22 Kasım 2021

Ödemiş’te terkedilmiş köy: Lübbey

 

Suzan Peker yazdı

Tire’den sonraki durağımız Ödemiş. Buraya gelmişken Bozdağ’ın yükseklerindeki terk edilmiş köy Lübbey’i görmeden dönmek istemedik. İsmi de ilginç gelince düştük yollara.

Ödemiş’e 18 km uzaklıktaki Lübbey’e varmak kolay olmadı. Baraj inşaatı ve  yol yapımı nedeniyle hem tozlu topraklı, hem virajlı yollardan geçerek, uzaktan gördüğümüz iki üç köyü, Lübbey sanarak ilerledik. Lübbey levhasını gördükten sonra buraya nasıl inilecek diye düşündük, umutsuz bir şekilde geri dönmek üzereyken, köyün girişini şans eseri bulup daldık köye. Beş kişinin yaşadığı köye vardığımızda, akşamüstü olmuştu. Buraya bir not düşeyim ki gözünüz korkmasın. Biz döndükten birkaç hafta sonra köyün yolu yapılmış. Gitmek isterseniz ulaşım artık daha kolay.

Fethiye’deki terk edilmiş Kayaköy’ü görmüştüm ama burası bir başka. Yalnızlık ve terk edilmişlik kokusu sinmiş. Yıkılmış duvarları, çökmüş çatıları, bir zamanlar sıcak çorbaların piştiği odalarında incir ağaçlarıyla karşıladı bizi Lübbey..

‘İn, cin top oynuyor’ burası için edilmiş bir söz sanki. Daracık sokakta gezip, fotoğraf çektik biraz. Burası korku filmlerinin platosu, fotoğrafçıların mekanı olmuş. ‘Cinli köy’ diye adı çıkmış ama köyün terk ediliş nedeninin, geçim derdi olduğunu, köyün tek kahvesini işleten Mehmet Bey’den öğreniyoruz. 1983’e kadar 200 hane ve 650 kişinin yaşadığı Lübbey, yavaş yavaş yaylaya göçüşle birlikte yalnızlaşmış.

Köyün kahvesi...

Köyünü terk etmeyenler 5-6 yaşlı. Köy kahvesini işleten Mehmet Bey, “Ömrüm oldukça hergün bu kahveyi açacağım” diyor ama bunun için gösterdiği özveri de büyük. Mehmet Bey’den bilgi alırken sıcacık taze çayını da yudumluyoruz. Pandemiden önce hergün Ödemiş’ten gelip ocağını yakan Mehmet Bey, pandemi döneminde Lübbey’de yaşamaya başlamış. Her gün çocuğunu sabah Ödemiş’e okula götürüyor, akşam gidip alıyor ve tozlu topraklı, virajlı yollarda 72 km yol yapıyor.

Köyün butik oteli...

Pandemiden önce yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bu sessiz köyde, bir butik otel ve bir de yeni açılan ‘Ninemin Kahvaltı Evi’ bulunuyor. Ama kahvaltı evi, hafta sonu açıkmış. Butik Otel’in kapısında da kilit vardı biz gittiğimizde. Köylünün ihtiyaçlarını her Çarşamba Ödemiş’ten gelen toptancı karşılıyormuş. Kahverengi tabela almaya hak kazanmış, köyde 48 ev tescillenmiş ve restorasyon bekliyor.

Efsaneye göre köyün adı, Aydınoğulları döneminde Lüb ve Dab Bey adlı iki beyin anlaşmazlığa düşerek ayrılmasından geliyor. Kimilerinin kartal yuvası da dediği Lübbey, Kurtuluş Savaşı döneminde zeybeklerin saklandığı bir yermiş. Bir zamanlar gazetelere ‘satılık köy’ diye manşet olan da Lübbey. İngilizler’e satılacağı söylentileri çıkınca köydekiler ve köyden göç eden Lübbeyliler bir araya gelip ‘köyümüzü sattırmayız’ diye örgütlenmiş. Ve yalnız görünen Lübbey, yalnız olmadığını hissetmiş. Şimdi sıra Lübbey’i yaşanan köy yapmakta. Lübbey ilgi bekliyor.

Eşimle birlikte Lübbey Hatırası çektirmeden olmazdı.

Sonraki yazı: Birgi...

 

 

 

 

 

 

 

 

  

Hiç yorum yok: