14 Aralık 2017

TÜRK MİMARİSİNDE EN ÖNEMLİ AHŞAP CAMİ: EŞREFOĞLU CAMİİ


Oya Kamacıoğlu
 Beyşehir Gölü’nün 100 metre kuzeyinde, Eşrefoğlu Mahallesi’nde yer alan Eşrefoğlu Camii, 1299 yılında Eşrefoğlu Emir Süleyman Bey tarafından yaptırılmış. Süleyman Bey, sağlığında türbesini camiye bitişik olarak inşa ettirmiş. Öyle ki caminin içinden açılan bir pencereden türbenin içi görünüyor. Türbede kendisi , eşi ve oğlu yatıyor.
Semerkant, Buhara gibi Türkistan şehirlerinin özelliğini taşıyan ahşap direkli Eşrefoğlu Camii, sedir ağacından yapılmış direkler üzerine oturtulmuş. Kubbeyi tutan 46 ahşap sütunun  7 asır çürümeden ayakta kalabilmesinin sırrı, caminin içinin daima nemli ve soğuk olmasıdır.Sedir ağacının çürümemesi için ihtiyacı olan nemi, caminin ortasındaki 4-5 metre derinliğindeki "karlık" denilen havuz sağlıyor. Uzun süren kış aylarında kubbedeki bir açıklıktan yağan karla dolan bu kar kuyusunun, caminin ahşap kısımlarının çürümesini önlemek amacıyla yapıldığı biliniyor. Karlığa dolan karın yavaş yavaş erimesiyle, nemin, caminin içindeki ağaçların ömrünü uzattığı tahmin ediliyor.
7 asırlık camide, taş, tuğla, çini ve renkli boyama gibi birçok süsleme sanatı bir arada ve yoğun olarak kullanılmış. Özellikle şimdi yapımı imkansız görülen mavi-yeşil Selçuklu çinilerinden yapılmış 6 metre yükseklikteki mihrabı sanat tarihi değeri bakımından eşsiz eserlerden biri sayılıyor. Tek bir çivi ve tutkal kullanmadan ceviz ağacından yapılmış çatmalı minberi, Selçuklu bezemeleriyle göz dolduruyor.

.

Hiç yorum yok: