Suzan Peker yazdı
Kış kapıyı çalmışken, sizlere güneşli birkaç gün yaşatmak istiyorum. Nerede
mi, dorukları karlı yüce Erciyes Dağı’nın eteklerinde. Ne zaman mı ekimde.
Birkaç ay gecikmeli yazabildiğim Kayseri gezisini anlatacağım, aklımda
kaldığınca, dilim döndüğünce…
Biz iki aile Eskişehir ve Konya konaklamalı iki günün ardından vardık
Kayseri’ye. Diğer arkadaşlar Ankara, İstanbul ve Eskişehir’den geldiler. Bizi
misafir eden arkadaşlarımız Ilgın ve Mustafa Kayserili, rehberlerimiz Evren ve
Gonca da Kayseri’yi çok iyi tanıdığı için Kayseri’nin tozunu attırmamız
kaçınılmaz.
Hunat Hatun otel odası...
Tarihin canlandığı Setenönü
Otelimiz Kerem ile Aslı; tarihi
Kayseri evlerinin restore edilerek yeniden canlandırıldığı Setenönü’nde. Melikgazi
Belediyesi bu bölgeyi kullanım karşılığı restore ettirmiş. Yıkık, dökük
kullanılmayan evlerin olduğu bir mahalleden, son iki yılda yaşayan bir bölgeye
dönmüş Setenönü. Ermeni, Rum ve Türk nüfusun iç içe yaşadığı Kayseri’de, Ermeni
taş ustalarının elinden çıkmış tarihi evler, aslına uygun restore edilmiş.
Odalarımıza yerleştikten sonra kısa bir şehir turuna çıkıyoruz yürüyerek. İlk
durağımız, Merkez Bankası binası. Anadolu’da Cumhuriyet’in modern mimari
kimliğini oluşturmak için birçok proje yarışması düzenleniyor. 1960’larda Vedat
Dalokay ve Orhan Dinç’in projesiyle hayata geçirilen bina, modern mimarinin
örneklerinden. Kümbet formunu da içeren Kayseri
Valilik binası, mimar Melih Karaaslan’a ait, ödüllü bir yapı. Belediye Binası
yine Vedat Dalokay imzası taşıyan bir diğer ödüllü bina.
Kayseri’nin ilk adı Mazaka imiş. Mazaka’dan bugüne birçok uygarlık izlerini
bırakmış Kayseri’ye… Hitit, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi.
Medeniyetler arasında tarihi bir yolculuğa çıkmış gibiyiz.
Milli Mücadele Müzesi
İkinci durağımız,Milli Mücadele müzesi. Türk siyasetine ve kültür tarihine damga vuran bir lise. Osmanlı
döneminin Kayseri Sultanisi, 1920-1921 eğitim yılında tüm öğrencileri Sakarya
Savaşı’nda şehit düştüğü için mezun verememiş. Bugün ‘Milli Mücadele Müzesi’
olarak tarihin sayfalarını aralıyor.
Ana koridorunda Kurtuluş Savaşı mücadelesinden izler görüyoruz. Bir sınıfa
başınızı uzattığınızda, Turgut Özal, Abdullah Gül, Hulusi Akar, Behçet Kemal
Çağlar, Jale Baysal oturuyor sıralarda. Bir oda, Ankara tehlike altına girince
Kayseri’ye taşınan iki gazeteye ‘Sebilürreşad’ ve ‘Anadolu’da Yenigün’e ev
sahipliği yapıyor.
Döner Kümbet
Müzeyi gezen onlarca küçük ziyaretçinin arasından sıyrılıp turumuza devam
ediyoruz. Az ilerdeki kavşakta, yoğun trafiğin ortasında ‘Döner Kümbet’
duruyor. Yaşamın hızıyla, ölümün durgunluğu iç içe geçmiş. Önemli kişilerin
mezarları olan kümbetlerden Kayseri genelinde 39 tane varmış. 700-800 yıl
önceye tarihlenen kümbetler, şehirleşmeyle birlikte hiç umulmadık yerlerde
karşımıza çıkabiliyor, bir alt geçidin üzerinde bile.
Döner Kümbet, 13. Yüzyıla tarihlenen bir yapı. Şah Cihan Sultan’a ait olan
kümbet, 12 yüzeyli, 10 yüzeyinin geometrik şekilleri ve taş işçiliğinin
birbirine çok benzemesi nedeniyle halk arasında ‘Döner Kümbet’ diye anılıyor.
Bir rivayete göre altına tekerleklerin yerleştirildiği de söyleniyor.
Rivayetler olmazsa, olmaz.
Meryem Ana Kilisesi’nden Kent Kütüphanesi’ne...
Şimdi biraz daha yürüyelim, muhteşem bir dönüşümle karşılaşacağımızdan
habersiz. 1870’lerde şehir surlarının sınırında inşa edilen ve Kayseri’de gayri
müslim nüfusun zenginliğini gösteren Meryem Ana Kilisesi, 25 yıllığına Kayseri
Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiş ve restore edilerek kütüphaneye
dönüştürülmüş. On yıl öncesine kadar tekvandocuların antrenman yaptığı kilise, şimdi
50 bine yakın dijital ve basılı kitabın bulunduğu 24 saat açık bir kent
kütüphanesi ve gençlerin ilgisi yoğun.
Hunat Hatun Külliyesi
Oteldeki odamızın adının Hunat Hatun olduğunu görünce kim olduğunu merak
etmiştim. 1. Alaeddin Keykubat’ın eşi Mahperi Hunat Hatun, 1238 yılında kendi
adını taşıyan bir külliye yaptırmış. Cami, medrese, kümbet ve hamamdan oluşan
Hunat Hatun Külliyesi, Selçuklu mimarisinin en özel ve etkileyici yapılarından
biri. Kümbetin içinde de Hunat Hatun’un sandukası bulunuyor.
Otelimize dönüyoruz, yarın yeni yerler göreceğiz. Akşam yemeğinde Kayseri
lezzetlerini tatmak için sabırsızlanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder