Fotoğraf bazen
kelimelerle anlatılmaz olanı sergiler… Baktığınızda hakikat yumruk gibi iner… Sersemlersiniz… Değer verdiğiniz hemen
her şey bir çırpıda yere serilmiştir… İnsaf duygusu… Vicdan sızlaması… İnsanı
insan yapan ne varsa… Kıvrılıp yere yığılmıştır… Ayağa kalkamaz… Gene de bekler
insan… Dizlerinin üzerine de doğrulup “affettim kardeşlerim sizi” diyecek
zannedersiniz! Diyemez… İnsani duyguların tamamı yere serilmiş o insanla
birlikte bitmiştir!
Görmek,
bu çöküşü kavramak ise ölmekten bin beterdir!. O resmi, o tablonun tamamını
hatırlayıp bin kere olmasın.istersiniz! Polis kurşunu ile
kanlar içinde yere serilen Uğur Kurt gibi Ayhan Yılmaz da
artık her hangi bir eşyadır…
“Ölmüştür..Geçmiştir” GEÇMİŞ MİDİR? Acı geçmiş midir? Öfke geçmiş midir?
Baskı geçmiş midir? Açlıkla terbiye
dönemi geçmiş midir?. Gaddarlıkla yürüme geçmiş midir? Hukukun üstünlüğü, hak
arama, adalet ölmüştür… HAK arama azmi geçmiş midir?
İnsanlığın
öldüğü, yerlere serildiği tabloda polis
umarsamazlığı sizi de öldürecek kuvvete ulaşmıştır!. Biraz önce yere
yıkılıp ölenin yanı başında duran, hiç bir şey olmamış gibi günlük sohbet
havasındaki iki polis öfkenizi derin bir acıya, güvensizliğe ve mutsuzluğa çevirir!. KİM BU POLİS?. Başbakanın sırtını her
fırsatta sıvazladığı kahraman polis görev
başındadır… Denen o ki silahlı sivil polislerin sıktığı kurşunlardan biri NEDENSE belki de ilahi bir tesadüf veya
ilahi alışkanlık halinde gene bir ALEVİ’yi öldürmüştür. Hem de Cemevine başsağlığına gitmişken! Başbakan Alevi ölümlerine,
vatandaş ölümlerine, halkın bir ferdinin ölümüne nasıl bakmıştır? “Ne bu
yürüyüş… Sokak anarşisi... Her ölenin ardından yürüyüş mü olur? Ölmüştür… Geçmiştir!” “Molotof
atıyorlar… Polislerimiz araçlarının içinde yanıyor… Kolları bacakları yanıyor. Hastanelerde
bakılıyorlar… Hayret ediyorum… Polisler NASIL
sabrediyorlar anlamıyorum?”
Başbakan
söyledi ise mutlaka dinlerler diyorum. Bu sözü de beyinlerine nakşetmişlerdir.
Artık bundan sonra sabredemeye bilirler!.
Bu cümle suça teşvik değil mi? Gazetecinin
haber alma ANAYASAL hakkını, halkın
haberdar olma özgürlüğünü hiçe sayan anlayış Soma’da tedbir alma görevini
yerine getirdi mi? Gelinen yol, diktatörlük çizgisini geçmiyor mu? Baskı kömür
ocağının aletleri gibi tehlike işaretleri veriyor! Okuyan var mı? Haksızlığa uğrayanların kabaran öfkesi yeniden
sokağa çıkmayı kışkırtmaz mı? Seni istemiyoruz demek Anayasal hak değil mi? Haykırmak…
Haksızlık… Adaletsizlik… Hukuk sisteminin emre
amade kılınması USUL değildir!. Köleliğe boyun eğmek İŞ DEĞİLDİR. Para
hırsının öne çıktığı, insanı yok sayan zihniyet ölüm kadar karanlıktır. Açgözlülük
ve ihmalin yarattığı ölüm 301 madencinin kaybı kaza da değildir. CİNAYETTİR! Paran
kadar konuş dönemi kapanmıştır. Bugün dönem soluğun yettiği kadar haksızlığa haykır dönemidir… Açlıkla terbiye edilen, baskılanan işçi KÖLE
DEĞİLDİR…
Ülkemde
her 24 saatin yirmibeşinde yalan fırtınası
sürüyor... Siyasilerin hemen hepsi anlatır. Anlatır. Anlatır!. Gerçeğe
vurursanız, hiç birini anlamazsınız? Anlayamazsınız.
Gezi olaylarında birdenbire ortaya çıkan, cam çerceve kıran yüzleri maskeliler
kimdi? Anlayabildik mi? Bu kadar becerikli polis her nedense bunları neden
derhal yakalayamıyor? Anladık mı? Yaşantımızı tersine çevirecek kadar önemli olan
hemen her konu çok gizli! Neden? Bizden
neler gizlenir? MİT yasasının sınırları kim için tehlikeli boyutta
genişletildi? Hükümete seni beğenmiyorum demek aslında HAKTIR… Anayasa da
yazar. Herkes okur. Bilir. Polis asla okumaz mı? Polis halkı ve göstericiyi
korumak zorundadır. Benim polisim nasıl koruyor? Salamura sistemi ile… Önce
bolca biner gazı sıkar… Sonra üzerine boyalı, boya yoksa tazyikli suyu basar… EZER…
EZER… SUYUNU ÇIKARIR… Ömür boyu polis düşmanı olması için 10 yaşındaki çocukları
da şortu uzun diye yakalar… Bir miktar çeşni diye ezilenlere katar… Bu tarifte
iyice ezilmeyenler, hamur haline gelmeyenler çıkabilir. Onlar için de yakalayın yere yatırın tekmeleyin
tavsiyesi geçerlidir. Normal bir ülkenin normal demokrasisinde polis
bizimkilerin yaptığı işi asla yapamaz. Yapmaz... Bilmez bile… Onların yaptığı
da garip bir iştir! Karşı fikirdeki grupları AYRI AYRI coplayacağına onları korur.
Birbirlerine girmelerini önler. Hem de rahatça “hükümet” istifa veya Başbakan
istifa desinler diye! Bize kalsa ihanet içindedirler!
Ülkemde
polis beni koruyor diyenler veya korur
zannedenler uzunca bir süredir tövbekar oldular! Boylu boyunca yere serilmiş
cansız vücutlar artık o yalanları taşıyamıyor!. Kanı başından boynuna sızmış
cansız bir Uğur Kurt ve katledilen onlarcası
herhangi bir kaldırım taşı kadar bile değerli değil mi? O an Uğur’suz bir andır ülkem için… İnsan
için… Vicdanlar için! Başbakan protestolarda hayatını kaybedenlere “ölmüştür geçmiştir” diyerek gene acımasızlığını sergiledi. İnsanı köle
sayan zihniyet bugün “ölmüştür”..Siyasetçisi
de yarın geçmiş gitmiş olacaktır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder