7 Mayıs 2011

“Test usulü yerine metin sorulmalı”

Emekliler bir araya gelince ne yapar, biraz siyaset, biraz spor, biraz çocuklarını, torunlarını konuşur. Laf dönüp dolaşıp eski günlerde yaşananlara gelir. Yine böyle bir emekli laflamasında bir arkadaş orta öğretim yıllarındaki öğretmenlerden bahsederken "Köy Enstitü mezunu bir öğretmenimiz vardı. Her şeyi ondan öğrendim. Sadece kendi branşındaki bilgileri değil, her şeyi. Bilmediği şey yoktu. Becerilerini hayranlıkla izlerdik” dedi.
Televizyonlarda olaylara objektif bakan ve kamu yararını ön plana çıkaran bir konuşmacıya rastlamadım bugüne kadar. Her konuşmacı sorunlara kendi penceresinden bakıyor, yanlış da olsa dayatıyor. İnsanı yeter artık dedirtme noktasına getiriyor.
Sizin anlayacağınız particilik takım tutma gibi olmuş.
Aday listelerine bakarsanız, en hızlı savunucuların liderlerinin gözüne girdiğini, seçilecek yerlere konduğunu görüyorsunuz.
Dedim ya pek izlemiyorum bu programları. Kanal kanal doğru dürüst bir program ararken geçenlerde Teke Tek’e takıldım. Başından beri izleyemedim ama konuşmacı eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz olunca kanalda kaldım.
Sayın Gürüz’ün şu cümleleri dikkatimi çekti:
“Benimle ilgili iddiaları konuşmak yerine sınav sistemini tartışmak çok daha yerinde olur. Bakın elimde çok önemli raporlar var. Bu raporlarda Batılı ülkeler ve Amerika, bizim yaptığımız sınav sistemini terk ediyorlar. Çocukların bilgisini yarıştırmıyorlar. Orta öğretim başarı oranını esas alıyorlar. Öğretmenlerimize güvenelim. Orta öğretimden yüksek öğretime geçişte orta öğretim başarı oranı yüzde yetmiş olsun. Dershaneleri ortadan kaldıralım. Batıda sınav sisteminde en son gelinen nokta bu. Çocuklarımızın bilgisini daha doğrusu dershane yüklemelerini yarıştırmayalım. Öğretmenlerimizin öğrettiklerini ön plana çıkaralım”.
Altmış yıl önce terk edilmiş Köy Enstitülerinin eğitim sisteminde de öğreti ezbere dayanmıyordu. Görerek, yaparak öğreniyordu çocuklar bir çok şeyi. Ve o bilgileri hayatları boyu unutmuyorlar, öğretmen olarak gittikleri okullarda öğrencilere de öğretiyorlardı.
Kemal Gürüz bir şeyin daha altını çiziyor. Sınavlar test usulü olmasın. Metin halinde olsun. Öğrenci kompozisyon yazmasını öğrensin. Bugünün çocukları iki satır yazamıyor.
Sistemlere ideolojik bakarsanız, ben yaptım oldu derseniz, ezberciliğe yöneltirseniz, bugün yaşanan tartışmalardan kurtulamazsınız.
Bu sistemlerle geleceğimizi bu gençlere nasıl bırakırız?
Öldüğümüzde aklımız kesin geride kalacak.

Hiç yorum yok: