7 Aralık 2022

Gürcistan’da 4.Gün: Zorlu parkur, Chalaadi Buzulu

 

Suzan Peker yazdı

Hem Mestia’da hem Gürcistan’da son gezi günümüz bugün. Yarın, Türkiye’ye dönüyoruz. Rize Havaalanı’ndan İstanbul’a uçup,  yaşamımıza yeni anılar eklemiş olarak gezimizi bitireceğiz. Ama önce biraz heyecan.

Kahvaltımızın ardından Chalaadi Buzulu yoluna koyulduk. Arazi araçlarına binip Mestia’dan 12 km sonra yürüyüşe başlayacağımız yere vardık. Bizi, Chalaadi Nehri üzerindeki asma köprü karşıladı. Beşik gibi sallan asma köprü sınavını, tellere tutunarak başarıyla geçtik. Önümüzde yeni sınavlar var.

 

 Chalaadi Nehri üzerindeki tahta asma köprüden dikkatlice geçtik.

Hemen bir parantez açayım. Burada bir baraj inşaatı devam ediyor. Yapımını da adını çokça duyduğumuz Türk firmalarından biri üstlenmiş.

Neyse biz yolumuza devam edelim. Yağmur yağmıyor, hava güneşli. Çam ağaçlarının arasından patika yola giriş yaptık. Ara ara eğimlenen yolda sarılar, yeşiller, turuncular, kırmızı ve beyaz mantarlar arasında ilerliyoruz. Tepelerden kopan küçüklü, büyüklü kaya parçaları çıkıyor karşımıza. Ağaçların arasından bakınca adeta  kayalardan oluşmuş  bir’ nehir’ görüyoruz.  Belli ki heyelan fazla. Yolun yarısında asıl nehre ulaşıyoruz. Chalaadi’nin şarkısına kulak verip biraz soluklanıyoruz. 

 Chalaadi Buzulu yolunda mola...

 Buzula kadar olan parkur yaklaşık 3 km imiş ama ben en az 10 km hissettim. Artık yaş mı dersiniz, acemilik mi bilmem. Yol üzerinde yürüyüş yapanların kaybolmaması için, iki beyaz arasına sarı renkte işaretler çizilmiş ağaçlara. Dönüş yolunda bize çok yardımcı oldu bu çizgiler. Giderken, ağaç köklerinin kenarından, kayaların üzerinden, rehberimizin yardımıyla geçip ilerliyoruz. Ayaklarımızı yere sağlam basıp, kayaların üzerinde kaymamak için büyük çaba gösteriyoruz. Dengeli olmak şart.

Zorlu parkurda rehberimizin yardımıyla ilerliyoruz.

 Yolun sonunda bir şölen var. İki görkemli dağın arasında, sisler içindeki Chalaadi muhteşem. Yol ne kadar meşakkatliyse, manzara da o kadar heyecan verici. Bundan sonra buzula kadar olan yol, tamamen kayaların üzerinde. Biz grupran 5 kişi, doğal koltuk seçtiğimiz kayalara oturup Chalaadi’yi uzaktan seyretmeyi yeğliyoruz. Sağdaki dağ, bize minik parçacıklar halinde kar taneleri yollarken, ekibin geri kalanı buzul yoluna koyuldu bile. Burada paylaştığım fotolar, bu azimli arkadaşlarımızdan. 

Chalaadi buzuluna karşı...

Onları uzaktan seyrederken, birden büyük bir kaya parçasının üzerlerine doğru düştüğünü görüyoruz. Kaya yere düşüp parçalanıyor. Kimseye zarar gelmemiş olmasını diliyoruz. Çok korktuğumuz bir an. Arkadaşlarımız sağ-salim dönüyor sonunda ama büyük tehlike atlattıkları kesin. Yanlarından geçmiş kaya parçası. Buraya gideceklere önerim, giderken her türlü önlemi almaları. Özellikle baret giymek gerekir.

Buzul fotoları, sanat eseri gibi. Renkler, doku muhteşem.

 Doğanın sanatı Chalaadi Buzulu…

Dönüşe geçtik. Aynı zorlu yoldan ilerlerken, aramızda bulunan birçok doktor arkadaşımız, bu yolun bizim için bir kalp testi olduğunu söylüyor. Bir çeşit anjiyo yaptırdık. Sanırım bu kadar zorlu bir parkuru bizim yaşımızda sağ-salim bitirmek başarı. Hepimizin kalbi sağlam diye espri yapıyoruz. Chalaadi’yi unutmayacağız.

Vadideki taşlardaki tarihlerde, küresel ısınmayı gözlerimizle bir kez daha gördük. Buzul, her yıl daha fazla, dağa doğru çekilmiş. Tıpkı Shkara Buzulu’nda olduğu gibi.

Dönüşte, asma köprünün üzerinden sekerek geçiyoruz. Bu beşik gibi köprü, bizim için ne ki.

Şehre döndük. Planladığımız Mestia Müzesi gezisini, müzenin kapalı olması nedeniyle gerçekleştiremiyoruz.

Ana cadde Quin Tamar’da yürüyüş yapıp, birkaç dükkana girip çıkıyoruz. Eski bakkallarımızın kokusunu hissettiğimiz küçük dükkanlar buraları. Kimisi Pazar gibi seç seç al tarzı giysi satıyor ki bunların çoğu ikinci el, kimisi de kırtasiye. Hediyelik eşya dükkanı en fazla 3-4 adet. Onların da sadece bir tanesi açık. 

Kraliçe Tamar heykeli, bir avluda 800 yıl öncesinden günümüze bakıyor. Svan masalının baş kahramanı, ne görüyor merak ediyorum.

Kraliçe Tamar Heykeli...Fotoğraf: Ilgın Güler

  

2 yorum:

Momentos dedi ki...

Fotoğraflar muhteşemdi, özellikle buzul fotoları. Yaklaşık 5 sene trekking ve tırmanış yapmış birisi olarak çok dikkatli olunması gerektiğini biliyorum. O yüzden giyilen teçhizatın bile önemi büyük. Sizi kutluyorum bu geziden dolayı. Yazıyı hazırlayan elinize sağlık. :)

Suzan Peker dedi ki...

Buzul fotografları gercekten sanat eseri gibi. Hem gezerken, hem yazarken keyif aldığım bir gezi oldu. Çok teşekkür ederim, yorumunuz ve uyarınız için.