Suzan Abla yazıyor:
Adı Kurbağalıdere..Ama dere
bırakın kurbağaları, kirli suyu pek de önemsemeyen denizanalarının, kefallerin
bile yaşam alanı olmaktan çoktan çıkmış...Şimdi yıllardır anıldığı *oklu dere
adını daha çok hakediyor.
Burası İstanbul’un en
nezih semtlerinden biri Kadıköy. Ünlü Bağdat Caddemiz’in başladığı nokta. Uluslararası
maçların yapıldığı Fenerbahçe Stadı’nın dibi. Ülkemizdeki hiçbir akarsu, hiçbir
dere böyle bir pisliği haketmiyor ama İstanbul’un göbeğindeki Kurbağalıdere,
yıllardır süren ihmalkarlığın, vurdumduymazlığın, siyasi çekişmelerin yüzümüze
attığı bir tokat gibi.
Temiz derelerimizi
HES’lere kurban verirken, kirli derelerimizi temizleyerek kurtarmaya
çalışıyoruz. Kurbağalıdere de yıllardır ıslah edildi edilecek diye
oyalanıyoruz. Burnunu mendille tıkayarak yanından geçenler, derenin niye
temizlenemediğini bir türlü anlayamıyor. Oysa o kadar çok nedeni var ki;
altyapı eksiklikleri, yapılaşmanın artması, yanlış çevre politikaları,
ihmalkarlık, siyasi çekişmeler, eğitimsizlik...
Toplam 67 km’lik
uzunluğundaki Kurbağalıdere; Ümraniye, Maltepe, Üsküdar ve Atasehir’den geçerek
Kadıköy’de Marmara ile buluşuyor. En yoğun sorun yaşanan bölge de burası.
Derenin dibi ve ağzı balçıkla kaplanmış durumda. Metangazının oluşturduğu
baloncuklar nedeniyle dere sürekli fokurduyor. Kokudan, bahsetmek bile
istemiyorum.
Yıllardır doldur-boşalt
politikalarla yapılan ıslah çalışmalarından sonuç alınamadı.
Derenin son ıslah
çalışması ise, Kadıköylüler’in başta umuduyken sonra tam anlamıyla kabusu oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ihale ettiği proje, 2012 Ekim ayından beri
sürdürülüyor.
İBB çalışmaların amacını;
dere yatağının genişletilmesi, pis su hatlarının kolektör aracılığıyla
toplanarak arıtma tesisine aktarılması ve bu sayede de Marmara Denizi’nin
kirletilmesinin önüne geçilmesi olarak açıklıyor.
Derenin önce denize
dökülen bölgesi ıslah edilerek kademeli olarak yukarı bölgelere gidilmesi
gerekirken, kamulaştırma, sit alanı, çevrecilerin protestosu gibi nedenlerle ıslah
çalışmaları derenin yukarı kesimlerinden başlatıldı. Kuşdili Çayırı bölgesinde
derenin iki yanında kazık çakma çalışmaları yapılacaktı. Çalışmalar esnasında
iş makinelerinin durduğu alan dere yatağına doğru genişletildi. Dolayısıyla yatak
daraldı. Çevredekilerin ‘bu dere taşar’ uyarılarını dikkate almayan müteahhit
firma, meteorolojinin uyarılarına da mı kulak tıkadı bilinmez. 2 Haziran’daki
ilk yağmurda çevredeki esnafın dükkanları ve evler sular altında kaldı.
Çaresizce, elinden hiçbirşey gelmeyerek bakakaldı herkes. Belediye görevlileri,
sular çekilmeden müdahale edemedi, sular çekildiğinde olan olmuştu zaten.
Esnafın ve sakinlerin zararı ve öfkesi büyüktü. Müteahhit firma dere
yatağındaki daraltmayı açtı. Bundan sonra hava durumuna göre hareket
edeceklerini açıkladı. Meteoroloji 17 Haziran için yine kuvvetli yağış ve sel
uyarısı vermişti. Ama Kuşdili’ne bir damla bile düşmemişti. Bu sefer derenin
Ataşehir ve Ümraniye’deki yağışlarla debisi arttı. Kuşdili Çayırı’nı yine pis
su kapladı. Park halindeki araçlar kullanılamaz hale geldi, itfaiye mahsur
kalanları kurtardı. Yine gafil avlanılmıştı. Derenin yatağı yine dardı. Müteahhit
firmaya tepkiler arttı. İşyerleri ve meskenler yine sular altındaydı.
Su, dediğimiz
kanalizasyondu aslında. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, sonraki
günlerde yapacağı açıklamada ıslah çalışmaları sırasında alttaki kanalizasyon
borularının kırıldığını, kanalizasyonun Marmara’ya aktığını ve koli basilinin
normalin 300 katı olduğunu söyleyerek İstanbullular’ı denize girmemeleri
konusunda uyardı. Bir parantez açıp koli basilinin kanlı ishale ve ölüme yol
açabileceğini hatırlatalım. Nuhoğlu, derenin kenarındaki ‘Yoğurtçu Park’ta bile
bulunmayın’ dedi. En acısı ‘çocuklarınızın burada olduğunu düşünün’ diyerek
yetkilileri uyardı.
Daha sonraki günlerde de
en ufak bir yağmur yağsa, çevredekiler hep tetikteydi. Birkaç kez daha yaşandı
su baskınları, çok büyük çaplı olmasa da.
Kadıköy Belediyesi Fen
İşleri Müdürlüğü’nün raporuna göre ıslah çalışmalarının yakın bir gelecekte
tamamlanması pek mümkün görünmüyor.
Sit alanı engeli, kamulaştırma çalışmaları, imar planı değişiklikleri, Salı Pazarı’ndaki pazarcıların yerlerini vermek istememeleri,metrobüs duraklarının geçici de olsa taşınması gerekliliği. Müteahhit firmanın zararının da iş nedeniyle büyük olduğu belirtiliyor. Bunun yanısıra taşkınlardan zarar görenler de firmaya dava açmaya başladılar. Kurbağalıdere; pisliği, taşkınları ve ıslah çalışmalarıyla daha uzun bir süre gündemde kalacağa benziyor.
Yandaki fotoğrafta rafa kaldırılan derenin maketi görünüyor.
Sit alanı engeli, kamulaştırma çalışmaları, imar planı değişiklikleri, Salı Pazarı’ndaki pazarcıların yerlerini vermek istememeleri,metrobüs duraklarının geçici de olsa taşınması gerekliliği. Müteahhit firmanın zararının da iş nedeniyle büyük olduğu belirtiliyor. Bunun yanısıra taşkınlardan zarar görenler de firmaya dava açmaya başladılar. Kurbağalıdere; pisliği, taşkınları ve ıslah çalışmalarıyla daha uzun bir süre gündemde kalacağa benziyor.
Yandaki fotoğrafta rafa kaldırılan derenin maketi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder