1 Şubat 2015

1001 odalı Saray’a binbir yetkili Başkan

Türkiye üç tarafı denizlerle. iç tarafı cahillerle dolu bir kara parçasıdır ( İlber ORTAYLI).

Şu Rıza’nın (syrıza) işine bak! Solcuların tümü birleşmiş… Kelebek sevinci ile havalanmışlar! Bizde henüz Kelebek’ten bahsetmek için çok erken. Solun kurtları olgunlaşacak Kelebek olup uçacak… Çok bekleriz baharı... Soldaki kumaşın dikiş tutmasını... Bizde her zaman Siyaset en sert kışı yaşar!. Görüntüye kanmadan bakma zamanıdır… Ülkemde Yunan’ın (syrıza) ŞU RIZA’ sına rıza gösterecek solcu var mı? Öyle bir dibe vurma yaşıyoruz ki Onur’la emir arasında! Komşuya düşman hukuku uygularken birden demokrasi hamlesine umutla bakar olduk. Bizdeki solu düşünüp itiraf edebilmeliyiz. Yunan halkının özgürlük tutkusu onurla emir arasındaki tercihi bizi geçiyor… Demokrasi alışkanlığı bizden kuvvetli… Gelin kabul edelim… Biz hala neredeyiz Cumbaşbakana bakıp görelim!

Bizi taraflara ayırdılar. Kafamız karışık. Akıl almaz işleri seyrederken yeni açılımlara kapanan umutlara akıl erdiremez olduk! Kimlere, nelere seviniyoruz. Kimler için bayrak indirip YAS’lanıyoruz. Suudilere “yolla dolarları baba” derken, sevda tepelerini sunarken sadece parayı düşünmedik mi? Suudi dönemi bugün değil 1700 lerden bu yana dost mu? 91 yaşında ölen, Suudi kralı Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını her fırsatta açıklamadı mı? Basıyordu parayı susturuyordu dünyayı! AKP tarafından bakınca laiklik, Atatürk ve de Cumhuriyet düşmanı, yani düşmanımın düşmanı dost oluyor mu? Recep Tayyip Erdoğan Cumhurun başı oldu hala bin bir şey daha olmak istiyor! Ne damdan düşmüş, ne de merdiven çıkmış hali yok. İstiyor. Bastırıyor. Hala anlamayanlar için bir tercüman mı gerek “Ben sizin babanızım ben ne dersem o olur” demiyor mu? Bakın daha da yetkili olursam işleri hızlandıracağım. Bir çırpı da ülkeyi uçuracağım demiyor  mu? Peki ne söyledi, ne yaptı gibi tehlikeli bir soruyu soralım!. Vaatleri geçelim. Nutukları da bir kere bırakalım. Resmen kanun karşısında ettiği yemini hatırlayalım, Hatırlatalım… Erdoğan seçimden önce bu yemini silah zoruyla yapmadı. Özgür iradesi ile severek kendinden geçerek yaptı. Tuttu mu? HAYIR… Hafızamı kaybetmedim… Bugün konuşana bakarken aynı insan değil mi demem gerekmiyor mu? Ve bugün söylediklerine nasıl inanacağım? Ümmeti olduğum için mi? Onurlu durma yerine emiri tercih ettiğim için mi?

Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve Milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” (Bu bir zamanlar TC de Cumhurbaşkanı seçilenlerin tutmak üzere yaptığı ve bugüne kadar tutulan yemindi. İlk kez Recep Tayyip Erdoğam tarafından tutulmadı yutuldu).

Öyle tarafsız bir Cumhurbaşkanı oldu ki bırakın yemindeki halleri ,tarafsızlığı, emanetçiye parti başkanlığını bile emanet edemedi!. Başbakan ve AKP Genel Başkanı olduğu günlerden bugün ne “farkı” var!.. Ülke dışından bizi görmüyorlar mı? Kriptolu teknolojiyi AKP liler keşfetmedi ki!… Ne görüşüldü ise başta Almanya olmak üzere kelime kelime dünya alem biliyor. İŞİD korkusu dikkatleri üst düzeye çıkardı. Sadece ve sadece Türk vatandaşlarının haberi yok. Onlar için özel paket torbada. HABERE yasak var karartma var. Gene de dünün torbaları gündemde. Polisin sayısal gücü artmadı mı?. Silahlar ağırlaşmadı mı? İç güvenlik yasası neyi güvenli kılıyor? Polis devletinin giderek artan baskısını, otoritenin yayılmasını değil mi? İşçiler grev ve sokak eylemleri yolu ile yürüyebildi mi? Grev yasaklandı. Ortam yumuşadı mı? Baskılar azmış gibi MİT yasası eklendi. Nefes alacak en küçük bir delik kalsın istenmiyor.. Bizde dış basından öğreniyoruz. İşte şaşırtıcı bir haber..

Foreign Affairs: Bizzat Erdoğan'ı mı suçluyorsunuz? Bir zamanlar onunla ilişkileriniz oldukça iyiydi.

Beşar Esad: Evet. Çünkü o El Kaide'nin tabanını oluşturan Müslüman Kardeşler ideolojisine bağlıdır. Müslüman Kardeşler, 20'inci yüzyılın başlarında şiddet içeren siyasi İslam'ı özendiren ilk siyasi İslami örgüttür. O (Erdoğan), sıkı sıkıya buna bağlıdır ve bu değerlere inanmaktadır. Fanatiktir ve bu yüzden hâlâ IŞİD'i desteklemektedir. Olanlardan bizzat sorumludur.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, 1178 sayfalık Soruşturma Komisyonu raporunu, TBMM Başbakanlığının bastırdığı bloknotta  sundu.Gök:” Hükümetin bütün gücü ile saklamaya çalıştığı ne varsa bu bloknotlarda . Sıkıldıkca çıkar cebinden ne ne idi öğren. Biz zaten bunu aldık, örneğini çoğaltacağız, arzu eden herkese göndereceğiz" diyor.


Siyasette matematik sertleşiyor. Yarınlarda paralellerin biteceği, çarpıların BÖLMELERİN sahne alacağı ön görüsü var. Öyle çizilip duruluyor ki saflık dürüstlük, beyazı bulmak zor! Dürüstlük bir yana kaldıramayacağımız ihanetleri bekler olduk. Maç uzatmalara gidiyor!. Hava şimdiden sıcak! Seçim otobüsü yolda. Hep ayni ses. Hep aynı mantık. Kandır oyala yönet! Kanun, madde, hak hukuk, gelenek, adalet, vicdan ayağa kalkacak halde değil ki!. Meydan dürüste onurluya haram, hırsıza yolsuza namerte helal! Hepsi yollara serilmiş. Miting meydanında olabilirler mi!. Mitingler yasaklanmıyor mu? Boşuna mı umutlanıyoruz?.Boşuna mı Özgürlük demokrasi.çığlığı, iş aş insanca yaşama istediği, köle değiliz feryadı. Duyuyor mu birileri? Başka bir sokakta o ses hala parantezi kapamak için çırpınıyor. Cumhurun başı olmak da yetmez denmiyor mu? Binbir odalı saraya binbir yetkili BAŞKAN. O ses hala istiyor. O tek cümleyi tekrarlıyor.. “Ben sizin babanızım ben ne dersem o olur!”

Hiç yorum yok: