Ampul karanlığına bakarken beyinlerde
çakması gereken sorular ve ışık korkarım büyük elektrik kesintisine takıldı. Sahiii...
Koca ülkenin tüm AMPULLERİ BİRDEN BİRE neden söndü. Seçime 60 gün kala? Bir iki
şifre mi gerekiyordu. Bir başka tablo var da bizden mi saklanıyor? CHPlilerin
alkışından kedicikler ürkmesin diye
mi?. Bu ülkede Cumhurbaşkanı sık sık yasaları Anayasayı çiğnemeyi kahvaltı
alışkanlığı kıvamına getirmedi mi? İşlenen
suçlara karşılık suçun cezasını kesecek ve bir yaptırım uygulayacak kim kaldı?
Savcılar partiden... Hakimler partiden... Halkın savunucusu avukatlar
yollarda! ARANIYORLAR! Savunma sırası geldiği için değil... Polisin gözünde suç
durumu belirdiği için üstleri aranıyor.
Hakları ve de altları yok zaten. Halk ile yanyana. Halk ile içiçe yani adaletsizliğin
tam ortasındalar!.
Hayır diye bağırıp biz neyi arayacağız? Siyasette dürüstlüğü
mü? Meslekte etik kuralları mı? Gazetecinin gerçeği kovalama azmini mi?. Tam
olarak olup biteni anlayabilme şansı buluyor muyuz? Birinin etkisi geçmeden bir
başka olay bizi hayrete düşürmüyor mu? Kafamız entrikanın en basitine bile
basmıyor, acabalar fırtınası kasıp
kavururken gerçek diye yaşadığımız ALGI uçan daire gibi milleti uçurmuyor, kini,
nefreti, sevgisizlik illetini yaymıyor mu?. Rengini, aydınlığını kaybetmiş şey AK
demokrasisi olabilir mi? Torbalanmış haklar, özgürlükler nereye gömülmüş? Sayı
üstünlüğüne kurban edilmiş Millet Meclisi kulislerine mi? Torba yasalarla
büzülmüş özgürlük hangi yeni buluşla harikalar yaratacak, hangi gönül ütüsü ile
düzelecek? Seçime kadar KAFA ÜTÜLEMEK sürecek. Şaşkına döneceğimiz inanılmaz yalanlarla
yüzgöz olacağız!. SoramAyacağız... Sorsak bile cevap alamayacağız... Böylece
yeni Türkiyeyi kucaklamış olacağız! Ben
kucaklamasam!.
Bütün mal varlığım parmağımdaki nikah yüzüğüm diyen bir
Cumhurbaşkanı akrabaları ile aslında okyanusa açılmış ise ne olur?. Zenginin
malı züğürdün çenesi mi yorar? Başbakan iken Tayyip Erdoğan bilgi
vermişti. Büyük oğlu Burak Erdoğan’ın, “Safran 1”, “Sakarya”, “G.
İnebolu”, “Cihan” ve “Bosna” adı taşıyan 5 gemiciği vardı. Nihayet son alınan “Pretty”yi
(Cici) gemi sayılabilirdi. Zira Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok’un
haberine göre, 5 geminin toplam taşıma kapasitesi 92 bin tonu bulurken en son
alınan altıncı gemi Pretty, basbayağı gemi idi ve tek başına 91 bin 971 ton yük
taşıyabiliyor.
İslam uğruna savaşı
göze alanların bilinmedik başka gizli amaçları da ortaya çıkıyor! Suriye’deki
terör örgütlerine katıldığı gerekçesiyle hakkında dava açılan türk genci hakim
önünde şunu dedi: “İslam dini hakkında
fazla bilgim yok. Suriye’ye oradaki Müslümanlara yardım etmek için gittim.
Hedefim şehit olmaktı. Tabi 72 bakire huriye de kavuşmaktı”
Cumhurbaşkanının kulaklarımızda hala
yankılanan bazı sözleri Başbakanlıktan ayrılmış tarafsız kalması gereken bir
koltuğa geçtiği halde icraatın içinde,
içinde taze bir enerji ile yaşıyor! Termal Fen Lisesi’ne giden Yalova Valisi
Selim Cebiroğlu’nun, kılık ve kıyafetinden dolayı öğretmen Halil Serkan Öz’e
sınıf içerisinde, öğrencilerinin önünde “Bu
saç sakal ne? Sen ne biçim öğretmensin?
İnsanlar dışarıda görseler dilenci zannedip para verirler” diyerek hakaret edip, okul
idarecilerine ise “Siz eş...başı mısınız burada? Yönetemiyorsanız istifa edin”
diyerek çıkıştığı iddiaları, yurta tepki yarattı. Yalova Valisi devletin mi
yoksa eski başbakanın yeni Cumhurbaşkanının mı valisi gibi…
Analar ağlamasın kampanyası ile APOYU yeniden siyaset
gündemine sokan Barış süreci yara mı aldı?. Ağrı’nın Diyadin
ilçesi kırsalında kışladan çıkmasına izin verilmeyen asker çevre emniyeti için
kırsala çıktı. İşte bu sırada teröristler ateş açtı. Çatışmanın ilk anında 4 asker
yaralandı. Gün boyu devam eden çatışma sonunda 5 teröristin ölü, birinin de
yaralı ele geçtiği açıklandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu “Ağrı'daki hain
saldırıya gerekli cevap Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından veriliyor”. Kimse
şüphe etmesin. İnsanlarımızın özgür iradeleriyle oy kullanacakları seçimin
güvenliği mutlaka sağlanacaktır” dedi.
Biraz uzaktan
bakınca bir gerçek var ki ülkeyi sarmıyor mu? Ampul karanlığı! Bu yepyeni bir şey mi? AKP li bakan madende ölen
işçiler için ne demişti “Güzel öldüler!”. Demek ki birileri halkı
sımsıkı bir diktatörlükle yönetirken
yeni demokrasi adında sihirli bir formülünü
bulmuş. İfşa edebiliriz. Sihirli formülü Almanlardan almış. Telif ödememek için
değiştirmiş. Kıyafetini değiştirmiş. Osmanlı polisleri kılığına sokup, 1940
ların Alman propaganda Bakanı Gobeles’in siyaset formülünü güncelleyip
uygulamış. Ve ülkeyi 13 yıl AKP nin kucağına oturtmuş! Biraz Potamya havası eklemiş.
POTAMYA suyu mısır ekmeği ile yoğurunca yepyeni bir canlılığa kavuşmuş. Kini...
Nefreti... Her dem taze sihirli bir formül olmuş: Potemia-Gobbels!
İşte Gobbels formülü:
*Halkı her zaman ateşle. Asla soğumasına fırsat verme.
* Hatalı olduğunu veya yanlış yaptığını asla kabul etme!
*Asla rakibinin üstün bir yanı da olabileceğini düşünme.
*Asla kendinden başka bir seçeneğe hareket etme alanı bırakma.
* Asla kabahat üstlenme.
* Sadece bir rakibine odaklan ve kötü giden her şeyin
suçunu ona yükle.
*Halk büyük yalanlara küçük yalanlardan daha çok inanır.
*Bir yalanı yeteri kadar sıklıkla tekrarlarsan halk
eninde sonunda ona inanacaktır.
Buyrun size
buradan verelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder