları, mezhep sınırına hapsoldu..
Ötekileştirilenler kafalarına sopa gibi inen torba
kanunlarla adaleti yok eden
tutumlarla umutsuzlaştırıldılar. Dalgayı dubarayı farkına varanlar, ayakta
uyumayanlar, katakulli ve kumpas kıskacından kurtulamadılar. Masum oldukları
gün gibi aşikardı ama öteki olarak zindandan kurtulamadılar. Ülkemin geleceği
karartılırken yeşillenenler kimdi?
17 Aralık tarihi şimdilerde tarih mi oldu! Ne oldu? Bir türlü kaldığımız yerden
devam edemedik. Yolsuzluğu ortaya çıkarmak için hamle yapanın ayakları yerden
kesilmedi mi? Tayinler, haksız yerinden etmeler o kadar uzun zaman sürdü ki
dayanamayıp gerçeği haykıran hakimler de çıktı. HSYK'da 2014 yaz kararnamesi beklenirken.beklenmeyen
bir istifa geldi. HSYK 1.
Dairesi Üyesi Teoman Gökçe, 17 Aralık sonrası hakim ve savcı
atamalarını eleştirdi. "Yaz değil, kıyım kararnamesi" diyerek
istifa etti.
AKP havuz severleri villa
severleri tercih etmedi mi? Aydınlığın özgürlüğün bayrağı ne zamandır gönderde
dersiniz? AKP iktidarı ile yetişmemişe, yaram yamalak bilgi ile her şeyi o
bilir havası baskın çıktı. Liyakat aranmadı sadece bir AKP linin kartı kafi
geldi. Boş biri diyecek sadece onu yapacak ekipler başladı… Horlandı…
Ötelendi.. İtelendi… Sahne kime kaldı? 12 yıldır AKP den dinlediklerimiz aman ne kadar ileri gittik, büyüdük,
geliştik her yanlışı çok iyi bir şeymiş gibi gösterme olmadı mı?… Yatsı gelip
geçti ama yalanın ucu hala görünmedi… Çözüm
süreci ile ÇÖZÜLME SÜRECİ nerde
ise eş zamanlı olarak sahneye çıktı…
Habur da olan oldu ama biz mi anlayamadık. Silahların bırakılması dendi ama
sadece silahlar o sırada sustu... PKK silah bırakmaz ikazları dinlenmedi... O
gün anlamadık. Bilemedik ne olduğunu… Ne verildi? Bu gün de bilemiyoruz ne
döndüğünü! Bizim adımıza neler verildi? Saklı kalan hangi hakikattı?. Her şeye
katlanacaksın ama hiç bir şey bilmeyeceksin!. Bu rejimin adı bizim demokrasi oldu! Şimdi hala ne oldup
bitiğini bilebiliyor muyuz?..
PKK’ lıları hatırlayın…
Üzerlerindeki yerel elbiselerle gelenler zafer kazanmış havası estirmediler mi?
Ayaklarına kadar kitabına uydurulmuş görülmedik çadır tiyatrosu havailiğinde
hakimler savcılar gitmedi mi? Adamların söylemedikleri kurtarıcı cümleleri
(pişmanım lafı) pişmanlık yasasından yararlanmak için savcılarca yazılıp kitaba
uydurmadı mı? Bayrağın temsil ettiği semboller o günden ayaklar altına alınmamış mıydı?. Süleymaniye’de askerin
başına çuval geçirildiğinde hala sabır halinde değil miydik! Siyasetçinin sabrı
bugün de taşacak gibi mi? Neden birden bire canciğer dost Suriye ile kanlı
bıçaklı olduk? Rejime karşı silaha sarılanları sınırdan ülkeye soktuk… Suriye
sınırını yol geçen hanına çevirdik. Isid dün de terör örgütü idi. Esad’a karşı
olduğu için bilmezden geldik… Silahını erzakını verip, yaralılarını tedavi
ettik… Karınlarını doyurup sırtlarını sıvazladık. Bugüne gelirken
olabileceklerin işaretleri dün de yok muydu? (2009) Başımızı hangi belaya
soktuğumuzu halk olarak bilemiyoruz! Elimizi uzatıp kolumuzu kaptırdığımız çok
sonra ortaya çıkıyor!
......
“Saklanan GERÇEK sadece
BİR KESİMİN midesini bulandırıyor. Biri iğfal etmiyor mu? Suriye cephesi…
Kim kimi koruyor? Kim kimi vuruyor? Mide bulandıran, bizden saklanan pek çok
gerçek gibi… Suriye sınırında Radikal İslamcılarla PYD’nin başını çektiği Kürt
güçleri sıcak çatışmalara ara vermiyor!. Bize düşen sadece top mermisi,
ölüm, yaralı ve göz yaşı…
…………………………….
Mart ayında
olayları böyle idi.Şimdi dizginler alden çıkmadı mı? Bayrak neden indirilir? AKP kendinden öylesine emin ki!…Her şeyi en
iyi,onlar biliyor….En iyi şeyleri ülkem için onlar yapıyor… Ve hiç kimseyi
dinlemiyorlar MHP'li
Sinan Oğan TBMM
de yaptığı konuşmada, IŞİD'in
bizzat Türkiye tarafından desteklendiğini öne sürerek, "Besleyip
büyüttüğünüz IŞİD terör örgütü Musul Başkonsolosluğumuzun etrafını sarmış"
ifadesini kullandı. İkaz etti, alay edildi! AK Partili İhsan Şener ise, "delilin var mı
delilin" ve "atma" diyerek tepki gösterdi. Aslında bu gün
elçiliğimizi basanları kimin beslediğini millet bilmiyor mu? IŞİD de inanma… Dün
“sunni ve şeriat devleti kurmak için eline silah aldı çarpışıyor” diye bu örgüt
beslenmedi mi? TC kimliğini bir yere sığdırmakta sıkıntı çekenler daha geniş
tabela arayanlar belli değil mi? Silah yüklü tırları yakalayanlara ne cezalar
verildiği unutuldu mu? Kaçak mal yakaladı diye! Jandarma nerede ise düşman ilan
edildi… Yeni MİT yasası bir mitçi adam öldürse bile hesap sorulamaz! diyor.
Türkmenlerden söz eden
bile yok! Dostlar tek tek düşman oluyor! Şimdi çok ilerisini gördüğüm için olsa
gerek bir elimizle gözümüzü tutuyoruz… Hatırlasak iyi olacak… Terörle kim
yatağa girdi? Kargayı kim besledi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder