Hükümete seçimler kazandıran "bedava ilaç" uygulaması yavaş yavaş halka hissettirmeden paralı hale getiriliyor. Vatandaşın cepten sağlık harcamaları daha da artıyor.
Eczacılar Odası’nın ilaçtaki yeni uygulama ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklama kısaca şöyle:
“Bugünlerde iki yeni uygulama hayata geçirilecek, böylece
vatandaşın cepten sağlık harcamaları daha da artacaktır.
Bu uygulamaların birincisi; SGK tarafından yapılan değişiklikle 15
kalem etken maddeyi kapsayan ilaç gruplarında 1 Ekim'de başlayan taban fiyat
uygulamasıdır.
İkincisi ise 25 Eylül tarihi
itibarıyla ülkemizde bulunmayan, ithal edilerek yurtdışından getirilen kanser
dâhil pek çok kronik
"Taban fiyat uygulaması"
ile aynı etken maddeyi içeren eşdeğer grup içinde en ucuz olan ilaç SGK
tarafından ödenecek, bu fiyatın üstündeki ilaçlar içinse hastalar cepten daha
fazla ödeme yapmak zorunda kalacaklardır. Bunun da adı, katlanarak artan ilaç
fiyat farkıdır. Sözü edilen 15 kalem ilaçtaki taban fiyatı temel alan ödemeye
dâhil olan ilaçların toplam tüketim içindeki yeri yaklaşık %5'tir. Ancak SGK
tarafından yapılan açıklamada görüldüğü gibi bu etken madde gruplarının
önümüzdeki süreçte sayısı artırılacağı için bu oran yükselecektir.
İlaç fiyat farkı, on yılı
aşkın süreden bu yana Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri ile uygulanmaktadır.
Ancak 1 Ekim itibarıyla hastanın cebindeki delik biraz daha büyüyecektir. Kurum
bu uygulamayla, kendi açıklamalarına göre 400 milyon TL civarında bir yükü
vatandaşın üstüne yıkacaktır. Hastanın ilaca ödediği fark, hastadan hastaya ve
alınan ilaca göre değişmekle beraber, %20 ila %120 oranında yükselecektir.
Ülkemizde asgari ücret ile geçinmeye çalışan milyonların olduğu düşünüldüğünde,
vatandaşın yükünün dayanılmaz boyutlara ulaşacağı bir gerçektir.
SGK, hastayı mağdur edecek ve
eczacıyı hastalarıyla karşı karşıya getirecek olan bu uygulamadan
vazgeçmelidir. Türk Eczacıları Birliği tarafından bu uygulamaya karşı yurttaşı
korumak amacıyla dava açılmıştır.
Yaşama geçirilen diğer uygulama
da, yurtdışından ithal edilen ilaçların başvurularının Türkiye'de bir noktaya
değil, 25 bin eczaneye yapılmasıdır.
Türkiye'de ithalat izni, ruhsatı
olmayan ya da bunlar olduğu halde fiyat-kâr kaygılarından dolayı yurda
getirilmeyen ilaçların temini ile hastaların, özellikle de kanser vb. kronik
hastaların, ilaca erişimi gecikmeli olarak sağlanabilmektedir.
Biz eczacılar, bugün sağlık
harcamalarının en az yüzde 30'unu cebinden ödeyen hastalarımızla ilaç fiyat
farkı, muayene ücreti, reçete ücreti, piyasada olmadığı için ulaşamadığı ilacın
getiriliş prosedürünü değil, ilacını nasıl kullanacağını, kullanırken nelere
dikkat etmesi gerektiğini, yani hastalarımızın sağlığını konuşmak, birer sağlık
danışmanı olarak asli görevimizi yapmak istiyoruz".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder