Köy Enstitüleri
üzerine çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Ben kısaca tüm sorunu özetlemek
istiyorum:
O dönemlerde köye
hizmet götürmek çok zordu. Köye doğru hizmeti götürebilmek için köylünün
dilinden anlayan "yeni bir aydın" tipine gereksinme vardı. Bu da köylünün kendi içinden çıkarılabilecek
bir tipti. Bu “püf” noktasını ilk yakalayan ve kendisi de bir köylü çocuğu olan İsmail
Hakkı Tonguç’tur. Tonguç, Köy Enstitüsü Sisteminin hem kuramcısı, hem de
kurucusudur.
Tonguç şöyle diyor:
“Kanımızı ve iliklerimizi isteyerek
köyün içine akıtmadıkça, kırk bin köyün kenarına münevver insanın mezar taşı
dikilmedikçe, bu köyün sırlarını anlayamayız. Köyü anlayabilmek, ... duyabilmek
için onunla kucak kucağa, nefes nefese gelmek lâzımdır. Onun içtiği suyu içmek,
yediği bulguru yemek, yaktığı tezeğin ifade ettiği sırları sezebilmek ve
yaptığı işleri yapabilmek gerekir. Bizim köyün ne olduğunu evvelâ büyük
âlimler, artistler değil kahramanlar anlayacaklar, sonra âlimlere ve sanatkârlara
anlatacaklardır. Türk köyü, daha belki yirmi beş yıl âlim değil, kahraman
isteyecektir. Bataklığı kurutmak, sıtmalıya kinin rejimi yaptırmak, trahomlunun
gözüne ilâç damlatmak, okul binasını yapmak, yaralının yarasını sarmak, gebeye
çocuğunu doğurtmak, pulluğun nasıl kullanılacağını veya tamir edileceğini
öğretmek, bozuk köprüyü yapmak, ıslah edilmiş tohumu tarlaya saçmak, fidan
dikerek onu büyütmek ve step köylüsünün ‘dal’ diye adlandırdığı ağacı hakikaten
ağaç hâline getirmek; ulemanın işi değil, kahraman teknisyenler ordusunun
işidir... O bu kahramanları içinden yetiştirmeğe mahkûm. Bütün felâketlere
katlanarak, ıstırabı zehir yutar gibi yutarak çalışan ve başlarının üstünde şereflerle
örülü birer taç taşıyan bu kahramanlar köyü dile getireceklerdir... O zaman
yeni sesler duyacağız. Bu seslerden ürkmeden onları dinlemek lâzımdır. Köyden
yeni renk ve seda getirenleri saygı ile karşılamak gerekir. Hakiki köyü ve
memleketi o zaman anlayacağız...”
Evet dostlar! Köy Enstitülerinin kuruluş hedefini ve bu sisteme karşı çıkan “zihniyeti” iyi anlamak gerekirdi. Halkımız anladı mı? İyi anlatılabildi mi?
Evet dostlar! Köy Enstitülerinin kuruluş hedefini ve bu sisteme karşı çıkan “zihniyeti” iyi anlamak gerekirdi. Halkımız anladı mı? İyi anlatılabildi mi?
Ülkenin temel sorunu budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder