10 Mart 2015

Vicdan değil Cüzdan telaşı!

Eşek alim olmaz taş taşımakla Tekkeye, insan adam olmaz gitmek ile Mekke’ye (Ziya Paşa)

İktidar acı verecek kadar eleştirilemiyorsa o ülkede demokrasi tam olarak işlemiyor demektir… Gidişin neresinden tutacağız! Bize acı vermeyen ne kaldı dersiniz? Bugün kavga gürültü içinde geçiyor zaman. Yarın güvende mi? İç Güvenlik Yasası ile HİÇ GÜVENLİK YOK! Uslu otur denmiyor mu? Sokağa çıkma, ses çıkarma, itiraz etme!

Milletçe yalana mı alıştık?. Son dönemde herşey mi değişti?. Sadece etikete baktık, karar veriyoruz. Özü unuttuk! AVM lere bakıp zenginliği konuşmuyor muyuz?. Söz Meclisten içeri olduğunda da Milletin Meclisinde saygıyı mı gördük? Yoksa ben sandıktan çıktım ne istersem o olur zihniyetini mi sergiledik? Fikirlerin tartışılmasına, tartışmalardan çıkacak ortak aklı kullanma becerisine bir türlü gelemedik! Bizi körükleyen –dindar kindar- söylemi BENDEN OL PAYLAŞ alışkanlığı değil mi? Bu dönemde yalan siyasetin cilası olmadı mı? Yalanı çıkan sıkılıp utanıp sahneyi terk etmedi ki! Asla istifa etmek diye bir kural olduğunu akıl da etmedi. Çok kere bir kenara da çekilmedi! HAVUZDA ıslanmış gerçeği arama öfkesi, gecekondudan villaya geçerek uslanmış, yeni yetme cepkenden çıkma her yalan patlayınca, Medya asfaltında bir dakika deyip sadece duraklamıyor mu? Bavulu kapıp, torbaları saçıp belgeler deyip olmayacak kumpaslara pas atmıyor mu? Medya’nın şahane yürüyüşü dünde sahne aldı. Aynı kelimelerle aynı başlığı aynı anda kullananarak hep birlikte havuzdan çıktılar. Demokrasi ve ifade özgürlüğüne şanlı bir sayfa daha eklenmedi mi? Lastik değiştirip hiç bir şey olmamış gibi yalan rüzgarını kullanmıyorlar mı! Zaman zaman hatırlandı yalanlar ama Vicdana vuran oldu mu? Evet nerede ise hemen hepsi gerçeği cüzdana koyup ilerlemediler mı? 1300 yıl önce felsefemizde yaşayanları ne çabuk yok ettik. Felsefe dersleri kaldırıldı. Vicdan da cüzdan boşluğuna mı yuvarlandı!

Hacı Bektaş Veli'ye sormuşlar "Kadıncık Ana eşiniz mi diye? “Hacı Bektaş: “Eşim değil eşitimdir.” cevabını vermiş. Sakın dönüp bugüne bakmayın... Recep Tayyip Erdoğan sormadan haykırmıyor mu? Kadın erkek eşit değildir. Ispatlanmış, dün ıspatlanmış Kabataş yalanlarını bile GERÇEKMİŞ GİBİ tekrarlıyor. Herşeyi kapatarak yürümüyorlar mı? Kadının başını örtmekle başladılar. Bugün kadavralara kilot giydirir oldular!. Kadın İşçiler Kurultayında şöyle konuşabiliyor! “Kimse o kadını taciz edenleri konuşmadı, onları kınamadı, onların peşine düşmedi. Tacize uğrayan kadına ise etmedikleri hakareti bırakmadılar. Hani tacizde esas olan kadının beyanıydı?” dedi. Evet esas olan kadının söylediği. İsyan eden, yolları dolduran, evinde otur dediğin ama sokakları dolduran kadınların söylediği esastır. Onlar sana, iktidarına, sunduğun karanlığa yeter demiyorlar mı. Aslolan bu gerçektir…

