29 Temmuz 2008

Tutukluluk, beraat ve KAÇIŞ!...

Bu blogu açtığım zaman anılarımı sizlere anlatacağımı yazmıştım. Öyle de yaptım. İçinde bir çok mesajı barındıran anılarımı sizlerle paylaştım. Anılarım bitti sanıyordum ama son güncel olaylar ve gelişmeler bana bir anımı daha hatırlattı. Şimdi o anımı sizlerle paylaşıyorum:
80’li yılların başı, askeri darbeden sonraki yıllardı. Hatırlayacaksınız, beyaz sinek konulu bir anımı yazmış, Hürriyet’in ilavesini çıkarmak için Adana’ya gittiğimi anlatmıştım. (BAK:Aralık 2006 . BEYAZ SİNEK YAZISI)
İşte o günlerin birinde Çukurova Üniversitesi’nde yedek subay okulundan bir arkadaşımın öğretim görevlisi olarak çalıştığını öğrendim.
Arkadaşımın ismini vermiyorum. Ne olur ne olmaz.
Yedek subay okulunda ranza arkadaşımdı. İkimizde üst ranzada yatıyorduk ve akşamları koyu sohbetlerle zamanımızı öldürüyorduk.
Arkadaşım fizik profesörü idi. NASA’da uzun yıllar çalışmıştı. Arkadaşım ülkesine bir şeyler verebilmesi için Amerikalıların vatandaşlık teklifini elinin tersiyle itmiş, O’nun deyimi ile Amerika’daki benzin parasına, Orta Doğu Üniversitesi’nde güneş enerjisi konusunda ders vermeğe başlamıştı. Arkadaşım daha sonra güneş enerjisi konusundaki çalışmalarını geliştirmek için Çukurova Üniversitesi’ni benimsemişti.
Üniversite kampüsünde buluştuk. Hasret giderdik. Hatta kanosu ile baraj gölünde gezdik.
Laf lafı açtı, sonunda bana eşiyle birlikte yaşadıkları dramı anlattı.
Eşi de profesördü ama ne yazık ki Adana cezaevinde tutuklu idi.
Bir derneğe üye olduğu için önce göz altına alınmış, daha sonra da tutuklanmıştı.
Arkadaşımla buluştuğumuz günlerde eşi tutukluydu ve henüz mahkemeye çıkmamıştı. Sanırım bu tutukluluk süresi bir yılı geçmişti. Bu bir yıl içinde eşi de cezaevinde boş durmamış, oradaki tutuklulara İngilizce dersleri vermişti.
Teselli ettim arkadaşımı. “İlk duruşmada çıkacaktır merak etme” dedim. Ayrıldık.
Üç dört ay sonra –tarihi tam hatırlamıyorum- Türkiye’de günün konusu UFOlardı. Birileri UFO gördüğünü iddia ediyordu.
Hürriyet fizikçileri topladı ve bu UFO olayını araştırdı. Bu heyet arasında arkadaşım da vardı. Yüzü gülüyordu, eşi ilk celsede beraat etmişti.
Bu heyete Arnavutköy’de bir lokantada yemek verdik. Arkadaşımın eşini o yemekte gördüm. Dal gibi zayıflamış, ürkek bakışları ile bizleri süzüyordu. Lokantanın kapısı açıldıkça ürperiyor, endişeli gözlerle girenlere bakıyordu. O ürkek gözleri hiç unutamıyorum.
Vedalaştıktan sonra arkadaşımdan bir daha haber alamadım ama karı koca profesörlerin tekrar sanırım Amerika’ya döndüklerini öğrendim.
Ülke sevgisi ile geleceğini bir kalemde silen bir bilim adamımız, ülkenin tokadını öyle bir yemişti ki soluğu kaçmakta bulmuştu.
Bu dramı çok basit cümlelerle anlatmaya çalıştım.
Bilmem bir şeyler hatırlatabildim mi sizlere!...

11 yorum:

Delfina ; dedi ki...

Sanırım hepimiz birer birer kaçacağız artık...Arkadaşınızın eşine çok üzüldüm,daha ne dramlar,ne acılar yaşandı/yaşanacak bilemiyorum...

Eskiden umudumuz yüksekti.Nedense o da kalmadı artık...

zarpandit dedi ki...

merhabalar üstadım..

merak ettim ben yahu acaba niye alınmışki cezaevine yani ne derneği üyesiymiş ??

Adsız dedi ki...

Çok tanıdık geldi Akın Abi..O zaman da duruşmaya çıkmadan bir sene bekleniyormuş demek..Yıllar geçmiş bir arpa boyu yol kat edememişiz demokraside..Bir de söylenip duruyor aydınlarımız, parti kapatmak demokrasiye aykırı diye..Deveye sormuşlar misali..Neremiz doğru ki...

Tijen dedi ki...

Çok iyi anlattınız Akın Abi.
Daha güzel anlatılamazdı.

Berceste dedi ki...

Sizde anılar asla bitmez Akın amca. O kadar çok yaşanan olay var ki, ben bile bazılarını biliyorum :) Belki hepsini buradan detaylı yazamıyorsunuzdur, ama unutulmayan o kadar çok anı vardır ki!

Hatırlatıklarınız ise gayet çarpıcı. Daha iyi anlatılamazdı. Bu da geçer ya HU! demek geldi içimden.

menekşe dedi ki...

yazmakta olduğum bir proje hakkında iletişim kurmak isterdim, chilekshanty@gmail.com adresinden bana ulaşacak zaman bulabilirseniz çok sevinirim.

Asortik Krep dedi ki...

Siz Fethiyeye geldiğinizde hani gidip çekirdekleri görecektik ya.. O çekirdekler şimdi ağaç olmuş Akın Amca :))
Bilmek istersiniz diye düşündüm..

Adsız dedi ki...

Sevgili Punto,

Yazınız elbette bazı gerçeklere parmak basıyor.Ancak ben işin başka bir boyutuna da değinmek
istiyorum.Bu Vatan için,laf üretmek yerine somut birşeyler yapmakta gerekiyor.Bugün için de
bulunduğumuz durumda ;asker, polis, hakim, savci, halkin yarisi, halkin obur yarisi, cikarci ve isbirlikci is adamlari, is adamlarinin kizlari, gazeteciler, ABD ve AB yalakalari, kizini olduren tarikati suclamaktan aciz analar, babalar.,şeriatçı basın dışında Radikal-Milliyet gibi gazetelerde dönek eski solcular,özgürlük adına şeriatcılarla işbirliği içinde...
Kolkola...

Peki ya karsisindakiler? Varligini bugune kadar surdurmeyi basarabilmis ama gencligini geride birakmis bir avuc 68/78'li... Yani sözüm ona darbecilikle suçlanan gerçek devrimciler...

Maalesef herşey yurt dışına kaçmayla, ya da huu diye ağlamayla çözülmüyor.Basının çoğunu eline geçirmişler.Gerçek devrimciler hergün meydanlarda,mitinglerde coplanmakta,eziyet görmekte.
Basından tık yok.Beni en çok üzen eski dönek solcuların bu şeriatcılarla kolkola vatanı satmaları.

İyi günler,Nur Aksoy

Adsız dedi ki...

Oral Çalışlar'da
Cumhuriyet Gazetesinden
Radikal'e geçti..
Eeee döneklerin
kadrosu tamam,
Hrant'ın sırtıda
artık yere gelmez.
Selamlar,
Arzu

Gezgin Köpek dedi ki...

Akın Bey anılarınızı keyifle okudum. Son anınızda yurtdışına kaçan Profesör arkadışınızın neler yaşadığını ve inandığı şeyden vazgeçerek sadece kendi yaşımı için karar vermesini saygı duyuyorum. Eminim ki orada da kaçarak gitmenin ve yapacaklarını yapamamasının ezikliği vardır. Amma ve lakin kendimize bakacak olursak tek hayatımız var. Bence doğru olanı yapmış. O endişe ile bir şeyler üretebilmesi zor olacaktı.

Anılarınızın devamını merakla bekliyorum

Punto dedi ki...

.Sevgili İşitme Kaybı; önemli olan mücadele etmek ama tek tek olmuyor tabii.
.Sevgili Zarpandit-Gökche; O dönemde faaliyet gösteren bir kadın derneği idi. İsmini vermemem daha doğru olur.
.Sevgili İsimsiz; ben bir arpa boyu bile gidemediğimizi, aksine geriye gittiğimizi düşünüyorum.
.Teşekkür ederim sevgili Tijen.
.Sevgili Berceste; evet çok anı var ama çoğunu yazamıyorum.
.Sevgili Menekşe,bu sıralar yazlıktayım. Eylül sonlarına doğru döneceğim. O zaman iletişim adresimi yazarım. Şimdi yazarsam cevabınızı uzun süre göremem.
.Çok sevindim Asortik Krep. Demek tuttu hepsi. Çok iyi haber.
.Sevgili Nur Aksoy; size katılıyorum. Bırakıp gitmek en kolay yol. Her şeye rağmen mücadele etmenin gerektiğine inanıyorum. Bir de gençler inansa.
.Sevgili Arzu; o döneklerin ciğeri bilirim. Asıl sorgulanması gereken bunlara neye karşılık iş verildiğidir.
.Teşekkür ederim Sevgili Gezgin Köpek.