Balıkları kim bitiriyor?
30-40 yıl önce palamut balığı yine gırgır denilen ağla tutulurdu. 150- 200 metre uzunluğunda 30-40 metre derinliğindeki ağın yarısı aşağıdaki fotoğrafta görülen direkli kayığın arkasına yığılır, diğer yarısı da ikinci bir kayığın arkasına istiflenirdi.
Kıç kıça bağlı kayıkları bir motor çeker ve denizde balık sürüsü aranırdı. Reis denizin 15- 20 santim altından giden palamut sürülerini fark edince balığın önü kesilir, iki kayıktaki kürekçiler var kuvvetleriyle kürek çekerek ağı denize döker, daireyi tamamlarlardı.
Ağın mantar kısmı üstte kalır, kurşun kısmı dibe giderdi. Boru şeklindeki ağın alt kısmındaki halkaların içinden geçen istinga halatı çekilir ağ torba ağzı gibi büzülür, alt kısmı kapatılırdı. Böylece balıklar ağdan kaçamazdı. Daha sonra fotoğraftaki gibi ağın yarısı tekneye yarısı kayığa istiflenerek balığa çıkıldı. Bu kez kayıktaki kürekçiler kürek çektiler ama motor hızla daireyi tamamlar haline geldi.
Bugün ise ağın tamamı teknede bulunuyor. Küçük bir kayık ağın bir ucunu tutuyor. Büyük ve hızlı tekneler ağı hızla dökerek daireyi kapatıyor. Ağın uzunluğu da çok fazla tabii. Bu teknikle kaçabilen balık çıkmıyor. Bugün neden palamut ve diğer balıklar azaldı? Eski tekniklerde reisin görebildiği balık tutulurdu. Balıkçı azdı, nüfus çok değildi, balık boldu daha önemlisi balık üreme imkanı bulabiliyordu Bana göre evet deniz kirliliği önemli bir faktör ama balık tutma tekniklerinin artması, balıkçı sayısının sınırlanamaması en önemli etkenler diye düşünüyorum. Yeni balıkçı tekneleri modernleşti. Denizin dibini adım adım tarıyorlar. Ve kuş uçurtmuyorlar diplerde. Zavallı balıklar ne yapsın. Üreme yok, kaçacak delik yok. Sonuç. Sonuç hüsran tabii.30-40 yıl önce palamut balığı yine gırgır denilen ağla tutulurdu. 150- 200 metre uzunluğunda 30-40 metre derinliğindeki ağın yarısı aşağıdaki fotoğrafta görülen direkli kayığın arkasına yığılır, diğer yarısı da ikinci bir kayığın arkasına istiflenirdi.
Kıç kıça bağlı kayıkları bir motor çeker ve denizde balık sürüsü aranırdı. Reis denizin 15- 20 santim altından giden palamut sürülerini fark edince balığın önü kesilir, iki kayıktaki kürekçiler var kuvvetleriyle kürek çekerek ağı denize döker, daireyi tamamlarlardı.
Ağın mantar kısmı üstte kalır, kurşun kısmı dibe giderdi. Boru şeklindeki ağın alt kısmındaki halkaların içinden geçen istinga halatı çekilir ağ torba ağzı gibi büzülür, alt kısmı kapatılırdı. Böylece balıklar ağdan kaçamazdı. Daha sonra fotoğraftaki gibi ağın yarısı tekneye yarısı kayığa istiflenerek balığa çıkıldı. Bu kez kayıktaki kürekçiler kürek çektiler ama motor hızla daireyi tamamlar haline geldi.
3 yorum:
teknoloji her yerde işsizligi körüklüyor.balıkcılıkta bunlardan biri
Ribar
eskı alamana teknelerı bu teknelerı her ne kadar balıkcılık ıcın kullanılsa da her yerınde ayrı bı guzellık olan zarıf teknelerdı . son örneklerı bı ıkıtane kalmış olan bu kayıklar .istanbul sımasından kaybolmuştur... zamnında ıstanbulun sımgesı idi . bir çok eskı sahıl fotosunda bu zarif sandala göz göze gelmek mumkun bu konuyla ılgılı 2008 yılından berı araştırma ve arşıv topluyorum umarım bı gun bu teknelri istanbul sularında görecegiz...
özgür emre terzioglu
tasarımcı mimar
Sevgili Özgür; Alamana kayıkları gırgır balıkçılığının simgesiydi. Belki biliyorsundur 1 Temmuz kabotaj bayramlarında alamana kayıkları ile yarış yapılırdı. Moda koyundaki şenliklerde.
Yorum Gönder