Kabataş'ta ne olmuştu? İddiya göre, Gezi direnişi sırasında Kabataş'ta, başörtülü bir kadın güpegündüz saldırıya uğramıştı. Belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan bir grup, bebeğiyle birlikte durakta bekleyen genç kadını dövmüştü. Yetmemiş, üzerine idrarlarını yapmışlardı. Türkiye günlerce bu iddiayı konuştu. Sen canbazı gene sahneye aldın. Ama, kamuoyu Kabataş'taki güvenlik kameralarında böyle bir olayın yaşanmadığını gördü. Bir tek Erdoğan ikna olmadı. Emir verdi. Polis, seferberlik ilan etti. Başörtülü bacımız Zehra Develioğlu’nun taciz edildiğine dair kanıt bulamadı ama bölgedeki esnaf sorgulandı, yurttaşlar suçlu muamelesi gördü, 161 kişi incelemeye alındı. 2500 kamera incelendi. Sonuç: Söz konusu olay yaşanmamıştı… ııı ıhhhh… Ona göre başı örtülü bacımız taciz edilmişti. İnanmayan sadece Cumhurunbaşkanı kaldı. Milletimin büyüklüğüne bakın! Dün TARAFSIZ olacağım diye yemin etmiş biri bugün AKP partiye 400 milletvekili istiyor ve BAŞKAN olurum hesabı yapmıyor mu? Oysa aynı kişi Tarafsızlık yemininin tek kelimesine uymamıştı. Millet ona, en azından A Ka PE liler hala inanabiliyordu!( % 35 - 38 arası oranı dayakla hizaya getirilmeğe çalışılan GEZİCİ araştırma verisidir!) Tarihe Kabataş yalanı olarak geçti. İkinci yalan Bülent Arınç’a suikast yalanı oldu. Saçma sapan bir senaryo ile KOZMİK oda arandı. Kimse o odadan neler alındı, hangi belgeler nerelere ulaştı bilmiyor. Umarım iftiralarla hırpalanan TSK nin itibarını iade etme zamanı da gelir!

Recep Tayyip Erdoğan, Türk Metal Sendikası Kadın İşçileri 20. Büyük Kurultayı'nda yaptığı konuşmada İnsanların acısını paylaşmayanların asla büyük olmayacağını vurgulayarak, “Doğuran, doyuran, yetiştiren kadındır. Ben anasının ayaklarının altını öpen bir evladım.” diyerek kadının baş tacı edilmesi gerektiği söyledi. Gene vay anasını dedirtti. Ve hafızaları canlandırdı. Başbakanlığı döneminde Gaziantep'te, polis fişeği ile hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın annesini yuhatlatmıştı. Mersinde çiftçi Mustafa Kemal Öncel'i “Ananı da al git!” diyerek azarlamıştı. Olsun. Onlar dündü. Bugün bugündür! Seçime çeyrek kala!. Canbaza bakmaktan geleceğe dönük tehlikeleri göremez oluyoruz. MİT gibi önemli bir teşkilatın başı Recep Tayyip’in sır küpü çatlama belirtileri gösterdi. Fidan AKP den siyaset yapmak için istifa etti. İki üç hafta içinde ne olduysa oldu ve vazgeçip Cumhurbaşkanının yanına sığındı. Küp biraz daha tecrübemi mi kazandı,çatladı mı, yoksa yeni günahlarla mı doldu? Bilinmez ki!
IŞİD’e Türkiye’den katılan en az 50 militan AKP’li belediyelerde çalışıyor. New York Times (NYT) gazetesi Ankara, İstanbul ve Sakarya gibi illerden IŞİD’e yoğun katılımların olduğunu duyurdu. Dışişleri ise Türkiye’den IŞİD’e yaklaşık 600 kişinin katıldığını bunların da 100’nün hayatını kaybettiğini açıklamıştı.IŞİD Suriye’de yürüttükleri savaşı Şam Cephesi olarak nitelendiriyorlar. Türkiye’de bir cephe açma niyetleri olduğu da basına yansıyor. Bu cepheye de şimdiden İstanbul Cephesi adını vermişler. Süleyman Şah türbesinin taşınması dahil pek çok olay İŞİD le bağlantılı sayılıyor.


Gerçeği aramak her zaman zor olmuştur. Ama hiç bir zaman bugün kadar imkansız ve vicdansız olmamıştır. Soru sandıktan çıkan hükümet sandıkla tıpış tıpış gidecek midir? A-KA-PE iktidarında çok kere beyazlar kara, karalar beyaz, mağlubiyetler zafer, yanlışlar doğru gibi kutlanıyor! Bir yalandan çıkıp öbür yalana yakalanıyoruz. Kan içip kızılcık şerbeti içmiştik diyenlerin vicdan telaşı yok ama Cüzdan telaşı bitmiyor. 

Hiç yorum yok: