Eşek alim olmaz taş taşımakla Tekkeye,
insan adam olmaz gitmek ile Mekke’ye (Ziya Paşa)
İktidar acı verecek kadar eleştirilemiyorsa o ülkede
demokrasi tam olarak işlemiyor demektir… Gidişin neresinden
tutacağız! Bize acı vermeyen ne kaldı dersiniz? Bugün kavga gürültü içinde
geçiyor zaman. Yarın güvende mi? İç Güvenlik Yasası ile HİÇ GÜVENLİK YOK! Uslu
otur denmiyor mu? Sokağa çıkma, ses
çıkarma, itiraz etme!
Milletçe yalana mı alıştık?. Son dönemde herşey mi değişti?.
Sadece etikete baktık, karar veriyoruz. Özü unuttuk! AVM lere bakıp zenginliği
konuşmuyor muyuz?. Söz Meclisten içeri olduğunda da Milletin Meclisinde saygıyı
mı gördük? Yoksa ben sandıktan çıktım ne istersem o olur zihniyetini mi
sergiledik? Fikirlerin tartışılmasına, tartışmalardan çıkacak ortak aklı kullanma
becerisine bir türlü gelemedik! Bizi körükleyen –dindar kindar- söylemi BENDEN OL PAYLAŞ alışkanlığı değil mi? Bu
dönemde yalan siyasetin cilası
olmadı mı? Yalanı çıkan sıkılıp utanıp sahneyi terk etmedi ki! Asla istifa
etmek diye bir kural olduğunu akıl da etmedi. Çok kere bir kenara da çekilmedi!
HAVUZDA ıslanmış gerçeği arama öfkesi, gecekondudan villaya geçerek uslanmış, yeni yetme cepkenden çıkma her yalan
patlayınca, Medya asfaltında bir dakika deyip sadece duraklamıyor mu? Bavulu
kapıp, torbaları saçıp belgeler deyip olmayacak kumpaslara pas atmıyor mu? Medya’nın
şahane yürüyüşü dünde sahne aldı. Aynı kelimelerle aynı başlığı aynı anda
kullananarak hep birlikte havuzdan çıktılar. Demokrasi ve ifade özgürlüğüne
şanlı bir sayfa daha eklenmedi mi? Lastik değiştirip hiç bir şey olmamış gibi yalan
rüzgarını kullanmıyorlar mı! Zaman zaman hatırlandı yalanlar ama Vicdana vuran
oldu mu? Evet nerede ise hemen hepsi gerçeği cüzdana koyup ilerlemediler mı? 1300
yıl önce felsefemizde yaşayanları ne çabuk yok ettik. Felsefe dersleri
kaldırıldı. Vicdan da cüzdan boşluğuna mı yuvarlandı!
Hacı Bektaş
Veli'ye sormuşlar "Kadıncık Ana
eşiniz mi diye? “Hacı Bektaş: “Eşim değil eşitimdir.” cevabını vermiş. Sakın
dönüp bugüne bakmayın... Recep Tayyip Erdoğan sormadan haykırmıyor mu? Kadın erkek eşit değildir. Ispatlanmış,
dün ıspatlanmış Kabataş yalanlarını bile GERÇEKMİŞ GİBİ tekrarlıyor. Herşeyi
kapatarak yürümüyorlar mı? Kadının başını örtmekle başladılar. Bugün
kadavralara kilot giydirir oldular!. Kadın İşçiler Kurultayında şöyle
konuşabiliyor! “Kimse o kadını taciz edenleri konuşmadı, onları kınamadı,
onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedikleri hakareti
bırakmadılar. Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı?” dedi. Evet esas olan
kadının söylediği. İsyan eden, yolları dolduran, evinde otur dediğin ama
sokakları dolduran kadınların söylediği esastır. Onlar sana, iktidarına,
sunduğun karanlığa yeter demiyorlar mı. Aslolan bu gerçektir…
Kabataş'ta
ne olmuştu? İddiya göre, Gezi direnişi sırasında Kabataş'ta, başörtülü
bir kadın güpegündüz saldırıya uğramıştı. Belden yukarıları çıplak, ellerinde
deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan bir grup, bebeğiyle
birlikte durakta bekleyen genç kadını dövmüştü. Yetmemiş, üzerine idrarlarını
yapmışlardı. Türkiye günlerce bu iddiayı konuştu. Sen canbazı gene sahneye
aldın. Ama, kamuoyu Kabataş'taki güvenlik kameralarında böyle bir olayın
yaşanmadığını gördü. Bir tek Erdoğan ikna olmadı. Emir verdi. Polis, seferberlik
ilan etti. Başörtülü bacımız Zehra Develioğlu’nun taciz edildiğine dair kanıt
bulamadı ama bölgedeki esnaf sorgulandı, yurttaşlar suçlu muamelesi gördü, 161
kişi incelemeye alındı. 2500 kamera incelendi. Sonuç: Söz konusu olay yaşanmamıştı… ııı ıhhhh… Ona göre başı örtülü bacımız taciz edilmişti. İnanmayan
sadece Cumhurunbaşkanı kaldı. Milletimin büyüklüğüne bakın! Dün TARAFSIZ olacağım diye yemin etmiş biri
bugün AKP partiye 400 milletvekili istiyor ve BAŞKAN olurum hesabı yapmıyor mu?
