15 Ağustos 2014

İnsan eliyle çevre faciası: Kurbağalıdere

Suzan Abla yazıyor:

Adı Kurbağalıdere..Ama dere bırakın kurbağaları, kirli suyu pek de önemsemeyen denizanalarının, kefallerin bile yaşam alanı olmaktan çoktan çıkmış...Şimdi yıllardır anıldığı *oklu dere adını daha çok hakediyor.
Burası İstanbul’un en nezih semtlerinden biri Kadıköy. Ünlü Bağdat Caddemiz’in başladığı nokta. Uluslararası maçların yapıldığı Fenerbahçe Stadı’nın dibi. Ülkemizdeki hiçbir akarsu, hiçbir dere böyle bir pisliği haketmiyor ama İstanbul’un göbeğindeki Kurbağalıdere, yıllardır süren ihmalkarlığın, vurdumduymazlığın, siyasi çekişmelerin yüzümüze attığı bir tokat gibi.
Temiz derelerimizi HES’lere kurban verirken, kirli derelerimizi temizleyerek kurtarmaya çalışıyoruz. Kurbağalıdere de yıllardır ıslah edildi edilecek diye oyalanıyoruz. Burnunu mendille tıkayarak yanından geçenler, derenin niye temizlenemediğini bir türlü anlayamıyor. Oysa o kadar çok nedeni var ki; altyapı eksiklikleri, yapılaşmanın artması, yanlış çevre politikaları, ihmalkarlık, siyasi çekişmeler, eğitimsizlik...
Toplam 67 km’lik uzunluğundaki Kurbağalıdere; Ümraniye, Maltepe, Üsküdar ve Atasehir’den geçerek Kadıköy’de Marmara ile buluşuyor. En yoğun sorun yaşanan bölge de burası. Derenin dibi ve ağzı balçıkla kaplanmış durumda. Metangazının oluşturduğu baloncuklar nedeniyle dere sürekli fokurduyor. Kokudan, bahsetmek bile istemiyorum.
Yıllardır doldur-boşalt politikalarla yapılan ıslah çalışmalarından sonuç alınamadı.
Derenin son ıslah çalışması ise, Kadıköylüler’in başta umuduyken sonra tam anlamıyla kabusu oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ihale ettiği proje, 2012 Ekim ayından beri sürdürülüyor.
Her yağmurda taşıyor
 İBB çalışmaların amacını; dere yatağının genişletilmesi, pis su hatlarının kolektör aracılığıyla toplanarak arıtma tesisine aktarılması ve bu sayede de Marmara Denizi’nin kirletilmesinin önüne geçilmesi olarak açıklıyor.
Derenin önce denize dökülen bölgesi ıslah edilerek kademeli olarak yukarı bölgelere gidilmesi gerekirken, kamulaştırma, sit alanı, çevrecilerin protestosu gibi nedenlerle ıslah çalışmaları derenin yukarı kesimlerinden başlatıldı. Kuşdili Çayırı bölgesinde derenin iki yanında kazık çakma çalışmaları yapılacaktı. Çalışmalar esnasında iş makinelerinin durduğu alan dere yatağına doğru genişletildi. Dolayısıyla yatak daraldı. Çevredekilerin ‘bu dere taşar’ uyarılarını dikkate almayan müteahhit firma, meteorolojinin uyarılarına da mı kulak tıkadı bilinmez. 2 Haziran’daki ilk yağmurda çevredeki esnafın dükkanları ve evler sular altında kaldı. Çaresizce, elinden hiçbirşey gelmeyerek bakakaldı herkes. Belediye görevlileri, sular çekilmeden müdahale edemedi, sular çekildiğinde olan olmuştu zaten. Esnafın ve sakinlerin zararı ve öfkesi büyüktü. Müteahhit firma dere yatağındaki daraltmayı açtı. Bundan sonra hava durumuna göre hareket edeceklerini açıkladı. Meteoroloji 17 Haziran için yine kuvvetli yağış ve sel uyarısı vermişti. Ama Kuşdili’ne bir damla bile düşmemişti. Bu sefer derenin Ataşehir ve Ümraniye’deki yağışlarla debisi arttı. Kuşdili Çayırı’nı yine pis su kapladı. Park halindeki araçlar kullanılamaz hale geldi, itfaiye mahsur kalanları kurtardı. Yine gafil avlanılmıştı. Derenin yatağı yine dardı. Müteahhit firmaya tepkiler arttı. İşyerleri ve meskenler yine sular altındaydı.
 Koli basili, normalin 300 katı
 Su, dediğimiz kanalizasyondu aslında. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, sonraki günlerde yapacağı açıklamada ıslah çalışmaları sırasında alttaki kanalizasyon borularının kırıldığını, kanalizasyonun Marmara’ya aktığını ve koli basilinin normalin 300 katı olduğunu söyleyerek İstanbullular’ı denize girmemeleri konusunda uyardı. Bir parantez açıp koli basilinin kanlı ishale ve ölüme yol açabileceğini hatırlatalım. Nuhoğlu, derenin kenarındaki ‘Yoğurtçu Park’ta bile bulunmayın’ dedi. En acısı ‘çocuklarınızın burada olduğunu düşünün’ diyerek yetkilileri uyardı.
Daha sonraki günlerde de en ufak bir yağmur yağsa, çevredekiler hep tetikteydi. Birkaç kez daha yaşandı su baskınları, çok büyük çaplı olmasa da.
Kadıköy Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nün raporuna göre ıslah çalışmalarının yakın bir gelecekte tamamlanması pek mümkün görünmüyor. 
Sit alanı engeli, kamulaştırma çalışmaları, imar planı değişiklikleri, Salı Pazarı’ndaki pazarcıların yerlerini vermek istememeleri,metrobüs duraklarının geçici de olsa taşınması gerekliliği. Müteahhit firmanın zararının da iş nedeniyle büyük olduğu belirtiliyor. Bunun yanısıra taşkınlardan zarar görenler de firmaya dava açmaya başladılar. Kurbağalıdere; pisliği, taşkınları ve ıslah çalışmalarıyla daha uzun bir süre gündemde kalacağa benziyor. 
Yandaki fotoğrafta rafa kaldırılan derenin maketi görünüyor.

Hiç yorum yok: