Kuyrukta bekliyoruz. Seçim
yeni başlamış. Saat sabah 8.15.
10-15 kişi varız.
Çoğumuzun yaşı 65 üstü.
Yine de bizden yaşlılara
öncelik tanıyoruz.
Tek kabin var.
Sıra yürümüyor.
Yaşlıların yarım metreyi
bulan oy pusulalarından parti amblemini, mühürün doğru tarafını bulması,
pusulaları katlaması zaman alıyor.
Sandık görevlilerinin
yardımı da para etmiyor.
Zaman su gibi akıp
gidiyor.
Bir minibüs yanaşıyor
okulun kapısına.
Huzur evinin sakinlerini
getiriyor.
Bu kez onlara öncelik
tanınıyor.
Kuyruk olduğu gibi
duruyor.
Yaşlıların bazıları nereye
geldiklerinin farkında bile değil.
Hür iradeleri ile oy
kullanıyorlar!
Hava alanlarına sandık
koyan kafa, huzurevlerine sandık koymayı akıl edemiyor.
Homurtular artınca kartonlardan
bir kabin daha yapmak akıllarına geliyor.
Saat 17.00.
Sandıklar kapanıyor.
Sayım başlıyor.
Parti temsilcileri,
gözlemciler pür dikkat.
Aman hile olmasın.
Kimsenin kimseyi güveni
yok.
Tutanaklar tamam.
Şimdi çuvalları ilçe seçim
kurullarına götürme zamanı.
Bir kuyruk da ilçe seçim
kurulları önünde.
Hadi bakalım.
Tutanakları listeye geçir.
135 mi? Yaz 13.
150 mi yaz 15.
Sonuçlar açıklanıyor.
Ve itirazlar başlıyor.
Tekrar sayılsın.
Seçim yeniden yapılsın.
İtirazlar da ikiye ayrılıyor.
İktidarın itirazlar. Fazla
sorgulamadan çoğuna kabul.
Muhalefetin itirazları.
Çoğuna ret.
Hadi bakalım.
Sorunu Yüksek Seçim Kurulu
çözsün.
Bir curcunadır gidiyor.
Kimsenin kimseye güveni
yok.
Seçime düşen gölge
büyüyor.
50 yıldır oy kullanıyorum.
Bu kadar şaibeli seçim ortamı yaşamadım.
Bize ne oldu yahu?
Teknolojinin geldiği bu
ortamda biz hala insana dayalı sayım mı yapacağız?
Çağ atladık derken çukura
mı düştük?
Onu yaptık, bunu yaptık
diye övüne övüne çatlama noktasına gelenler, neden seçim sistemine dokunmazlar?
Şeffaf seçimi tercih etmezler?
İşlerine mi gelmez?
Evet. Hilenin
sıfırlanacağı elektronik sistem işlerine gelmez.
Dürüstlüğün yerlerde
gezdiği bir ortamda ileri demokrasi dedikleri bu olsa gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder