25 Kasım 2021

Açık hava müzesi: Birgi…

 

Suzan Peker yazdı

Bozdağ ve Aydın Dağları arasında düz bir ovada kurulan Ödemiş’in merkezine geldiğimizde akşam olmuştu. Lübbey’in zorlu yollarından sonra güzel bir yöresel yemeği hak etmiştik. Özellikle Ödemiş Kebabı ve Töngül Pidesi’ni merak ediyorduk. Ama hayaller kebap iken, gerçekler simit-peynir oldu. Şehrin merkezinde saat 20.00’de açık restoran bulamadık. Birkaç sıradan tavuk dönerciye de gitmek istemeyince, bir şarküteriden peynirimizi aldık. Şarküteri sahibinin önerisiyle akşam sıcacık simit çıkaran bir fırından aldığımız çıtır simitle en keyifli yemeğimizi yedik. Öneri; şehrin merkezindeyseniz yemeği çok geç saate bırakmayın.

Ertesi sabah Kadın El Sanatları Merkezi’ni görmek istedik ama cumartesi günleri kurulduğunu öğrenince hedefimiz müze oldu. Ödemiş’in müzeleri; Ödemiş Müzesi, Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi ve İ. Hakkı Ayvaz Kent Müzesi Bedia Akartürk Sanat Müzesi. Biz zamanımızın azlığı nedeniyle sadece eskiden Yıldız Oteli olan Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi’ni ziyaret edebildik. Ödemiş’in kültürünü yaşatan müzede; saatçi, tütün, berber odaları, mutfak eşyaları, silahlar, kadın takıları, hamam takımları, halılar, semaverler, tartı aletleri, dikiş makineleri, heybeler, semerler, giyim eşyaları sergileniyor.

Yıldız Müze binasının dış görünümü...
Yıldız müzesinden bir köşe..
Yıldız müzesinde sergilenen tarihi objeler. (Üstte ve altta)

Yıldız Sinema Odası, Yıldız Kundura Odası sizi Ödemiş’in geçmişine götürürken, ayrı bir yerde  Zeki Müren’in ve Safiye Ayla’nın kaldığı otel odasının havasını soluyabiliyorsunuz.  Çeyiz-Gelin-Düğün Sergisi ise evlilikte 40 yılını dolduran Ödemişli çiftler adına düzenlenmiş. Burada da zamanın gelinliklerini, çeyizlerini görmeniz mümkün. Müzenin bahçesinde bir Müze Cafe var ama pandemi nedeniyle kapalıydı. Bizdeki bahçedeki gelin-damat maketinde fotoğraf çektirip, nikah tazeleyerek sabahımıza neşe katıyoruz.

Gölcük Yaylası  

Birgi’ye geçmeden önce Bozdağlar’daki Gölcük Yaylası’nı da görmeden edemedik. Çevresi çam ormanlarıyla kaplı, denizden 1100 metre yükseklikte tektonik hareketlerle oluşmuş gölün çevresi, adeta bir yazlık cenneti. Spor klüplerinin de kamp yeri olarak tercih ettiği yaylaya çıkmak isterseniz 18 km’lik keyifli bir yolculuk yapıp Ödemiş’i kuşbakışı görebilirsiniz.

 Ödemiş’in merkezinden ayrıldıktan 10 km sonra Birgi’ye vardık. Çağan Irmak’ın ‘Unutursam Fısılda’ filminde görüp hayran kaldığım Birgi, adeta bir film seti gibi.  Beş bin yıllık tarihe bir geçmişe sahip Birgi; Aydınoğulları Beyliği, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının izlerini taşıyan parlayan bir yıldız. Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik yapan Birgi, 1996 yılında SİT alanı ilan edilerek koruma altına alınmış. Yemyeşil çam ağaçlarının arasından uzanan keyifli yolun iki yanında sımsıcak taş evler sıralanmış. Bu yolu beyaz örtüleriyle kah komşusunun kapısını çalan bir yaşlı, kah okuldan dönen çocuklar süsleyince bize de bu film karesinin içinden tat alarak geçmek düşüyor.


Bir Birgi evinin içi...

Birgi’de hamam, medrese ve camilerden oluşan 11 anıtsal yapı, 110 tabiat varlığı ve sivil mimarlık örneği bulunuyor. Osmanlı sivil mimarisini yansıtan pek çok eski ev ve konak bulunuyor. Çakırağa Konağı, Kerimağa Konağı, Sandıkoğlu Konağı bunlardan en ilgi çekenleri. 1195’te müze olarak açılan Çakırağa Konağı’nı tadilat nedeniyle gezemedik. Diğerleri de kapalıydı biz gittiğimizde. Aydınoğulları Mehmet Bey Camii (Ulu Camii), Dervişağa Camii, İmam-ı Birgivi Medresesi, Gazi Umurbey Anıtı ve Sultan Şah Türbesi, Küp Uçuranlar Kulesi,  gezilmesi gereken yerlerden.


Ulu Camii...

Ulu Camii, 1312 yılında Aydınoğlı Mehmet Bey tarafından yaptırılmış. Mihrabı geometrik, firuze ve patlıcan moru çinilerle kaplı caminin ahşap minberi ise Selçuklu ahşap sanatının en güzel örneklerinden biri ve kündekari tekniği ile yapılmış. Caminin ilginç özelliklerinden biri arkaik bir aslan heykelinin, caminin dış köşesinde yer alması.

Sultan Şah türbesi...

Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından kız kardeşi Hanzade Hatun’un (Sultan Şah) vefatı üzerine yaptırılan Sultan Şah Türbesi, caminin hemen yanında yer alıyor. İmam Birgivi’nin kabristanlığı ise halk arasında Böken Mezarlığı olarak anılıyormuş. Kabristanlığın etrafı, Birgi’nin yöresel ürünleri ve el sanatlarını satan küçük tezgahlarla dolu.

Ulu Camii’nin etrafında da kahvaltı edilecek, soluklanacak şirin cafeler ve yöresel ürünler alabileceğiniz küçük dükkanlar var. Özellikle meyve özütleri meşhur. Yabanmersini, lavanta, karadut, kozalak, limon özütleri küçük şişelerde satılıyor. Bunun yanı sıra yöreye özgü bir tür peksimet olan besmet ve bal da alabilirsiniz. Tarihte ipek dokumacılığının önemli merkezlerinden biri olan Birgi’de Sem İpek Atölyesi, ipek ve pamuk dokumalar yapıyor. Erken dönem Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan Demirli Mağaza, bugün Sem İpek’in ürünlerine ev sahipliği yapıyor. Buradan hediyelik ipek fularlar, pamuklu peştemaller alabilirsiniz. Konaklamak isterseniz, tarihi konaklar biçilmiş kaftan. Birgi huzur veriyor ve sizi bekliyor.

Sonraki yazı: Kula


Hiç yorum yok: