4 Aralık 2010

Gazeteci ile akademisyen fıkrası!

Zaman zaman bu blogda elektronik posta yoluyla gelen bazı fıkraları sizlerle paylaşıyorum. İşte bu fıkralardan biri:
Kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt dışına çıkmışlar. Bir süre yiyip-içip eğlenmişler. Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş.
İş aramışlar ve bir çiftlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp çöp römorkuna atma işi bulmuşlar. Bir süre çalışmışlar, başarılı olmuşlar, çiftlik kâhyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak "Size daha kolay bir iş vereceğim" diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş .
"Bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş. Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, "Bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar. Onları gözleyen kâhya yanlarına gelmiş, "Siz Türkiye'de ne iş yapıyordunuz? " diye sormuş.
Bizimkiler "Gazeteci" ve "Akademisyen" diye cevaplamışlar. Kâhya, "Belli belli, sizin Türk aydını olduğunuz belli" demiş. "Çok iyi bok atıyorsunuz ama iyiyle kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz! "
Punto'nun notu: Fıkrada adı geçen gazeteci tiplemesiyle köşe yazarları kasdedilmektedir. Her köşe yazarı gazeteci değildir.

2 yorum:

cenebaz dedi ki...

:))))))))))))))

Punto dedi ki...

Cevap yazamadığım tek yorum.