19 Ağustos 2008

İki bayan, iki ülke ve iki davranış!...

Hava sıcaklığı 33-34 derece. Yazlıkta insan ne yapar? Denize girer, yemek yer, yatar uyur. Bu aralar bir şey eksik. Ben bir de olimpiyatları izliyorum.
Sanırım 1972’den beri yani televizyonun evlerimize girmesinden bu yana yaz olimpiyatlarını kaçırmıyorum. Sporun her dalını seviyorum. Hiçbirini kaçırmak istemiyorum.
İnsanın gözü her olimpiyatta, Türk bayrağının göndere çekilmesini arıyor.Artık altın madalya aslanın midesine kadar indi. Tek tesellimiz devşirme kızımızın aldığı gümüş madalya ve Türk bayrağı ile pistte yaptığı koşu.
Tüm spor dallarını seyrettiğimi söylemiştim. Gelişmeler inanılır gibi değil. Hele yüzmedeki rekorlar. Köpek balığı derisine benzetilen mayolara bağlanıyor bu rekorlar.
Yüzücüler tüm kıllarını kazırlardı, şimdilerde giy mayoyu, uç suyun üzerinde.
100 metre koşundaki rekor, inanılır gibi değil. Üstelik mayo filan da hak getire. Adam kolunu sallaya sallaya fizik kurallarını altüst ediyor. Bence bu fizik kuralları, bir kez daha gözden geçirilmeli.
Atletizm koşuları sırasında bir şey dikkatimi çekti; onu sizlerle paylaşmak istedim.
Atletler koşuya hazırlanıyor, tek tek seyircilere tanıtılıyorlar.
Sıra Amerikalı bir atlete geldi, bir bayan atlete. Mayosunun üzerine giydiği şortunu çıkarttı, çıkardığı gibi düzeltmeden arkasındaki sepete fırlattı. Nasıl olsa şortu alıp düzeltecek ve sepete koyacak bir görevli vardı orada.
Amerikalı atletin yanındaki Ukraynalı bayan atleti merak ettim ne yapacak diye. O da şortunu çıkardı, katladı, arkasındaki sepete kadar yürüdü ve usulca sepete yerleştirdi.
İki ülke, iki farklı kültür ve iki farklı davranış.
Ne dersiniz? Hangisi mi doğru yaptı?
Ben cevap vermeyeyim ve cevabı sizlere bırakayım.
.....................................................................
LOŞ IŞIKTA DEĞİL HOŞ IŞIK :"Loş ışıkta örgü örme” denir ya...O da tarih oldu...
Şimdilerde loş ışıkta örgü örülür parolası ile yola çıkan bir firma, görme zorluğu çekenlerin de işine yarayabilecek ışıklı şiş ve tığların ithalatını yaptı..,
Firtma yetkililerinin verdiği bilgiye göre sadece 3 adet saat piliyle çalışan ışıklı tığ ve şişlerin LED (ışık yayan diyot) ışıklarıyla sadece örgüyü aydınlattığına ışığın çevreyi rahatsız etmediğini kaydetti.
Işıklı tığ ve şişler sayesinde alacakaranlıkta, balkonda ya da açık havada nerede olursa olsun ışığın yetersiz olduğu tüm ortamlarda örgü örmenin kolaylaştığını ileri süren yetkili, bu ürünlerle sinema gibi ışığın az olduğu ortamlarda bile örgü örülebileceğini açıkladı!
Yani...
Filmi beğenmeyen hanımlar, hafifçe sola dönecek veya sağa dönecek çantasından örgüsünü çıkarak ve başlayacak örmeğe..!
Şaka bir yana ışıklı tığ ve şişlerin, örgü örmenin daha zor olduğu koyu renkli ya da tüylü ipliklerde de tam ilmeği aydınlatarak gözlerin yorulmasını önlediğini
ifade ediliyor...
Kelaynak

7 yorum:

Bocuruk dedi ki...

Sevgili Punto Amca,
Ülkelerin stratejileri insanlarına nasıl da işliyor. ABD li atlet dünyanın polisliğine soyunan ayrıcalıklı bir ülkeden. Diğeri gelişmekte olan bir ülkenin sporcusu. İnsanlarda da böyle değil mi? Çoğu zengin insanımız ABD vatandaşı atlet tarzı davranışlar sergiler. Çobanlık yapıp hacettepe' yi kazanan delikanlı ile altında son model spor araba ile fakülteye gidip gelen öğrenci de aynı davranışları sergilemeyecektir büyük ihtimalle:(
Sevgilerimle...

Unknown dedi ki...

Sizi yeniden okumak büyük keyif, yaz rehavetine bu kadar kapılmayın Punto Amca :))

♥ Suzi ♥ dedi ki...

Bu akıllı şişler nerde bulunur acaba?Anneme çok hoş bir hediye olur da :P

cenebaz dedi ki...

Punto bey, böyle insan kullanmayı seven, çoook insan var, üstelik ABD'li olmasına gerek yok, canım vatanımda da var onlardan, hem de sürüsüne bereket. İnsana saygısız, yalnız kendini düşünen, bencil insanlarla dolu ortalık. Neyse gene zivanadan çoktım, susayım:)
Bu arada şu ışıklı şişler çok faideli göründü, acep nerden bulabiliriz? Bizde de satılıyor mu?

pecete dedi ki...

Punto Amca; açıkcası bu noktada ulusal boyutta mı bir karşılaştırma yapmak doğru veya kişisel yapmak mı doğru, bilemiyorum. Daha doğrusu kafam karıştı. Ulusal boyutta ABD'nin kendini tüm dünya ülkelerinin üstünde görmesi belki bu davranış biçiminin açıklaması olabilir. Kişisel olarak baktığımda sanırım atleti biraz şımarık yetiştirmişler... Kısacası nerden olaya bakmak lazım, şaşırdım... Sevgiler...

Punto dedi ki...

Sevgili Dostlar; cevaplarımı geçiktirdiğim için özür dilerim. İnternetsiz bir yaz geçirdim de.

Sevgili Bocuruk; Haklısın. Davranışlarımızı sosyal yaşantımızın etkilediği bir gerçek.

Sevgili Mahzun Prenses; yaz rehaveti değil, internetsizlik. Yazlıkta bilgisayar yoktu bu yaz.

Sevgili Suzi; akıllı şişler yazısını Kelaynak yazmıştı. Nereden bulunacaklarını öğrenince haber veririm.

Sevgili Çenebaz; kişisel çıkarların öne geçtiği bir dönemi yaşadığımız bir gerçek.

Sevgili Peçete; Amerikalıların etrafını takmayan bir tavırları var. Bunu eşimin okulundaki Amerikalı öğretmenlerin davranışlarında da görmüştüm.

Unknown dedi ki...

HOŞGELDİNİZ