Oysa aynı kişi Tarafsızlık yemininin tek kelimesine uymamıştı. Millet ona, en
azından A Ka PE liler hala inanabiliyordu!(
% 35 - 38 arası oranı dayakla hizaya getirilmeğe çalışılan GEZİCİ araştırma
verisidir!) Tarihe Kabataş yalanı olarak geçti. İkinci yalan Bülent Arınç’a
suikast yalanı oldu. Saçma sapan bir senaryo ile KOZMİK oda arandı. Kimse o
odadan neler alındı, hangi belgeler nerelere ulaştı bilmiyor. Umarım iftiralarla
hırpalanan TSK nin itibarını iade etme zamanı da gelir!
Recep
Tayyip Erdoğan, Türk Metal Sendikası Kadın İşçileri 20. Büyük Kurultayı'nda
yaptığı konuşmada İnsanların acısını paylaşmayanların asla büyük olmayacağını
vurgulayarak, “Doğuran, doyuran, yetiştiren kadındır. Ben anasının ayaklarının
altını öpen bir evladım.” diyerek kadının baş tacı edilmesi gerektiği söyledi. Gene
vay anasını dedirtti. Ve hafızaları canlandırdı. Başbakanlığı döneminde
Gaziantep'te, polis fişeği ile hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın annesini yuhatlatmıştı.
Mersinde çiftçi Mustafa Kemal Öncel'i “Ananı
da al git!” diyerek azarlamıştı. Olsun. Onlar dündü. Bugün bugündür! Seçime
çeyrek kala!. Canbaza bakmaktan geleceğe dönük
tehlikeleri göremez oluyoruz. MİT gibi önemli bir teşkilatın başı Recep
Tayyip’in sır küpü çatlama belirtileri gösterdi. Fidan AKP den siyaset yapmak
için istifa etti. İki üç hafta içinde ne olduysa oldu ve vazgeçip Cumhurbaşkanının
yanına sığındı. Küp biraz daha tecrübemi mi kazandı,çatladı mı, yoksa yeni
günahlarla mı doldu? Bilinmez ki!
IŞİD’e Türkiye’den katılan en az 50 militan
AKP’li belediyelerde çalışıyor. New York Times (NYT) gazetesi Ankara, İstanbul
ve Sakarya gibi illerden IŞİD’e yoğun katılımların olduğunu duyurdu. Dışişleri ise
Türkiye’den IŞİD’e yaklaşık 600 kişinin katıldığını bunların da 100’nün
hayatını kaybettiğini açıklamıştı.IŞİD Suriye’de yürüttükleri savaşı Şam
Cephesi olarak nitelendiriyorlar. Türkiye’de bir cephe açma niyetleri olduğu da
basına yansıyor. Bu cepheye de şimdiden İstanbul Cephesi adını vermişler. Süleyman
Şah türbesinin taşınması dahil pek çok olay İŞİD le bağlantılı sayılıyor.
Gerçeği aramak her zaman zor olmuştur. Ama hiç
bir zaman bugünkü kadar imkansız ve vicdansız olmamıştır.
Soru sandıktan çıkan hükümet sandıkla
tıpış tıpış gidecek midir? A-KA-PE iktidarında çok kere beyazlar kara, karalar
beyaz, mağlubiyetler zafer, yanlışlar doğru gibi kutlanıyor! Bir yalandan çıkıp
öbür yalana yakalanıyoruz. Kan içip kızılcık şerbeti içmiştik diyenlerin vicdan
telaşı yok ama Cüzdan telaşı bitmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder