22 Eylül 2014

Müşkül Mevkii!

*Vatanı olmayana her yer soğuk gelir. (Çerkes atasözü)
Musul Konsolosluğunda esir alınan 46 soydaşımızın 102 gün sonra kurtuluşunu gördük ,onları bağrımıza bastık ama nasıl kurtuldular tam olarak anlayamadık! Şöyle gerinerek zerre kadar kuşkuya düşmeden böyle güzel bir olayı içimize sindirip, kuşku duymadan saf bir anlayışla kutluyamadık!. 102 gün yasaklı idik. Soramıyorduk... Aman haaa rehinelerin burnu kanar dediniz. Allaha şükür iyi bir şey oldu. Burunları kanamadan vatanlarına geldiler. Bu ulusal bir sevinç. Ama hala karanlık köşeleri var! Işid rehineleri ne oldu da bıraktı? 102 gün elinde tuttu ve neden bugün teslim etti?. Bu 102 gün bilmediğimiz neler oldu? MİT in dünyadaki en büyük kurtarma başarısı mı? ABD’ nin diğer ülkelerle birlikte IŞİD’e karşı müşterek bir cephe oluşturma çalışmalarının hızlandığı sırada 46 rehine bırakıldı? NEDEN! Aynı günlerde Katar ülkede yasa dışı ilan edilen Müslüman Kardeşler liderlerinden 7 kişiyi sınır dışı etme kararı aldı. Birinin Türkiye’ye geldiği diğerlerinin de geleceği açıklandı. Musul Konsolosluğumuzda vatandaşlarımızın nasıl IŞİD in eline geçtiği, kimin hatalı olduğu net olarak cevaplanamadı! İşin esası İKNA YOLU İLE GERÇEKLEŞEN bu operasyonun anlatılan kısmına kimsenin ikna olmaması!. Yani bildiklerimizin dışında kalan anlatılmayanlar daha fazla!
Devlet terörle müzakere etmez dedik. Ettik... PKK için açılım paketi açtık. Açılım öyle bir tartışma açtı ki tartışmayı kapayamadık. Direkteki bayrağı koruyamaz duruma düştük! Bu gün açılım paketi ne oldu, kimin elinde kaldı belli de değil. Onun yerine Doğu da PKK saldırısından koruyamadığımız okulların yakılmasını ile 2014 Eğıtim yılını açtık! Her tür terör ile tanıştık!. Orta Doğu kökenli, arap saçlısı mı? Nasıl bir terör arzu edersiniz! Hemen hepsi mevcut. Dün Anadolu da çoluk çocuk bebek demeden öldüren 40 yıllık terör örgütünü bugün ne yapacağız? Işid’e silah çektikleri için kahraman (!)mı? Malzeme sıkıntımız yok. Kimin için ziller çalıyor sorusu da geride kaldı. Eski Başbakan’ın yeni emanetcisi zilleri şeriat devleti sınırında çalıyor. Ve gerinerek “parantezi kapamak üzereyiz” diyor. Ne için parantez açtılar bilinmiyor mu? Tartışmalara bakın. Konuşulanların en ince damarlarında din var. Sünniler... Şiiler... Mezheplere bölünmüş kinler. Daralmış özgürlük alanları. Yok olan Laiklik değil mi? Nerede Laik Cumhuriyet. Din işlerini ayrı tutma alışkanlığı! Duyulan ses tehlike canlarının sesidir ama biz onu telefon zilinden ayıramıyoruz. Alo Fatih’leri çoğaltarak baskıyı zirveye taşıyoruz! Dayatmanın siyasi AĞA’sı nereye giderse gitsin huyundan vazgeçmiyor.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, sınırların korumasızlığını dile getiriyor. “ Sınırlarını kevgire çevirmişsin. 2 milyon Suriyeli Türkiye'de geziyor. Sanki CHP iktidarında rehineler vardı, AKP geldi bu rehineleri kurtardı. 30 yıldır terörle mücadele eden Türkiye, ne yazık ki dış dünyada artık, teröre yardım eden bir ülke konumuna geçti. Artık IŞİD'e, diğer terör örgütlerine silah, malzeme veren, lojistik destek sağlayan, onları hastanelerde tedavi eden bir ülke olduk. Terörist tedavisi için özel kanun çıkardılar. Kuveyt Büyükelçisi posta koyuyor Türkiye Cumhuriyeti'ne. CHP'li milletvekillerini kamplara almadılar, TIR'ları aratmadılar, böyle bir noktada Türkiye'de şimdi rehinelerimizin kurtarılmasına tabii ki seviniyoruz. Buna bir itirazımız yok. Ama orada rehin olan 49 vatandaşımız değildi aslında, 76 milyon Türkiye idi. Bu ülkenin tepesinde oturan kişi, kinle devlet yönetiyor. Cumhuriyet tarihinde bir ilktir bu, kindar bir Cumhurbaşkanımız var. Mezhep ve etnik köken ayrışmasını körükleyen bir Cumhurbaşkanı var. Yargı adalet dağıtmıyor Türkiye'de, medya özgür değil, sivil toplum suskun, sokakta şiddet yaygınlaşıyor, eğitim çöktü, çocuklarımızı Milli Eğitim Bakanlığı'ndan korumamız gerekiyor. Vali devletin valisi değil, savcı Cumhuriyetin savcısı değil, okul müdürü devletin değil, AKP'nin militanı

Bugün Açık Lise gerçeği dillendirilmiyor. Buralarda okul ve öğretmen yüzü görmeyen 1 milyon 340 bin öğrenci var. Ve onlar çocuk işci ordusuna katılıyorlar. Pedagojik değerlere dikkat edilmiyor. Televizyonlar sadece para hesabı içinde. Pedagoji Derneği Koton yetkililerini TV lerde oynayan “Çocuk Kafası Çocuk Modası” adlı reklam için uyardı. “Öncelikle, çocukların öne çıkarılarak bir ürünün tanıtılmasını doğru değil.. Reklamdaki kız çocuklarına kıyafetleri, bakışları, hareketleri ile seksapalite atfedilmiş. Çocuklar, çocuk olmalı, çocuksu kalmalı, onların masumiyeti korunmalı. Çocuk istismarının ve pedofilinin arttığı bir dönemde çocukları, özellikle kız çocuklarını, yetişkin kıyafetleri ve hareketleri ile göstermek tehlikelidir. Moda, yetişkinlerin dünyasına ait bir kavramdır. Çocukların gündeminde moda yoktur. Reklamınızda “ayrıcalıklı olmak”, “tarz sahibi olmak” vurgusu çokça yapılmaktadır. Çocuklara “Ayrıcalıklı olun, tarzınız, modanız olsun.” Demek yanlıştı. Yaptığınız . Uluslararası Reklam Uygulama Esasları’na aykırıdır.”

İlhan Kesici eski milletvekili ve 5 yıllık planlarda emeği geçen bir bürokrat… TV de geldiğimiz ekonomik sıkıntıyı anlatırken ne durumdayızı kendi uslubu ile açıkladı... Trene 3. mevki bilet alıp 1 mevkide oturan yolcu bilet kontrolunda yakayı ele verir. Kontrolör elindeki bilete baktıktan sonar sorar: “ Bayım hangi mevkidesiniz” Yolcu “Bende onu anlatacaktım der şu anda Müşkül mevkideyim”… ABD’ deki Ziraat Bankası teftişinin ciddi bir olay olduğunu kavramadığımızdan yakınarak Kesici ikaz ediyor “Raporlar Türkiyenin durumunu griden koyu griye düştüğünü gösteriyor. Durum ciddiye alınmalı. Kara listeden bir basamak öncesi! Yani Müşkül mevkiideyiz…”

Hiç yorum yok: