11 Ocak 2024

Sonbahardan kalma bir gezi, Kayseri…

 Suzan Peker yazdı

Kış kapıyı çalmışken, sizlere güneşli birkaç gün yaşatmak istiyorum. Nerede mi, dorukları karlı yüce Erciyes Dağı’nın eteklerinde. Ne zaman mı ekimde. Birkaç ay gecikmeli yazabildiğim Kayseri gezisini anlatacağım, aklımda kaldığınca, dilim döndüğünce…

Biz iki aile Eskişehir ve Konya konaklamalı iki günün ardından vardık Kayseri’ye. Diğer arkadaşlar Ankara, İstanbul ve Eskişehir’den geldiler. Bizi misafir eden arkadaşlarımız Ilgın ve Mustafa Kayserili, rehberlerimiz Evren ve Gonca da Kayseri’yi çok iyi tanıdığı için Kayseri’nin tozunu attırmamız kaçınılmaz.

 


Hunat Hatun otel odası... 

Tarihin canlandığı Setenönü

  Otelimiz Kerem ile Aslı; tarihi Kayseri evlerinin restore edilerek yeniden canlandırıldığı Setenönü’nde. Melikgazi Belediyesi bu bölgeyi kullanım karşılığı restore ettirmiş. Yıkık, dökük kullanılmayan evlerin olduğu bir mahalleden, son iki yılda yaşayan bir bölgeye dönmüş Setenönü. Ermeni, Rum ve Türk nüfusun iç içe yaşadığı Kayseri’de, Ermeni taş ustalarının elinden çıkmış tarihi evler, aslına uygun restore edilmiş.

Odalarımıza yerleştikten sonra kısa bir şehir turuna çıkıyoruz yürüyerek. İlk durağımız, Merkez Bankası binası. Anadolu’da Cumhuriyet’in modern mimari kimliğini oluşturmak için birçok proje yarışması düzenleniyor. 1960’larda Vedat Dalokay ve Orhan Dinç’in projesiyle hayata geçirilen bina, modern mimarinin örneklerinden.  Kümbet formunu da içeren Kayseri Valilik binası, mimar Melih Karaaslan’a ait, ödüllü bir yapı. Belediye Binası yine Vedat Dalokay imzası taşıyan bir diğer ödüllü bina.

Kayseri’nin ilk adı Mazaka imiş. Mazaka’dan bugüne birçok uygarlık izlerini bırakmış Kayseri’ye… Hitit, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi. Medeniyetler arasında tarihi bir yolculuğa çıkmış gibiyiz.

 

Milli Mücadele Müzesi

İkinci durağımız,Milli Mücadele müzesi. Türk siyasetine ve kültür tarihine damga vuran bir lise. Osmanlı döneminin Kayseri Sultanisi, 1920-1921 eğitim yılında tüm öğrencileri Sakarya Savaşı’nda şehit düştüğü için mezun verememiş. Bugün ‘Milli Mücadele Müzesi’ olarak tarihin sayfalarını aralıyor.  

Ana koridorunda Kurtuluş Savaşı mücadelesinden izler görüyoruz. Bir sınıfa başınızı uzattığınızda, Turgut Özal, Abdullah Gül, Hulusi Akar, Behçet Kemal Çağlar, Jale Baysal oturuyor sıralarda. Bir oda, Ankara tehlike altına girince Kayseri’ye taşınan iki gazeteye ‘Sebilürreşad’ ve ‘Anadolu’da Yenigün’e ev sahipliği yapıyor. 

 Döner Kümbet

 Müzeyi gezen onlarca küçük ziyaretçinin arasından sıyrılıp turumuza devam ediyoruz. Az ilerdeki kavşakta, yoğun trafiğin ortasında ‘Döner Kümbet’ duruyor. Yaşamın hızıyla, ölümün durgunluğu iç içe geçmiş. Önemli kişilerin mezarları olan kümbetlerden Kayseri genelinde 39 tane varmış. 700-800 yıl önceye tarihlenen kümbetler, şehirleşmeyle birlikte hiç umulmadık yerlerde karşımıza çıkabiliyor, bir alt geçidin üzerinde bile.

Döner Kümbet, 13. Yüzyıla tarihlenen bir yapı. Şah Cihan Sultan’a ait olan kümbet, 12 yüzeyli, 10 yüzeyinin geometrik şekilleri ve taş işçiliğinin birbirine çok benzemesi nedeniyle halk arasında ‘Döner Kümbet’ diye anılıyor. Bir rivayete göre altına tekerleklerin yerleştirildiği de söyleniyor. Rivayetler olmazsa, olmaz.

Meryem Ana Kilisesi’nden Kent Kütüphanesi’ne...

 Şimdi biraz daha yürüyelim, muhteşem bir dönüşümle karşılaşacağımızdan habersiz. 1870’lerde şehir surlarının sınırında inşa edilen ve Kayseri’de gayri müslim nüfusun zenginliğini gösteren Meryem Ana Kilisesi, 25 yıllığına Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiş ve restore edilerek kütüphaneye dönüştürülmüş. On yıl öncesine kadar tekvandocuların antrenman yaptığı kilise, şimdi 50 bine yakın dijital ve basılı kitabın bulunduğu 24 saat açık bir kent kütüphanesi ve gençlerin ilgisi yoğun.  

 Hunat Hatun Külliyesi

 Oteldeki odamızın adının Hunat Hatun olduğunu görünce kim olduğunu merak etmiştim. 1. Alaeddin Keykubat’ın eşi Mahperi Hunat Hatun, 1238 yılında kendi adını taşıyan bir külliye yaptırmış. Cami, medrese, kümbet ve hamamdan oluşan Hunat Hatun Külliyesi, Selçuklu mimarisinin en özel ve etkileyici yapılarından biri. Kümbetin içinde de Hunat Hatun’un sandukası bulunuyor.

Otelimize dönüyoruz, yarın yeni yerler göreceğiz. Akşam yemeğinde Kayseri lezzetlerini tatmak için sabırsızlanıyorum.

 

Hiç yorum yok: