3 Ekim 2010

Velilerden MONTESSORİ OKULU!

Okullar açıldı.
Milyonlarca çocuğumuz iyi bir gelecek için eğitim kurumlarına koştular.
İyi bir eğitim, sihirli bir kavram.
Bugün Türkiye’de iyi daha doğrusu çağdaş bir eğitim verilebiliyor mu?
Eğitimci bir babanın oğluyum. Eşim, kardeşim, kayınvalidem eğitimci. Hepsinin ortak görüşü eğitim konusunda yanlışların çok olduğu şeklinde.
Rahmetli babam köy enstitülerinde de öğretmenlik yapmıştı. Uygulanan sistemle ülke kalkınmasının köylerden başlayacağına, cahilliğin bu sistemle yenileceğine inanıyordu.
Köy enstitülerinde eğitimin ana unsuru “uygulayarak, görerek öğrenme” şeklindeydi;
ezber yoktu.
Bugün birçok genç veli, çocuklarının çağdaş bir eğitim almasını arzuluyor.
Yıllardır Batı’da denenen ve başarılı olduğuna inanılan “Montessori Metodu” ülkemizde de yayılmaya başladı.
Metodun kurucusu İtalyan Maria Montessori.
Bir bilim kadını. Ömrünü çocukların eğitimine ve özellikle özürlü çocukların eğitilmesine adamış. İtalya ve İspanya’nın yanı sıra Uzakdoğu’da da çalışmış.
Bir eğitim emekçisi. Dünyanın birçok ülkesinde konferanslar, eğitimler vermiş, kitaplar yazmış, yeni okullar ve öğretmen eğitim merkezleri açmış.
Bir dünya vatandaşı olarak yaşamış.
Dünya genelindeki çabalarının ürünü olarak metodu, birçok ülkede uygulanıyor.
TORUNLARIN GELECEĞİ
Çocuklarımızı iyi kötü büyütmüştük. Ama hayat devam ediyor ve torunların eğitimi hayat yolculuğumuzda sıraya giriyor.
Mete, İTÜ’nün ana okuluna başladı. Bakalım zaman bize ne gösterecek?
İkiz torunlarım ise farklı bir eğitim yoluna girdi. Yeni açılan bir Montessori okuluna gidiyorlar. Montessori eğitimi bana köy enstitüsü sistemini hatırlattığı için doğrusu heyecanlıyım.
Montessori Okulu’nun veliler tarafından açılmış olması da ayrı bir heyecan kaynağı. Veliler bu girişimlerini Habertürk’e şöyle anlatmışlar:
*Katıldığımız bir toplantıda Emel Çakıroğlu Wilbrandt’la tanıştık. Sohbet sırasında, var olan eğitim sisteminden duyduğumuz sıkıntılardan bahsettiğimizde, “eleştirmek yerine neden çözüm üretmiyorsunuz ?” diye sordu ve bize yurtdışında, bizim gibi düşünen velilerden ve kurdukları “veli inisiyatifi okullarından bahsetti. Biz de yüzlerce bu şekilde kurulmuş okulu örnek alıp, yola koyulduk.
*Veli inisiyatifi “patron-müşteri ” ilişkisi yerine “veli-eğitimci-çocuk” ilişkisini içeriyor. Bu yapıyı oluşturabilmek için öncelikle “Montessori ve Kaynaştırma Eğitimini Geliştirme Derneği”ni kurduk. Okul, derneğin iktisadi teşebbüsü olarak kuruldu. Dernek çatısı altında gönüllü çalışan veliler olarak biz, okulumuz için hep birlikte çalışıyoruz.
Veli inisiyatifini aslında iyi işleyen bir “okul aile birliği ve mezunlar derneği” olarak düşünebilirsiniz. Bu inisiyatif “gönüllülük” esasına dayandığı için, anne-baba istediği sürece bu yapı altında çalışabilir. İnisayitif almak bir sorumluluk olmakla beraber bir zorunluluk değil.
*Mevcut eğitim sistemi; çocukların kişisel özelliklerine, bağımsız karakterlerine, özgün yapılarına,yeteneklerine, birey oluşlarına saygı duymayarak, hazır kalıplar içinde eğitim veriyor. Standart bir anaokulunun içindeki gürültünün ve uygulamaların içinde yetişkin olarak bile sakin kalmak zor. Çocuklar kendilerini gerçekleştirmek istiyorlar, her biri özel, sistem ise eğitmenin planını gerçekleştirmek istiyor ve tek kalıp içinde.
*Bizi etkileyen ve ülkemizde giderek daha çok sayıda insanın dikkatini çeken ise Montessori Sisteminin yapısı. Montessori eğitiminde; çocuk, bireysel bir eğitim içinde, kendi öğrenme hızı, yetenekleri, kişisel gelişimi doğrultusunda eğitim alıyor. Ve çocuklar daha özgüvenli, kendi başına karar alabilen yüksek konsantrasyon düzeyine ulaşabilen, sosyal bireyler oluyorlar.
*100 yıldır süregelen bu sistemin, yurt dışında binlerce örneği, ispatlanmış başarılı sonuçları var.*Montessori Eğitimi karma yaş eğitimin gücüne inanıyor. Dünya’daki binlerce Montessori okulunda örneklerini görebilirsiniz. Birlikte eğitim gören değişik yaştaki çocuklar, daha iyi sosyalleşebilen, kolay empati kuran, küçüklerini koruyup anlayış gösteren toplumsal bireylere dönüşüyor. Ayrıca bu çocukların kendi gelişim hızında, fiziksel yaşlarının dışında, çeşitli seviyelerde eğitim alabilmelerine olanak sağlıyor. Daha iyi ilerleyebiliyorlar.* Araştırmaların sonuçlarına gore, Montessori Eğitim sisteminin çocuklara kazandırdığı, empati kurabilme, kolay adapte olabilme, sosyalleşme, öğrenmeyi ve çalışmayı sevme, iç disiplin kurabilme özellikleri, çocuklara girdikleri her ortamda ve farklı sistemlerde başarıyı beraberinde getiriyor.*Bahsettiğimiz tüm sebeplerden dolayı, Montessori Eğitim sisteminde eğitim veren bir ilkokul kurmayı hedefliyoruz. Almanya’daki kardeş okulumuz da, bizim gibi bir kaç aile ile bir villada başlamış, bu yıl 25. yıl dönümlerini, büyük bir kampüste kutladılar. Neden olmasın?SİSTEMİN TEMELLERİMontessori eğitiminde Uygulanacak Programın Pedagojik Temelleri:
• Hazırlanmış çevre.
• Çocuğun kendi hatalarını düzeltebileceği kreş programında kullanılabilecek Montessori Materyalleri ile çalışma.
- Duyu materyalleri.
- Günlük yaşam becerileri alıştırmaları.
• Karma yaş gruplarıyla çalışma.
• Zaman zaman grupla ve okula devam eden diğerleriyle birlikte yaşama.
• Proje çalışmalarında birlikte çalışma olanağı.
• Hareket imkanlarını çeşitlendirme zenginliğine sahip açık hava ve
kapalı jimnastik alanları.
• Anne-çocuk okuma odaları, sanat çalışma imkanları.
• İlginç ve deneyim kazandıran geziler.
Montessori Prensiplerine Uygun 3 Temel Prensip:
1. Çocuğun Bireyselliği Konusunda: Her bir çocuk kendi yetenek, yeterlilik ve ilgileri doğrultusunda geliştirilecek.2. Çocuğun Bağımsızlığı Konusunda: Her bir çocuk aktif bir varlıktır ve bağımsızlaşmak en önemli temel hedefidir. “Çocuk dünyayı kendi yaptıkları sayesinde keşfeder.” M.Montessori
3. Çocuğun Bütünselliği Konusunda: “Beynin, yüreğin ve ellerin eğitimi insan eğitimidir.” Pestalozzi

Geniş bilgi için bak:
http://montessoriokul.blogspot.com/

4 yorum:

suzan dedi ki...

Akın Abi, bu okul Çekmeköy'de herhalde, ikizler gittiğine göre. Sonunda birileri bu okulu akıl etmiş, belki ilkokulu da olur. Yeter ki amacından sapmasın. Montesori metodunu uygulasın. Çocuklarımızın ezberci anlayıştan çıkarılarak, okumaya, öğrenmeye meraklı, düşünen, yurduna yararlı insanlar olarak yetişmesine ihtiyacımız var. Bu türden her emek desteği hakediyor. Yolları açık olsun. Hem ikizlerin hem okulun..

Punto dedi ki...

Sevgili Suzan; Okul Koşuyolu'nda. Bir villa kiralamışlar. Veliler dernek kurmuş. Kar amaçları yok. Montesori metodunu iyi uygularlarsa ilkokulu da açılabilir.
Almanya'da böyle başlayan bir okul şimdi kampüs haline gelmiş. Bu tip okullar yayılırsa kar amaçlı açılan ve ne olduğu belli olmayan okullara ilgi azalabilir.
Yeni nesil annelerin çocuklarını eğitmede gösterdikleri gayreti takdir ediyorum.
Dediğin gibi umarım faydalı bir girişim olur.

Berceste dedi ki...

Dilerim birlikten kuvvet dogar ve ic catismalar cikmaz burada da Akin amca. Demek bizim kizin yasdaslari da anaokullu oldular! Butun gun mu gidiyorlar, belli bir saat mi?
Diger yandan ben kaliplara ve tek tip uygulamaya da karsiyim. Her ne kadar ozunde serbestlik olsa da, belli bir sablonu var Montessori'nin de. Tarihcesine bakip iyi incelemek lazim. Ben inceleyene dek bizim kiz buyur :) Herseyin en guzelinin yarinin buyuklerinin olmasi dilegi ile...

Punto dedi ki...

Evet Sevgili Dilek, ikizler de okullu oldu. Sanırım yarım gün gidecekler, anneleri ile birlikte.
Bu tip girişimleri olumlu buluyorum Dilek. Eğitim konusunda ülkemiz yerinde saydığı sürece velilerin arayışları da sürecektir.
Çok para alan ama ne yaptıkları belli olmayan yuvalar yerine bu tip girişimleri desteklemenin doğru olduğuna inanıyorum.
Ben de çatışma çıkmaz inşallah diyorum kendi kendime.
Haklısın eğitim metodları tartışılabilir. Ben görerek yaparak öğrenmeden yanayım. Hele bilgisayar ortamında her şeyi hazır bulan bir nesil varken karşımızda!...