15 Ağustos 2007

Artık evimize "Hürriyet" almıyoruz

Gazeteciliğe orada başladım. Altı yıl geceli gündüzlü çalıştım. Evimizin bir parçasıydı. Orada yetiştiğim için her zaman gurur duydum. Son zamanlarda sendeliyor, düştü düşecek diye üzülüyordum. Sonunda o da teslim bayrağını çekti.
Biz de desteğimizi çektik Hürriyet'ten. Yapabileceğimiz en doğal hakkımızı kullandık.

Hürriyet almıyoruz!..
Yılmaz Özdil'i de internetten okuruz artık!...

8 yorum:

ERDIL dedi ki...

Bizlerde almiyoruz...

Punto dedi ki...

Sevgili Erdil; ne yazık ki kişisel çıkarlar ülke çıkarlarının önüne geçti.

Berceste dedi ki...

Sebep bu yazı diyorlar.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7080165.asp?yazarid=5&gid=61&a=411583

Basında özgürlük deyip yıllardır 24 Temmuzda Gazeteciler Bayramı kutluyorlar ama tek doğru ve özgür yazan insanı işinden ediyorlar! Bundan sonraki cümlelerimin kötü sözler içermemesi için susuyorum :(

Punto dedi ki...

Sevgili Dilek; bahane bulmak kolay. Bence ne zamandan beri siyasi baskı vardı. Seçimler beklendi, sonuca göre harekete geçildi.Hilton Oteli satışının iç yüzünü bilenler sebebin ne olduğunu anlar.

Adsız dedi ki...

Bekir Coşkun'un çağrısını görmüşsünüzdür. 'Kürek mahkumu olarak kalayım mı burada?' diye soruyor. Artık Hürriyet'te neler oluyorsa...
Ben neo liberallerin ve ikinci cumhuriyetçilerin, karşı görüşten de olsa basında işten çıkarılan bir yazara destek vermelerini dilerdim. Hele Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'nin sessiz kalmasını hiç kabul edemiyorum.
Çölaşan gibi birini işten bu derece kolay çıkarabilenler ötekilere neler yapmaz!

Punto dedi ki...

Sevgili Şefika; bence Bekir Coşkun kalabildiği sürece kalsın gazetede ve yazsın. Basın Konseyi kurulduğu zaman ben de üye olmuştum. Sonra bu kuruluşun bir işe yaramadığını görünce ayrıldım. Oktay Ekşi'nin Hürriyet'te yıllardır yazdığını, patronunun aynı zamanda Çölaşan'ı kovan kişi olduğunu belirteyim, yeterli olur sanırım.

Burak Doğan dedi ki...

Bizde almıyoruz. Ve çok iyi biliyorum ki bizim gibi almayan etrafımızda bir sürü kişi daha var. Dediğiniz gibi.. Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil'i de netten okuruz artık..

Punto dedi ki...

Sevgili Burak Doğan; medya iş adamlarının elinden kurtulduğu zaman medya olabilecek. Bunun için de gazeteyi bir ürün olarak kabul edersek o üründen para kazanılması gerekli. Hem de reklam geliri olmadan. İşte o zaman ülkemiz bağımsız, korkmayan bir medyaya kavuşacak diye düşünüyorum.