5 Aralık 2021

Tarihin değiştiği yere gezi: GÖBEKLİTEPE

 Oya Kamacıoğlu

 Göbeklitepe, Urfa merkezin 18 km. kuzeydoğusunda, Örencik köyü yakınlarında bir ören yeri. Piramitlerden 7500 yıl, günümüzden de 12 bin yıl önce yapılmış ve tapınak olarak kullanıldığı tahmin edilen bir tarihi kalıntı.  Zaten Urfa civarında Göbeklitepe, Karahantepe, Taşlıtepe, Kurttepesi gibi arkeolojik özellikte daha 11-12 tepe var.  Göbeklitepe, Karahantepe gibi kazıları devam eden yerler bittikten sonra diğer yerlere de başlanacakmış. Taş devri insanlarının bu kadar geniş bir alanı hayvan tasvirleriyle dolu dini yapılarla doldurmuş olması,ayrıca burada yabani buğday kalıntısı bulunması doğaya bağlı bir din kültürleri olduğu anlaşılıyor.    

 

Göbeklitepe, dünyada bilinen ilk ibadet merkezi.  1983’te bulunmuş, 1995’te kazılara başlanınca da  önemi gün yüzüne çıkmış. Kazıları başlatan Alman arkeolog Prof. Klaus Schmidt, hükümetin buradan geçecek bir yol projesi olduğunu öğrenince buna engel olmuş ve insanlık tarihinin en önemli buluntularından biri, böylece kazanılmış. Bu alanın çeşitli tarihi katmanları var, daha eski tarihe de inileceği düşüncesi mevcut. 

 Sit alanı ilan edilen bu bölgede şimdilik dört dairesel yapı ortaya çıkmış. Fakat yapılan incelemelerle ortaya çıkmayı bekleyen yirmi tane daha halka şeklinde anıt yapı olduğu biliniyor.


Burası bir yerleşim alanı değil, bir dini alan.  Bu taş devri insanları göçebe ve avcı idi. Daha çok sulak ve düz alanlarda yaşıyorlardı. Bu kurak ve yüksek alanda böylesine bir yapı oluşturmaları, 5m. yüksekliğinde ve 16 tona varan ağırlıkta bu devasa taşları nasıl taşıdıkları, nasıl diktikleri ve ellerinde bulunan basit taş aletlerle nasıl oydukları ve resmettikleri hala arkeologları düşündürmektedir.   

 









Dairesel yapıların ortasında büyük sütunlar var, bu sütunlarda, aslan, akrep, kaplan, kertenkele, yaban domuzu ve çeşitli kuş türleri tasvirleri mevcut. T şeklindeki bu taşlar, insanı sembolize ediyor. Taşlarda çizilen eller, karında veya karın altında birleştirilmiş şekilde. Yüz çizimi yok.Taşların tepesinde küçük küçük oyuklar var. Vaktiyle sütunların üzerlerinde taştan veya tahtadan örtü olduğu, bu oyukların da o örtünün kaymaması için açıldığı varsayılıyor.   

  


Buranın 2 bin yıla yakın bir zaman kullanıldıktan sonra göç, kıtlık, savaş vb. gibi sebeplerden terk edildiği düşünülüyor.  Bu terk ediş de olduğu gibi bırakıp gitme şeklinde olmamış. Üzerine toprak yığarak taşlar düzenli bir şekilde saklanarak korunarak bırakılmış. Bunun için 12 bin yıldır, tasvirler dış etkenlerden hiç zarar görmemiş, devasa taşlar yıkılmamış.        

 

Göbeklitepe’ye çıkmak için Urfa’dan yaklaşık 20 km. uzaklıkta bir mesafeye geliniyor. Burada bir taşıt parkı alanı var; giriş bileti alınıyor. Daha ileriye otomobiller ve otobüsler gidemiyor.  Ören yerine ait minibüsler devamlı gidip gelerek ziyaretçileri ücret almadan giriş yerine taşıyorlar. Giriş yerinde, içinde ses ve ışık efektleriyle süslenmiş videolarla o dönemin dini ritüellerinin canlandırılması yapılan ve çeşitli resimler sergilenen küçük bir müze var. Ayrıca her müze girişinde olduğu gibi hediyelik eşya satan yer de var.Gelen ziyaretçiler, ahşap bir yolla tepeye yürüyerek çıkıyorlar. Gidiş ve geliş yolları ayrılmış. Kazı alanının etrafı da ahşap yolla ve ahşap parmaklıklarla çevrilmiş. Buluntular özenle sergilenmekte, yakınına gidilmiyor. Yakından görmek için Şanlı Urfa Arkeoloji Müzesi’nde tam ölçüde replikaları (kopyaları) yapılmış.

Tepede oldukça yaşlı bir zeytin ağacı var; dalları adak için bağlanmış bezler, bebekler, simgelerle dolu. Yöre köylülerinin dediklerine göre yüzlerce yıldır o tepe ve oradaki ağaçlar kutsal sayılmış. Orada adaklar adanmış, kurbanlar kesilmiş, dualar edilmiş. Galiba 12 bin yıldır bu tepenin kutsiyeti ve dini özelliği devam ediyor gibi. Zaten bütün Urfa, tam bir din alanı. Balıklıgöl ,İbrahim Peygamber’in, Soğmatar’da Hazreti Musa’nın, ve yine bu bölgede Şuayip peygamberin yaşadığına, Eyüp peygamberin buralara geldiğine, ilk dönem Hristiyanların buralarda saklandığına inanılıyor.   

 

Ören yerinin biraz ilerisinde açılmaya başlanan yeni kazı yeri

Sonraki yazı: Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Suzan Peker yazdı:

Göbeklitepe uzun süredir gitmek istediğim bir yer. Oya abla sayesinde merakım daha da arttı. Yeni kazılar da merak uyandırıyor. Gerçekten tarihin değiştiği yer ve inanılmaz. Ayaklarına, ellerine sağlık. Gezdin, gördün, yazdın bizi de bilgilendirdin. Teşekkürler.